Deneme,  Toplum

Dünya ”Bugün Nasıl Bölünsek” Gününüz Kutlu Olsun!!!

Bugün baktım ki ”bilmemler günü” yok!

”Dünya ıvır zıvırlar mesleği günü” yok!

”Minnak böcek severler günü” de değil!

Eeee nasıl bölüneceğiz şimdi!?

Kendimizi hiçbir gruba ait hissetmiyorsak övünmeli miyiz, yerinmeli mi? Lütfen kendini herhangi bir gruba dahil hissedenler beni yanlış anlamasın. Ben hiç ”birinizci” değilim! Ben ”sizden değilimci gruptan da” değilim! Ben ”bölünmekten çok sıkıldımcı” grubuna da dahil olmak istemiyorum! Ama insanın ait olma içgüdüsü illa bir şekilde tatmin edilmeliyse,‘Bölünmeye bahane aramasak mı!?” grubuna dahil olmak istiyorum. Senenin tam 365 günü insani şartlarda yaşamak isteyen herkesin kutlayabileceği, tek kutlama şeklinin gülümsemek olduğu dayağın ya da maddi hediyelerin olmadığı kutlama şekilleri istiyorum.

Dünya Kadınlar Günü

Dünya kadınlar günü, emperyal sistemin yaktığı kadınlar için attığı bir tarihçedir. Günah çıkarma adı altında, övünmek ve korku salmak için kadınlara verilen en acımasız hediyedir. Dayak denince insanın aklına ilk Dünya kadınlar günü geliyor. En çok bölündüğümüz günlerden biri; dövenler, dövülenler, haketmiştirciler, hatta tahrik suçu işlemiştir diyenler… Böl böl bitmez bu gurubun tarafgirleri… Ya da;

24 Kasım Öğretmenler Günü

Öğretmenler gününü Kenan Evren’in bu topluma hediye etmiş olması beni acayip ifrit ediyor. Yanlış anlamayın mesleğini layığı ile icra eden bütün öğretmenlere saygım sonsuz (bana bu cümleyi kurdurmak zorunda kalan alıngan gruba ise pekte saygım yok!). Neyse, sonuç olarak aklımda şu soru beliriyor; (Öğretmenler odasında yaşanmış ufak tefek dedikodulardan fark ettiğim kadarıyla) bu sempatik ve sevgi dolu görünüşlü gün, bilinçaltlarımıza ”öğretmeni rüşvete alıştırmanın” bir adımı olarak yerleştiriliyor, olabilir mi!? Zira bazı geçmişteki tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki ”Öğretmenine hediye alanlar’ ve ”almayanlar ya da alamayanlar” olarak bölünüyoruz. Ya da;

1 Mayıs İşçi Bayramı

1 Mayıs işçi ile patron savaşları var!!! Patronu ile sorunu olmayanlar bile 1 Mayıs’ta polisten dayak yiyor, neden ve kimin için? Üstelik polis de toplumun işçisi değil mi? Hatta toplum olabilmenin ilk şartı herkes birbirine hizmet etmesi değil midir!? O halde herkes işçi sayılmaz mı!? Krallıkta dahi yaşasak kral toplumun huzuru ve refahı için çalışan bir işçi sayılmaz mı!? Sonuç olarak burada da ”Dayak yiyen işçiler” ve ”dayak yemeyen işçiler” olarak ikiye bölünüyoruz.

Dünya Sokak Hayvanları Günü

Zavallı hayvanları hazır mamaya alıştırıp kapitalizme kurban vermekten başka ne işe yarıyor!? Evimizin artık yemeklerini yiyen sokak hayvanları nereye gitti? Hayvanlara ”mama satın almayı normal görenler” ve ”yemek artığı yemesi gerektiğini düşünenler” olarak yine ikiye bölünüyoruz. Hatta dünya hayvanlar gününü siyasi araç olarak kullanmak isteyenlerin karşısında, samimice gönlünü bırakanları da görebiliyoruz. 

Dünya Avukatlar Günü

Hele avukatlar gününü hiç anlamış değilim. Suçun ve suçlunun çok olduğunu aklınızdan çıkarmayın mı, denmek istiyor? Haksızlar ve hakkı yenenler, suçsuzlar ve suçlular, avukatlar ve avukatlara muhtaç olanlar vs (…) sonuç olarak adaletteki delikler bizi yine bin parçaya bölüyor. Ki ilginçtir, en hukuksuz yaşatıldığımız ve ekonomik krizdeki ülkemizde, hem mantar gibi avukat üretilirken, hem de en çok avukatların kazanması hayli tartışma konusu. İyisi mi burada bırakıyorum.

Sanat Günleri

Bizi bölmeye doyamayanlar ”sanatta da bölmeliyiz” diye düşünmüş olacak ki Dünya Ressamlar Günü, Dünya şiir severler günü gibi bir sürü gün icat etmişler. Sanat severlerin, sanattan anlamayanları ezebileceği harika bir alan değil mi? Sanattan anlamamak sadece bireyin değil size eğitim veren kurumların, ailelerin ya da maddi yaşam şartlarınızın da suçudur. Bu sistemsizlikler içinde sanattan anlama lüksüne sahip kişileri sevenler ya da sevmeyenler olarak yine bölünürüz.

Diğerleri mi, biter mi?

Bu yazıyı yazmama ilham olan 14 Şubat Dünya Tıp Bayramındaki olayların travması. İnsanın insanca yaşatılmadığı bir yerde doktorların değer görmesi mümkün mü? ”Sağlığı için doktorlarını savunanlar” ve cehalet için doktorların karşısında olanlar” hayli ürkütücüydü. Şiddet uygulandı hele de yaşlı ve emekli bir doktora…

Sevgisi olmayanlar, sevgisi olanlara; giderlerse gitsinler(!) de diyorlar… Sevgide, sağlıkta, adalette aklımıza gelen her konuda harika bölünüyoruz.

Bu masum görünüşlü romantik günler en çok kimin işine yarıyor bilmiyorum!!! Aslında biliyorum da bölücü zihniyetlerin kendi topuklarına sıkıyor olduğunu görmemelerinin mümkün olmadığını düşünüyorum…

Eğer bu yazıyı ”sonuna kadar okumaya sabrı olanlar” grubunda iseniz, benim insanın insanca yaşama talebimin ön planda olduğu 365 günlük gülümsemeyi sevenler günümü de kutlamayı unutmayın lütfen…

365 günün her gününe biçilmiş bir özel gün var ve 365 günün her günü bölünmemize uygun!

Dilek

Editör

Siz de fikrinizi söyleyin!