Adem’in Kaburgasının Hiç Mi Suçu Yok

Tanrı Adem’i çamurdan yoğurdu. Biçimlendirdi. Havva’yı da onun kaburgasından yarattı… Ağaç dalındaki yasak meyveyi birlikte yediler. İlk günahı birlikte eylemlediler.

Tanrı kızdı; ikisini de iremliğinden kovdu. İncir yaprağıyla biri penisini diğeri de Venüs’ünü örttü! İlk yazısız örtünme böyle başladı…

İlkbahar yaza, sonbahar kışa koşarken evlatlar dünyaya geldi… Bir yıl sonra gene, tutkulu sevişmelerden bebekler döküldü…

İlk doğumda dünyaya gelenlerle, sonraki batında doğanlar çitfleşti… Adına günümüzde ensest dense de (kutsal kitaplara göre Tanrı buyruğu) Adem oğulları üredi! Kimi kızıl, kimi koyu, kimi sarı, kimi beyaz tenli milyarlarca insana dönüştü.

Önceleri eril-dişil birlikte avlanarak, birlikte çalışarak yaşamın zorluklarına omuz verirlerdi.

Musa’yı, İsa’ydı, Muhammed’le son bulan dinler zinciri hayata mum ışığını anıştıran ışık oldular!

Kadının memeleri örtüldü, ardından erkeğe sınırsız cariye almasının önünü açan, 4 kadınla da evlenme önerimi söze geldi.

Kadına yatakta sevişme kuralları anlatıldı.

Cariyeler için sözel hiçbir kural konulmadı!

Erkek arzu ettiği biçimde bedensel hazlarını dişilin teninde kullanırken onun, yetersizliğini ayrımsadığında diğerini, yanına çağırıp kendisini mutlu edebiliyordu.

Kapalı odalarda neler oluyor sorusunu burada sorma gereği duymuyorum. Odalar özel yaşamın saklandığı çekmecelerle doludur!🤔

Hangi koşulda kim kiminle ne yaşar?

Ya da yaşamak ister; kişilerin azlı-çoklu istemlemelerine göre eylemselleşir. Ama, kadından gelecek istenç, saltın erilin egemenliğinde tutsaktır. Din kuşatması dişili insandan görmediğinden usuma hançer gibi saplanan bir soru takılıyor: Bu kaburgadan doğumda Adem’in ve Tanrının hiç mi suçu yok?

Bir kadın bir erkekle istediğinde toplumsal normların hoşgörüsü alanında öpüşmesi, neden bazı insan kitlesini huzursuz ediyor ki?

Genç ya da yetişkin sevenler el ele parkta, korulukta, ana caddede, sokakta yürürken neden karşı taraftan saldırıya uğruyor?

Bu ülkenin yatılı öğrenci yurtlarında, Kuran kurslarında, tarikatlara ait evlerde çocuklar (kız-erkek) tecavüze uğrarken sesi soluğu çıkmayan soytarıların sevgilisiyle dudak dudağa öpüşmelerini: “ Hooop! Burası Müslüman bir coğrafya, burada böyle sarılıp öpüşemezsin!“ yaygarası koparanların hiç ayırım yapmıyorum, %100 cinsel bastırırılmışlık duygusunu ters yönden boşaltımını yapıyorlar, ayırdında değiller.

Kapalı kapıların ardında mastürbasyon yapacaklarına, gidip kendilerine eş bulsunlar, hayatın en güzel yönünü de böylelikle buluşlasınlar.

Gönenç içinde bir arada yaşamak için önce namuslu olmak lazım.

Anıl Güven