Din,  Sanat,  Sanat Tarihi

İlk Saçma Senaryo Oidipus

 

Acıların en acısı, kendi kendimize çektirdiğimizdir.
Kral Oidipus, Sophokles
İnsan, yer yüzünde var olduğundan beri masallar yazar, çocuklarını, gençlerini, gelecek nesillerini o masallarda ki hikayeler ile büyütür. Bu masallar sayesinde, nesilden nesle kültür aktarımları yapılır, gelenekler, görenekler, inançlar ayakta tutulur. Buraya kadar her şey tamam… Amaç, gelecek nesillere kendini ve doğrularını aktarmaktır. Akıllar pazara çıkmış, herkes yine kendi aklını almış
Antik çağda, İlk tiyatro şenliği ”Dionysos” adına düzenlenen dinsel şenliklerde,  MÖ 534 yılında Atina’da yapılmıştır.
Benim kişisel sorunum neden bu senaryoların bir çoğu saçma sapan ve tutarsız?…

“Yazık, insanın değiştiremeyeceği şeyleri bilmesi ne korkunç.”

Kral Oidipus, Sophokles

Hikaye şöyle…

 

Savaştan savaşa cepheden cepheye koşarken, halkın dertlerine ”nasıl deva olurum” diye gece gündüz çalışırken, Düşmanı Kral Pelops’un oğluna tecavüz ettin!!!” denilerek Tanrılar tarafından lanetleniyorsun. Oysa ”aşkta ve savaşta her şey mübâh” demişlerdi! Neden lanetlendiğini anlamaya çalışırken, sana doğaüstü güçler tarafından bir mesaj geliyor;

 

”Eşin hamile ve doğuracağı çocuk büyünce seni öldürecek…  Not: Lanetlendiniz…”

Mitolojik bir kral olduğun için bu tarz doğaüstü mesajları her gün alıyor olabilirsin, bu gayet normal. Buraya kadar sorgulamaya gerek yok…

Bu acı olaya çok üzülüyor ve bebeği ortadan kaldırmaya karar veriyorsun. Kara kara düşünüp taşınıp yeni doğan minicik tatliş ve savunmasız bebekten kurtulmanın planlarını yapıyorsun.

Koskoca kral tabi, kurtulmak yetmez bir de doğada ki canlılara faydası olsun kurt kuş bu bebeği rahat rahat yesin, diye ayaklarını  iple sıkı sıkı bağlatıp  bir dağa bırakılmasını emrediyorsun.

Peki her şey iyi hoşta;  NEDEN?

Doğan bebeği o an öldürüp gömmek varken neden bunca zahmet? Eşi üzülmesin, diye mi? Halkın gözünde doğan bebeğini katleden katil baba olmamak için mi?

Neden?

Üstelik  İyi yürekli yaverinin onu kurtarma ihtimali olmasa, Tanrılar sana mesaj atar mı?

”Bu çocuk seni öldürecek” diye gelen mesaj senin için ne anlam ifade ediyor?

Tanrıya karşı mı geliyorsun? Tanrı ”ol” deyince olur, kaderine isyan mı ediyorsun? Nereye varmaya çalışıyorsun? Bu asilik, bu kendini bilmezlik, bu hadsizlik NEDEN?

Hiç mi düşünemedin?

Hadi sen düşünemedin yazara bir kişi olsun dönüp bu çok saçma demedi mi?

Ayrıca; ola ki insan öldürmek kötüdür, ebeveynler vicdanlıdır, cinayet kötü bir şeydir gibi gibi değerli mesajları topluma aktarmak gayen, ne diye o küçücük bebeğin ayağını bağlatıp kangren olmasına sebep oluyorsun, bebek nasıl kaçsın? Üstüne üstlük birde; Annesi ile ilişkiye giren! bir karakter yaratıyorsun,  nereden geliyor aklınıza böyle kötü fikirler, bu nasıl bir psikopatlık?

Ve hikayenin sonunda da o ”Anne” öz oğlundan çocuk yaptığını öğrenip intihar eder, iyi de NEDEN kadın bilmediği bir hatanın bedelini kendini öldürerek ödüyor? Neden bu ensest ilişkiden doğan çocuklar utancından intihar ediyor, onların suçu ne? Yazar burada nasıl bir mesaj vermek istemiş olabilir? Tanrının sınavı utanç verici ise öl daha iyi!!! mi demek istemiş? 

Tabi hikayenin bir de öteki yüzü var;

Masal seven insanlar bu tragedyayı izlerken, okurken, anlatırken ‘‘NEDEN” sorusunu neden soramamış olabilirler?

-Birinci ihtimal: Tragedya ”ağlatı” demek olduğuna göre, hikayeyi izlerken aşırı duygu yoğunluğu yüzünden ‘’NEDEN  Kral kendi  evladını işkence yaparak öldürmeyi tercih eder?” sorusunu soramamış olabilirler. Ağlamaktan soru sormayı akıl edememek normal mi? tartışılır.

-İkinci ihtimal: Ellerinde Sofoklesten daha iyisini yazacak başka bir senaryo yazarı yoktur. O çağda eğlenmek için başka alternatif bulamadılar. Yazarı küstürüp, üzmemek için sessiz sessiz ellerine çiğdemlerini alıp tiyatroyu izlemek zorunda kaldılar.

-Üçüncü ihtimal: Sofokles’in babasının zengin bir silah tüccarı olduğunu bilen izleyiciler öldürülme korkusu ile yaşamış olabilirler… Sonuçta Yunan krallığında güçlü bir ailenin çocuğu yazıyor hikayeyi, kimin ne haddine eleştirmek.

-Dördüncü ihtimal: Mitolojik hikayeler kutsallık içerir ve tanrıların anlattığı hiçbir olayın sorgulanma ihtimali akıllardan geçirilemez. Neden sorusunu sorup, tanrıyı kızdırmamak gerekir… Zira tanrıları kızdırırsanız, topuklarınızdan bağlanıp, bir uçurumdan aşağı atılıp sonrada aile içi cinsel ilişki yaşar ve bunların hiç birinin sorumlusu siz değilken, üzülen hep siz olabilirsiniz…

Tabi ki bu senaryoyu Sofokles ilk kez dile getirmedi, o da tanrıların hikayelerini atalarından alarak yazdı. Muhtemelen kutsal anlatılar olduğu için Sofokles’in kendisi de  ”NEDEN” diyemedi.

İnsanlığın bu saçma sapan senaryolara neden rağbet gösterdiğini anlayabilmek için şuraya kocaman bir ”NEDEN’ bırakıyorum, belki yüzlerce yıl sonra  birileri de bu yazıyı okuyup, NEDEN sorusunu kullanabilen bizlerinde tarihte var olduğunu fark eder… İlla ki dönemin bir kaç tane aykırı kişiliği bu soruyu sormuş ve tanrılar tarafından kellesi alınmış olabilir.

Senin yaradılışındaki insanlar kendi kendilerini kahrederler, bu da onların cezasıdır.

Kral Oidipus, Sophokles

Bakalım biz nedenciler’‘ ne zaman sorularımıza cevap bulacağız?

Dilek 

https://xn--gndemarivi-9db80j.com/son-soru/?amp=1

https://xn--gndemarivi-9db80j.com/miyavli-istila/?amp=1

https://xn--gndemarivi-9db80j.com/nasil-olacak-sevgili-istanbullu/?amp=1

Editör

Siz de fikrinizi söyleyin!