Bütün ilişkiler tek!

Tek geldik, tek yaşadık, tek gidiyoruz. Zihinlerimizin içinde ” diğerleri”… O sebepledir ki konuştuklarımız karşımızdaki insanın anlamak istediği kadar anlaşılır. O yüzden yağar güvendiğimiz dağlara karlar… Ah bir öğrensek ”sek” yaşamayı bitecek tüm dertler, tasalar. Dost dediklerimiz, kardeş zannettiklerimiz, candan öte can saydıklarımız… Yoklar! Dünya sadece tek olduğunu bilip kabullenebilenler için rahat ve konforludur. Bütün ilişkililer sonsuza kadar sürecek değil ya bazılarıyla yollar yavaş yavaş bazıları ile ise aniden ayrılır. Aniden ayrılmış gibi görülen ilişkilerde aslında hiç olmamıştır! Yarkadaşlarımız : evine girip ‘’ben açım ‘’ deyip buzdolabında kafanıza göre takılabiliyor, koltuğunda kendi yatağınız gibi uyuyup kalabiliyorsanız bu gruba dahil bir ilişki içerisinde sayılırsınız. Tabi özel bir yüzsüzlük seviyeniz yoksa! Bazen Yarkadaşlık mesafesindeki (ki öyle bir mesafe de yok) insanlarla aniden bitiverir tüm var olanlar. Siz fark etmeden araya değişik duygular girmiştir. Biraz kıskançlık, biraz bencillik belki kibir ya da ego türünde yükü ağır duygular. Siz ve candan öte duygularınız; olduğunuz yerdesinizdir. İlişkinizin içine diğer duyguların sızışını hiç görmediniz ya da görmemezlikten geldiniz. Her neyse! İşin aslı şudur; kurduğunuz hiçbir ilişki iki kişilik değildir, dünyadaki bütün duygu bağıyla bağlandığınız ilişkilerinizde tek başınasınızdır. İkinci kişi diye birisi YOKTUR! Hayatınızdaki her insan sizin bir başka halinizin yansımasıdır. Yap-boz gibi bütün senlerin birleşimini oluştururlar ve kendin gibi gördüğün, kurduğunu zannettiğin bütün ilişkiler aslında tek kişilik senlerdir! Sen, hayal dünyanda ”senin gibi” gördüklerinden çeşitli ilişkiler ağı kurmuşsun ama onlar bu ilişkilerde yalnızca ”görsel figüran”. Kişi kendi içinde; kendi kendine bir dünya yaşamaktadır. O sebeptendir ki kendinden zannettiklerin ”sen’‘ değildir. Kimse sen gibi değildir. Alındıkları, kırıldıkları, üzüldükleri suya sabuna dokunmaz konular dediklerin onlar için küçük fırsatlar sayılır. İçlerindeki zehri dökebilmek için yakalanmış avlardır… Sende mi Brutus! dedirtirler bir an da; biz ne ara bu noktaya geldik diye kalakalırsın yine kendi içindeki onunla! Aslında sizden biri zannettiğiniz kişi sizin asla yapmayacağınız davranışlar sergilemeye başlayınca ’’öyle demek istemedi, öyle yapmak istememiştir” diye kendinizi senelerce kandırdığınız gerçeği ile yüzleşirsiniz. ‘’O öyle biri değil’’ dediğiniz tamda öyle biridir. Kimselere, toz kondurmadığınız o tozlar başınıza çamur olup yağmıştır artık dönüşü olmayan günde! İşte tam da o anda kalbiniz buz kesilir, bütün sıcak duygular, güzel anılar kuş olup gitmiştir yüreğinizden. Duygularınız tarafından terkedilmişsinizdir. Ve asla geri gelmeyecek olan o güzel anların acısıyla dönüp gidersiniz arkanızı, bütün güzel duygularınıza!… Arkanızı döndünüz, diye Yarkadaşınızın! Savaşa gider gibi taarruza geçmesi, saldırması, yüzlerce can sıkıcı konuşmaların kulağınıza gelmesi artık hiçbir anlam ifade etmiyordur. Özlemek eyleminin yerini kırgınlıklar bile alamamıştır.  Her ilişkide verilen nefes araları bu sefer oksijen tüpünün bitmesiyle okyanusun derin maviliklerinde kaybolmakla sonlanmıştır. Ve kalbinizden dökülen son söz. Elveda diğer benler!…   #KendimeMuhalifYazılar  Dilek Sisyphuslar 2023’e girer mi? Dertleşme (2)