Mersin Meselesi Değil Memleket Meselesi!
Cebelitarık boğazında ufacık bir karaparçası olan Cibraltar’ın İngiltere’ye ait olduğu kaç kişi bilir?
Peki Sevr anlaşması ile Anadolu işgal edilirken, İngiliz askerlerinin Mersin Limanından çıkarma yaptığını daha sonra yerini Fransız’lara bıraktığı bilinmiyor mu?
İthalat ve ihracat yükleri yanı sıra, transit ticaretin de önemli bir merkezi olan Mersin limanı ülkemizde ilk, dünyada 92. sıradadır. Denizyolu taşımacılığı ile tarım ürünlerinden, endüstriyel mallara kadar geniş bir yelpazede ürünü dünya pazarlarına ulaştırarak ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Asya’dan batıya, Avrupa’dan doğuya giden deniz yolunda tartışılmaz stratejik bir bağlantı noktasıdır. Tüm liman hizmetlerini aynı sahada verebilen ve konteyner hacmi yönünden de en büyük tek liman olarak 11 mayıs 2007 tarihine kadar TCDD tarafından işletilen Mersin limanı özelleştirilerek (MIP) şirketine 36 yıl süreyle verilmiştir.
Artan arz ve talep doğrultusunda liman kapasitesinin genişletilmesi için iskele eklenmesi de kaçınılmaz hale gelmiştir. Mersin limanını ilk inşa eden Hollanda firması ilerde oluşacak genişleme yerlerini de eklemiş olup, yeni liman 1/100.000 ölçekli şehir planında da belirtilmiştir. Dünyada hiçbir liman şehir merkezine doğru büyütülmez, Mersin’de ise Akape sayesinde MIP’in arzuları doğrultusunda şehir planı iptal edilerek daha ucuza mal olacak liman için Atatürk parkı içinde liman oluşumuna izin çıkmıştır!
Ben yaptım oldu mantığı ile halkın çıkarlarını hiçe sayan bu emrivaki nelere yol açacak bir bakalım:
- Denize çakılacak ayaklar için oluşan ses ve titreşim gürültü kirliliğine,
- Denizde biriken asbest ve ağır metallerin açığa çıkması ile ekosistemin bozulmasına,
- Yakın köylerde devasa taş ocakları açılmasına, yerleşim yerlerinin ses ve sarsıntılardan zarar görmesine,
- Denize yerleştirilecek en az 2 tonluk kaya parçalarının taşınmasındaki gürültü ve toz ile çevre kirliliği oluşmasına,
- Yük kamyonlarının egzoz gazlarının yarattığı hava kirliliği ile birlikte yolların aşınması ve trafik yoğunluğunun artmasına,
- Yakın köylerdeki tarım arazilerinin ve su kaynaklarının zarar görmesine, yayla turizminin yok olması ile maddi kayıpların meydana gelmesine,
- Narenciye ve tarımdan geçimini sağlayan insanların olumsuz koşullardan dolayı yoksulluğa düşmesine,
- Mersin halkının denizle buluştuğu, nefes aldığı, çocuklarını gezdirdiği, hatıralarını dolduran Atatürk parkının kullanımının engellenmesine,
- Liman çevresinde oluşacak konteyner seddinin Mersin’in rüzgar akımını keserek özellikle yaz sıcaklarının çekilmez boyutlara ulaşmasına neden olacaktır.
Şimdi gelelim işin en önemli noktasına…
Mersin international Port (MIP) şirketi Singapur menşeili görünse de aslında İngiltere merkezlidir! Üzerinde güneş batmayan imparatorluk kuran Büyük Britanya dediğimiz İngiliz emperyalizmi bu emellerinden henüz vazgeçmiş değildir! Denizlere hakim olarak dünyayı da yönetebilecek stratejik noktaları elinde tutmaktadır!
Tarihi bilmeyen, geleceği kuramaz!
Ortadoğu ve Türkiye üzerinden BOP’nin yürütülmesi henüz askıya alınmadı değil mi?
Öyleyse bize düşen toprağımıza, havamıza, suyumuza, şehrimize, ülkemize ve geleceğimize sahip çıkmaktır…
Mersin, MIP’den büyüktür!
Türkiye Emperyalist işgalden Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki kutsal isyan ile kurtulmuş ve kurulmuş bağımsız bir ülkedir! Ata’mızın bize emanetidir! Kimse hayaller kurmasın, para için, çıkar için verilmiş kapitülasyonları iptal etmek de vatanseverlik görevidir!