Deneme,  Edebiyat,  Şiir,  Toplum

Suçluyum…

”Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar” (…)

Elime kalemi almak için harekete geçtim, kalem kutusuna doğru uzandım ve durdum; bu kadar çok kalemin içinde yazı yazabilmek için kırılmış, dökülmüş olmayan bir kalem bulamamak benim suçum mu?

”Beni bu güzel havalar mahvetti.”

Kalemlerin bu kadar kötü ve kalitesiz üretilmiş olması benim suçum olamaz tabi, ama ihtiyaç anında hiç düşünülmeden satın alınmış, kalitesiz ürünlere ısrarla tekrar tekrar para vermiş olmak; benim suçum olmalı. Aklımı başımdan alan yalnızca havaların güzel olması mı?

”Tarifsiz Kederler içindeyim.”

İzlediğim o berbat diziye iki saat ayırmam, zaman hırsızlarına para kazandırmam; benim suçum. İçimdeki kederi bastırmak için başka yollar bulamamam da öyle…

”İçime yolculuk mu düştü, nedir?”

Yüreği kötü, pazarlıkçı, intikam kültürü ile büyümüş küçük hesaplar peşindeki insanların zalimliğini göre göre hayatımın bir köşesine hatta baş köşesine koyup kendi kendilerini imha ederek benden uzaklaşmalarını beklemekte; benim suçum.

”Heeey ne duruyorsun be, at kendini denize!
Geride bekleyenin varmış, aldırma.
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere”

Hayattan yediğim kazıkların hepsi farkında olupta görmemezlikten geldiklerim, kendimi kandırmaya devam etmenin de anlamsızlığının gayet bilincindeyim. Hatta hırsızlıklarla dolu bu topraklarda kalmaya ısrar etmek, ihtiyacım olmayan bir sürü anlamsız eşyaya para harcayıp cebimde bir kuruş kalmayınca dara düşmenin bedelini ödemek zorunda kaldığıma isyan etmekte; benim suçum. Gidemiyorum.

”Gün olur alır başımı giderim.” 

Orhan Veli’nin belediye çukuruna düşüp öldüğüne inanmak da benim suçum, zira insanlar hep ölür ya o sebepten ya da bu sebepten. Sadece 36 yıl yaşayıp tarihe adını en güzel şekilde yazdırabilmek; işte en çok bu şaire hak ettiği hayatı sunamayan insanlığa ait olduğumuzu bilmek; en büyük ortak suçumuz… Sevdiğimizi söylediklerimizi aslında sevmiyoruz, bize kattığı o tatlı sarhoşluğu seviyoruz. Hepimiz biraz Garibiz…

”Seni sevmek
Evet haklısın, kötü kızım.
Suçluyum seni sevdiğim için.”

Orhan Veli’nin muhteşem başarılarına rağmen yaşadığı hayatı bugün bile kabul edemiyorum. Onu garip bir şefkatle anıyorum. Ne zaman bitecek bu garipliğimiz; artık her şeye hazırlıksız olmak istemiyorum ve artık asla bir başka garipler için üzülmek istemiyorum. Ciğerci ve sokak kedisinde benzer duygular olmadan yeni esvaplar almalı…

İnsanca yaşamak hepimizin kaderi olsun…

Dilek

İçimdeki Sait Faik

“Farklı”lar

Editör

Siz de fikrinizi söyleyin!