Kurgu,  Toplum

Bulunduğun Mekan Kaderindir…

Güzel, ılık bir yaz akşamıydı. Kendi kendime değişik sorular içinde soğuk hibiskus şerbetimi yudumlarken aklımdan geçen konuların cevabını bulmaya çalışıyordum. Şu an neredeyim? Bulunduğum kafede oturma amacım ne? Çevremde kimler var? Ne yapıyorlar? Benimle nasıl bir etkileşim içerisindeler? Ve en önemlisi beni buraya çeken ne?  Yo sakın yanlış anlamayın bunak falan değilim yani kendimin kim olduğunu gayet iyi biliyorum. Bahsettiğim insanın yolculuğu ile ilgili sorunsallar…

Tam bu soruları düşünürken cevabım hemen yan tarafımda oturan iki genç delikanlıdan geldi. Sanki zihnimi okumuşlar gibi bana cevap veren muhabbetler içindeydiler.

S Hasan, ben sana dedim bu kafeye gelmeyelim diye, zeki kız problemi yaşıyorum buralarda biliyorsun. Altı üstü biraz takılıp gideceğimiz bir mekana uğrasak olmaz mı, bara falan? Saatlerce sohbet etmek zorunda kalıyorum anlamadığım konularda, bir de kurduğum saçma sapan sözlerden analizler yapıyorsunuz ki, hiç anlamıyorum, şaka mısınız lan oğlum siz, dümdüz yaşayıp gitseniz ölür müsünüz? Zannedersin atomu parçalamışım haberim yok…

H- Amma abarttın Süleyman bak burada kimse kimseyi kınamaz, aşağılamaz, köylüsün falan diye senle alay eden de olmaz çünkü bilir ki ülkenin her kesiminin mutlaka birkaç nesil öncesi köylüdür ve emek verene saygı sonsuzdur. Kompleksi, sonradan görmeler ya da cahil faşistler de gelmez, ”herkes iyi yaşarsa biz de iyi yaşarız” farkındalığındaki bireylerin mekanı burası. Ne var şurada sakin sakin oturuyoruz.

S- Bak sana bir şey diiyiim mi, hepiniz hayal dünyasında yaşıyorsunuz, kimse kimseyi sevmez bu dünyada ya da bütün evrenin iyiliği için çalışmazlar! Geçen gün beni baş başa bıraktın kız ”bana seküler” dediler diye ağladı. İçim şişti onu teselli edeceğim diye, hayır anlamadım da üstelik seküler diye niye kızı dışlamışlar! Oysa çok da güzel kızdı. Bir içim su, sekülerlik kötü bir şey mi?

H- Eee sonra ne oldu, kızla arkadaşlığınız ilerledi mi? Görüşmediniz mi?

S-  Neyine görüşeyim yahu benim niyetim başka, tek derdim kızlarla takılmak, gezmek, eğlenmek, sevişmek; sarışın / esmer demeden yürümek.  Bu kızlar önünde sonunda benden kaçıyorlar. Seviyeli birliktelik falan hiç bana göre değil. En başından bulaşmamak lazım.  Aşırı yorucu oluyor kafam kaldırmıyor. Resmen rahatımı bozmamı istiyorlar. Tembellik seviyorum ben ne işim olur insanlığın dertleriyle. Getirmeyin beni böyle mekanlara…

H- Evet aslında bu senin bahsettiğin bir çeşit ”coğrafya kaderdir” mantığı yani mekanlar ilişkilerini belirler, nerede ne sebeple bulunduğuna göre ilişkin şekillenir. Hayattan beklentilerine göre mekanlarını belirlemelisin. Ama bugün, benim için geldik azıcık sabredeceksin. Şansın varsa arkadaş zoruyla gelmiş birileri çıkar karşına, sen de hedefine ulaşırsın.

S- Sonuç olarak beni bu mekanda hapsetmeye kararlısın… Bizim oralarda dedikleri gibi dost dostun eyerlenmiş atıdır, demekten başka çarem yok.

H- Biliyorsun, hoşlandığım kız hep buraya takılıyor, benim için katlanacaksın biraz, sus sus kız geliyor, konuyu hemen değiştiriyoruz. Hımm demek Tolstoy ”Vatan severlik köleliktir”, demiş neden kurmuş  sence bu cümleyi… Hoş geldin Birce, biz de Süleyman’la Vatanı sevmek ya da sevmemek üzerine konuşuyorduk. Vatan sevgisi olmazsa ne olur? Vatanı sevmemek suç mudur? gibi şeylere kafa yoruyorduk.

S- Offf yaktın beni yine vatansız… Coğrafya değil arkadaş kaderdir…

Kaşla göz arasında konuyu nasıl Tolstoy’a bağladılar hayretle bakakaldım neyse ki sorumun cevabını bir nebze de olsa bu iki arkadaş bana açıklamıştı, acaba ben bu kafeye niye geliyorum? İletişim kurabileceğim insanlar ya da yaşamıma kaliteli yoldaşlık edecek dostlar burada mı, olmasalar olmaz mı? Siz hangi mekanlarda buldunuz huzuru?

Dilek

Bütün ilişkiler tek!

Beklenenler…

Editör

Siz de fikrinizi söyleyin!