Deneme,  Güncel - Aktüalite,  Toplum

Akbelen

Akbelen ormanıyla sınırlı değil ki ülkemiz ormanlarının başına gelenler.

Cerattepe, Kuzey Ormanları, Murat Dağı, Munzur Dağı, Fatsa ormanları, Soma zeytinlikleri bunun gibi pek çok yer benzer kıyıma uğradı. Binlerce hektarlık ormanlık alanlar göz göre göre yok edildi. Dereler kurutuldu. Kurdun kuşun, börtü böceğin yuvası bozuldu. Tarım alanları, yer altı, yer üstü suları ve iklim kötü etkilendi bütün bu olanlardan.

Dağlara Çıkan Piyano

Kazdağları’ndaki kıyımı, orada 350 000 ağacın acımasızca Kanadalı Alamos Gold Maden Şirketi tarafından nasıl yok edildiğini kendi gözlerimle gördüm. Kıyımı engellemek için çeşitli girişimlere tanıklığım var. İçinde oldum pek çok girişimin de. Su ve Vicdan Nöbeti tutanları tanıdım, dayanışmaya gelenlerle sohbetlerim oldu. Ülkemizdeki ve Kazdağları’ndaki doğa kırımına Dağlara Çıkan Piyano adlı şiir kitabımla karşı çıktım. Dizelerinde kıyıma uğrayan ağaçların, kuşların, börtü böceğin kokusu var. Doğa ve yaşam savunucularının çığlığı var.

Akbelen’in son halinin uydu görüntüleri.

Günlerdir Akbelen ormanları ile ilgili olanlara bakıyorum.

Neymiş kömür çıkaracaklarmış. Batsın sizin kömürünüz. Orman mı bıraktınız ülkede de şimdi oraya göz diktiniz! Ormanını savunan halka yapılan jandarma müdahalesi halkı eylemden caydırmaya yönelik değil… Apaçık belli bu… Daha kasti bir şey, daha acımasız, daha düşmanca… Olanlar tüyler ürpertici. Saldırı emrini alan jandarmaların bile kafası karışık büyük olasılıkla. “Biz kimi koruyoruz, kimi öldürmeye çalışıyoruz” şeklinde sorular geçiyordur her birinin aklından kim bilir!

Sık sık anı sağanaklarına tutuluyorum Akbelen’de olanları düşündükçe:

Bir keresinde Kazdağları’nda Su ve Vicdan Nöbeti tutan arkadaşlarımızın yanına topluca giderken yolda jandarma ekipleri aracımızı durdurmuştu. Oraya her gidişimizde olduğu gibi kimliklerimiz toplanacak yine aramadan geçirilecektik belli ki. Bir tür gözdağı! Arama ekibinin sorumlusu jandarma çavuşuna; her defasında, olan kimliklerimize oluyor… Çok sürmez eskiyecekler bu gidişle dedim. Gözlerime dik dik baktı Jandarma çavuşu. Kararlı biçimde sürdürdüm konuşmamı: Ağaçlarımızı katletmeye, sularımızı zehirlemeye gelen Kanadalı Alamos Gold Maden şirketi kadar güvende değiliz kendi ülkemizde. Türkiye’ye kalacak küçük bir altın payı için değer mi hiç? Ama size kızamıyorum. Bizi anlamanız da oldukça zor. Çünkü bizlere ailemizde, okullarda, “ülkenizi canınız gibi tutacaksınız, ağaçları yurdunuz bileceksiniz” diye öğrettiler. Okuduğumuz kitapların da bunda suçu yok değil elbette, dedim. Acı bir gülümsemeyle söyledim bunları. Ne hale kaldık demeye kalmadan Jandarma Çavuşu ancak benim duyacağım şekilde; “Yine de şanslısınız, çünkü benim yerimde değilsiniz” diyerek karşılık verdi. Acıdım çavuşa. Onun bu sözlerini hiç ama hiç unutmayacağım. Arabamız yol alırken, aklıma Şirazî’nin “ayakkabım yok diye üzülüyordum / ayakları olmayan bir çocuk görene değin” şeklindeki dizeleri takıldı, nerden, nasıl takıldıysa. Sonra da Şirazî’nin bu dizeleri 7-8 yıl önce Soma’da kesilen 6000 zeytin ağacı için yaşadığım yerdeki bir zeytinliğe giderek, oradaki zeytin ağaçlarına baş sağlığı dilememle karıştı. O saf halimle, o çaresizliğimle…

Kazdağları’ndan bir dönüşümde de eve geç kalmıştım. Yoldayken eşim aradı; “konuklarımız var, gelirken karpuz almayı unutma.” Başımda; “Kazdağları hepimizin!” sloganı taşıyan şapkayla 80-85 yaşındaki karpuz satıcısının dikkatini çekmiş olmalıyım ki; “Ne istiyorlar Kaz Dağları’ndan? 100 kiloda 4 kilosu Türkiye’ye kalıyormuş çıkacak altının… Dursaydı orda ne vardı sanki. Gün gelir ihtiyaç duyulursa bizim çocuklarımız çıkarır, ille de o altın oradan çıkarılacaksa!” Kazdağları’ndaki mücadeleye benim üstümden desteğini açıklamıştı satıcı. Onun bu sözlerini de hiç ama hiç unutmayacağım.

Şaşkın haldeyim bugünlerde.

Şaşkınlığım ülkemizi emperyalist tekellerin insafına, çocukları kuran kurslarındaki karanlığa, halkı yoksulluğa, bunalıma ve bu yolla tarikatların kucağına iten; aydınlara, bilim insanlarına, gazetecilere; ilericilere, devrimcilere ve demokratlara baskı ve şiddetten başka bir şey reva görmeyen, insanları birbirine düşürmekten ve ayrıştırıp ötekileştirmekten zevk alan, ağaçlara karşı öfke duyan iktidarın tutumu nedeniyle değil.

Şaşkınlığım iktidar karşısında bizleri nelerin beklediği ile ilgili değil, fırtına gibi gelen zamlarla nasıl başa çıkacağımız meselesinden ötürü de değil; kuran kurslarında çocukların tacize ve tecavüze uğramaması için, kadına şiddetin önüne geçebilmek için, ülkenin açık cezaevine dönüşmemesi için, haklarımız için, demokrasiye geçebilmek için, hukukun üstün hale geldiği bir ülke için, ormanlarımızı korumak ve geleceğimize sahip çıkmak için ve daha pek çok şey için önümüzde duran zorlukların gözümde büyümesinden ötürü hiç değil; ülkemiz bağımsızlığını yeniden nasıl kazanır; ülkemizi adil, demokratik ve özgürlükçü bir ülke haline nasıl getiririz konusundaki yol, yöntem üzerindeki düşündüğümden de değil açıkçası… Çünkü adaletin, demokrasinin, hukukun, özgürlüklerin olmadığı bir ülkede bu olup bitenler normal.

Şaşkınlığım bütün bu olup bitenler karşısında ülkede tutarlı bir muhalefetin henüz yaratılamamış olması yüzünden.
Şimdiye kadar olan kötü şeylerin tamamını bir an için unutalım. Depremde olanları, seçim hilelerini, muhalefetin beceriksizliğini, orman yangınlarını, yağmur gibi yağan zamları… Hepsini, hepsini unutalım.

Ama dünyanın gözü önünde Akbelen’de ormanını savunan halka ateş emri veriliyor. Bu görmezden gelinemez. Kendilerini ağaçlara bağlayan eylemcilere zehirli gaz püskürtülüyor buna tavırsız kalınamaz. Jandarma kime karşı, kimi savunuyor?

Radyom açık ve ben radyoda bir türküye eşlik etmeye çalışıyorum bu yazıyı kaleme alırken: “Atmacayı vurdular bir avuç kanı için.” Bir Karadeniz Türküsü. Geçen yıl Rize’de de güçlü bir çevre mücadelesi verildiği geliyor aklıma. Türkünün peşine de LİMAK Akbelen’den defol derken yakalıyorum kendimi.

Sahi Akbelen neresi? Dünya neresi? İnsan neresi?

Hayrettin Geçkin

 

Ahlaklı Olmak | Gündem Arşivi, Okuyan ve yazanlar için dağarcık (gundemarsivi.com)

Yazsam | Gündem Arşivi, Okuyan ve yazanlar için dağarcık (gundemarsivi.com)

Su ve Vicdan Nöbeti | Gündem Arşivi, Okuyan ve yazanlar için dağarcık (gundemarsivi.com)

https://twitter.com/gundemarsivi/status/1685024792649355264?s=20

Siz de fikrinizi söyleyin!