Deneme,  Hatıra,  Toplum

Eylül Mutsuzluğu

Yazın sıcaklığından Eylül ayının serinliğine evrilen gece Selanik’te Aristotelous Meydanını yürüdüm boylamasına. Yolun karşısına geçtim. Denizden esen rüzgarın serinliğinde iyot kokusuna karışan sigara içenlerin dumanını ardına takılıp uzunca bir süre yürüdüm.

Şık bayanlar, gecenin derinliğine inmek için giyinmiş erkekler… Havada asılı kalmış parfüm kokuları iç içe geçmiş… Erotizmin en kıskanç eteğine yapışmış yeni ergen kızların havada uçuşan dalgalı sarı saçları… Hayatı sakız çiğnemek kadar kolay gören bir tinsel bakış, alımlı mı alımlı gülüşler; bir anda kendimi İzmir Kordon boyunda dolaşırken buldum iç sesimde! Yunanca konuşan insanların ağzından çıkan Türkçe sözcüklere gülüp geçerken soluklanmamak gereğini hissettim.

Bir bakır kupa dolusu beyaz Athiri şarabı içince gökyüzü ne kadar mavi olsa da gözler bulanıklaşıyor!

Yolun öte yanında sıralı Cafe-Barların birinde koltuğa çöktüm. Şekersiz bir Yunan kahvesi siparişi verdim. Çok derinden gelen Blues Müziğini dinlerken anımsamalarda kayboldum; İstanbul’daki Çırağan Kempinski Oteli’nin saray tarafındaki rıhtımında değerli dostum Mehmet Ali‘nin işlettiği Q Caz Bar’da benzeri müziği dinlerken yaktığım puro eşliğinde balon bardakta Hennessy konyağı yudumlardım… Ele avuca sığmayan bir delişmenlik! Başkaldıran müziğe öylesine tapınç içindeydim ki!

Eric Clapton hayranıydım.

Bakmayın siz Küçük İskender’in o saçma bilgilendirmesine, Blues genelevlerdeki ağıtlarla doğum yapmadı; Afrika’dan ABD’ye getirilen kölelerin iç sesinin dışa vuruluşudur.

Geçmişte kalan yarım kalan hayatımızın diğer yanı ile ortak birkaç şarkımızdan biri: Wonderful Tonight

It’s Late in the evening; she’s wondering what clothes to wear.
She puts on her make-up and brushes her long blonde hair.
….,

Kafamın içinde hiç şeytan yaşatmadım. Asılanları da boğdum avucumda. Bir tek Eylül kaldı kıyıda; tüm mutluluklarımı benden alan, beni mutsuz eden, kıyıların köşelerin serseri çeperlerinde her türlü mutsuzluğu yakama yapıştıran Eylül…

Bütün yalnızlığımın celladı sensin, biliyorum ama sen de yoksun! Nasıl gönence erecek bu yaşamım? 🤔😢😇😇😇😇

Selanik

Anıl Güven

Adem’in Kaburgasının Hiç Mi Suçu Yok

 

Siz de fikrinizi söyleyin!