Türk Yeraltı Dünyası (1)

Reis Sedat Peker ülkeye geri mi getirilecek?

Alttan alttan İstanbul’da sokağa inmiş bir dedikodu dolaşıyor: “Dünyanın neresinde olursa olsun, yeraltı dünyasının babaları bulundukları ülkeden alınıp yüce Türk yargısına teslim edilecek.“

Eğer Murat Çulcu‘nun ve Attilla Akar‘ın Mafya – Suç Örgütleri üzerine yazdıklarını okumuşluğunuz varsa, kısmen işleyişe vakıf olmuşsunuzdur!

Yeraltı dünyasında yaşam öyle elini kolunu sallayarak girilebilecek alan değil. Acımasızlığı ballandırıla ballandırıla anlatılan birçok ünlü olmuş kişilerin yanında devlet birimlerinden saltın birinin desteği o ayrıcalıklı kişiye tanınmıştır. Bu bir sözleşmedir. Ama asla yazıyla kayıt altına alınmamıştır.

Eğer bir semtte soygun, gasp, hırsızlık olmuşsa o bölgenin güvenlik güçleri eylemin biçimine göre hangi gruba ait olduğunu bilir! Adam ya da adamlar öldürülmüşse; semtin kahvehane, bar, cafelerinde görevlendirilmiş elemanlarca iz bulunur…

Gruplar arası öldürme, yaralama gibi suçlar işlendiğinde Organize Şubenin güvenlik güçleri çok kısa bir sürede suçluya ulaşır…

Peki bunlar, bu kadar hızla suçlulara ulaşabiliyorsa, eylemi neden engellemiyor?

Yeraltının kuralları vardır; devletin gücü üzerimizdeyse biz de onları yormadan içimizden bir kurbanı Adalete teslim ederiz… Bu işleyiş Ankara’da Dündar Kılıç‘ın Kürt Cemali’yi öldürmesiyle başladı… O dönem kumarhane ve genelev ve randevu evlerinin işletilmesi, dışarıdan gelecek şiddete karşı her grup kendi doğduğu şehirden bıçkın ama terso delikanlıları büyük kentlere taşıdı. O kentin çeperlerindeki, mülkiyeti Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına ait olan hazine arazilerine birkaç gecede gecekondu yaparak yerleştirildiler… Yaşadığı süre içinde bir karış toprağı olmamış bu kişiler (Karadeniz, Doğu Anadolu, kısmen diğer bölgelerden) getirilenler kendilerinde olağanüstüsü bir güç gördü!

Yanılsamanın başladığı anda acımasızlık ve serüven başlar …

İstanbul‘da Oflular olarak adlandırılan, Hüseyin Cevahir (başta olmak üzere), Osman Cevahir, İsmail Hacısüleymanoğlu, Çakıroğulları, Dündar Kılıç…

Siirtliler olarak öne çıkanlar: Hamalbaşı Hüseyin Heybetli (ölümünden sonra ardılı Hasan Heybetli), Dede Sultan…

Adanalı Bahçe İhsan lakabıyla anılan İhsan Özbizerdik (büyük oğlu Uğur Özbizerdik Dürdar Kılıç‘ın kızı Uğur Kılıç ile evlilik yaptı, ondan da Onur Özbizerdik dünyaya geldi.) Dündar Kılıç‘la Tepebaşında kumarhane açıp ortaklık, güçbirliği oluşturdular…

Kars’ın Susuz ilçesinde dünyaya gelen İdris Özbir, çok küçük yaşlarda İstanbul’a geldi… Sokaklarda ünlenince Kürt İdris adıyla anılmaya başladı. Dündar Kılıç‘la o da güçbirliğine girdi. Uzun yıllar birlikte ticari ilişkileri kırgınlık yaşanmadan sürdü… (Yeraltı dünyasında eşine pek rastlanılmayan bir beraberlikti bu.)

12 Eylül askeri darbesinin ardından yeraltı dünyasına da müdahale edilince boşluğu kendilerini Ülkücü kabadayı olarak adlandıranlar sahneye çıktı.

Alaattin Çakıcı, Mehmet Köymen, Kürşat Yılmaz, Hadi Özcan, Nihat Akgün, Ayvaz Korkmaz, Mehmet Nabi İnciler (İnci Baba)…

Anıl Güven

Türk Yeraltı Dünyası (2) | Gündem Arşivi, Okuyan ve yazanlar için dağarcık (gundemarsivi.com)

Çöküntü Unsurları | Gündem Arşivi, Okuyan ve yazanlar için dağarcık (gundemarsivi.com)

Bizler Kendi Zihniyetimizin Dışına Çıkmayı Amaçlamalıyız | Gündem Arşivi, Okuyan ve yazanlar için dağarcık (gundemarsivi.com)

Muhafazakâr Anlayış | Gündem Arşivi, Okuyan ve yazanlar için dağarcık (gundemarsivi.com)

Türk, Türklük, Türkçülük | Gündem Arşivi, Okuyan ve yazanlar için dağarcık (gundemarsivi.com)