Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Tartışma,  Toplum

Konstantinopolis adı İSTANBUL oldu, İkinci İnönü Savaşı, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılması, Kırmızı çizgilerin savaşı…

27 Mart 1930 Konstantinopolis’in adı İSTANBUL oldu

Türkiye Cumhuriyetinde artık o isimde bir şehir yoktu!!! ATATÜRK “Türkiye’de böyle bir şehir yoktur.” diyerek gelen tüm mektup posta ne varsa geri göndermeye başladı. Yabancı ülkeler başlangıçta İstanbul ismini yadırgasalar bile Ata’mızın çelik gibi iradesini bildikleri için bir süre sonra kabullenmek zorunda kaldılar. Tüm ülkemiz ve İstanbul adına teşekkürler büyük önderimiz ATATÜRK.

İkinci İnönü Savaşı 23 Mart / 1 Nisan

Bu savaşta daha güçlü görünen Yunan ordusu çok ağır kayıplar verdi. Bu savaşı kazanan İsmet Paşa için büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Paşa İnönü’ye “Siz o savaşta yalnız düşmanı değil milletin makûs talihini de yendiniz tüm vatan olarak zaferinizi kutluyoruz.” dedi.

Bu savaşın çok etkili siyasi sonuçları olmuştur; emperyalist güçler Türkleri yenmenin kolay olmadığını anladılar. Ordumuzun morali çok güçlendi ve Sakarya savaşı kurtuluş savaşının kazanılmasında çok önemli bir yer aldı… Ordumuzun yüksek moral ve güven kazanmasında etkili olduğu ifade ediliyor.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılması

Seçimlere çok az bir süre kala Sayın Kılıçdaroğlu’nun dış politikadan sorumlu yardımcısı Ünal Çeviköz “İsveç ve Finlandiya’nın NATO ya katılmasının NATO’nun güvenliğini arttıracağını” söyledi; ayrıca Rusya’ya “NATO üyesi olduğumuzu hatırlatalım.” dedi.

Çok uzun yıllar CHP’de siyaset yapmış bir kişi olarak bu açıklama beni çok üzdü. Sayın Ünal Çeviköz’ü uyarmalıyım:

a) NATO, sadece ABD’nin çıkarları için var olan bir savaş makinasıdır.

b) NATO üyeliğinin bedelini TÜRK halkı ödemektedir. NATO ülkemizde pek çok darbe de etkin rol üstlenmiştir.

c) Rusya NATO’nun genişlemesini bilmektedir ve ana muhalefet partisi olarak NATO’yu savunmanızı not etmektedir; günü gelince hesabını sorar!!! Son olarak NATO; ABD’nin küresel egemenliği için dünyamızı nükleer bir savaşa bile sürükleyebilir…

Kırmızı çizgilerin savaşı

Strateji uzmanlarına şu soruyu yöneltseniz: Dünyamızın güvenliğini tehdit eden sorun nerededir?

Genellikle % 10 Rusya / Ukrayna savaşını işaret eder. Ancak % 90 ise dünya güvenliğini tehdit eden risklerin Çin ve Tayvan olduğunu ifade ederler; çünkü başlıkta sözünü ettiğim gibi Tayvan ülkesi (Tek Çin devletine) ait olduğu Çin devletinin kırmızıçizgisidir. Aynı şekilde Tayvan’nın bağımsızlığı ABD’nin kırmızı çizgisidir!!!

Şimdi son hafta Tayvan’a giden Murat Ayber’in (Rekabet Kurumu’nda uzman) gözlemlerine bakalım:

Tayvan devletinin başkanı Tsei İng Wen Tayvan’ın ilk kadın devlet başkanı. Tayvan’da günlük yaşam; resmi dil Mandarin ancak her levhada İngilizce karşılığı yazılı…

Tayvan BM tanımına göre gelişmiş ülke. Çevreye olan duyarlılıkta endüstri atıkların temizlenmesinde inanılmaz başarılar elde etmişler… Eski adı Takao 1940 yılından bu yana Aşk nehri olan bir zamanlar son derece kirli nehir şimdilerde yüzülebilen bir nehre dönüşmüş!!!

Tayvan çevreyi kirleten sanayi ürünlerini terk etmiş. Küresel dünya için çok önemli olan ÇİP üretimine yönelmiştir. Bu alandaki başarısı çok büyük. ABD (güvenliğin için) üretimi bizde yap dedi… Tayvan bu öneriyi reddetti… Bütün nehirleri kirlenen mermer ocakları ve madencilik nedeni ile zehirlenen ülkemiz özüne dönmeli. Tarıma üretime önem vermeliyiz. Akılcı milli ekonomik kalkınma planları ile beş yılda dışa bağımlılıktan kurtuluruz… Bizim de doğamız temizlenir…

Dünyada pek çok ülke; Çin’in Tayvan dâhil tek devlet olduğunu kabul ediyor ve Tayvan’ın bağımsız bir ülke olmadığını kabul ediyor. En son Bolivya’da tek Çin devletine inandığını Tayvan’ı tanımadığını açıkladı.

Orhan Ayber

Siz de fikrinizi söyleyin!