Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Tartışma,  Toplum

Elim Birkaç Tespit (2)

Herkes gibi ben de seçimlere odaklandım. Bahçemizde kısmen zaman geçirsem de daha çok televizyonun başında buluyorum kendimi. Ahım şahım bir okumam yok bu günlerde. Yazıyorum da sayılmaz.

Seçim propagandası bakımından iktidarı daha başarılı buluyorum açıkçası. Yandaş tv’lerin birer yalan makinesi olduğundan söz etmiyorum. Onlar önceden de öyleydi zaten.

İktidar deprem karşısındaki aczinin, deprem vergilerinin nerelere harcandığının, AFAD ve Kızılay’ın düşürüldüğü durumun konuşulmasını istemiyordu. İktidar halkın içine düşürülen yoksulluğun da konuşulmasını istemiyordu. Tek adam rejiminin ülkeyi ne hale getirdiğini unutturmak istiyordu. Ama asıl olarak ülkenin nasıl soyulduğunu, ahlaki çürümeyi, halkın kamplara ayrılmasını, doğanın tahribini gözlerden ırak tutmaya daha bir özen gösteriyordu. Demokrasi, hukuk, özgürlükler bakımından ülkenin ne hale geldiğini umursamasa bile yolsuzlukları, rüşveti, kurumların çökertilmesini örtecek yollar arıyordu. İstiyordu ki bunlar konuşulmasın. Bunun için gündeme hakim olmalıydı.

İktidarın hesabı kısmen de olsa tuttu diyebilirim.

Nasıl mı başardı bunu?

1- Muhalefet mitinglerini sabote etmeye çalıştı. Provokasyonlar tertipledi. Pabucu pahalı görünce kara propagandaya geçti. İftira kampanyası başlattı.

2- Emrindeki kanalları iyi kullandı… Yalan kampanyalarını akıl almaz boyutlara götürdü.

3- Ülkeyi tek bir gündeme kilitlemeye özen gösterdi, başardı da bir ölçüde. Neydi o? Muhalefetin PKK ile işbirliği yaptığı yalanı. Ülkedeki sorunları neredeyse tam olarak buna indirgedi. Faşizmlerin genel karakterini bu yolla sergilemeyi başardı.

Muhalefeti ve muhalif kanalları bu iddiaların doğru olmadığını açıklamaya zorladı böylelikle. Muhalefet ve muhalif kanallar boynuna atılan halkadan kurtulup da “asıl terör örgütü AKP’dir, AKP bir soygun çetesidir” diyemedi tam olarak örneğin. Örneğin muhalefet, iktidarın uyuşturucu baronlarını, çeteleri, kısaca mafyayı temsil eden bakanı Süleyman Soylu’yu suçüstü edecek hamlelerini sergilemede bile yeterince başarılı olamadı.

AKP kendi ruhuna uygun olarak kötülüğü örgütlemeye çalıştı bu süreçte de. Kötücül dili, korkuyu geleceğini sağlama almanın bir yolu olarak seçti.

Bir avantajı daha vardı AKP‘nin: “Cehalet aklın gecesidir.” Evet başından beri halkın cehaletini hem pekiştirdi, hem de bundan çok iyi yararlandı. Acaba bu durum haramiler saltanatını ayakta tutmaya yetecek mi? Onu bilmiyoruz.

Ya da Kılıçdaroğlu’nun naifliği, birleştirici gücü, içtenliği, olgun ve onurlu kişiliği aydınlık bir Türkiye’nin yolunu açabilecek mi? Kesin bir şey söylemek güç.

15 Mayıs sabahına kaldı her şey…

Hayrettin Geçkin

Elim Birkaç Tespit (1) | Gündem Arşivi, Okuyan ve yazanlar için dağarcık (gundemarsivi.com)

Siz de fikrinizi söyleyin!