Deneme,  Fıkra,  Tartışma,  Toplum

İki Fıkra ile Çokça Çelişki

4. Murat içki içmeyi yasaklamış. Bekri Mustafa ve arkadaşları merdiven altı bir yerde arkadaşları ile şarap içerken baskın yapmışlar. Tedbili kıyafet içinde veziri de yanında… Bir masaya oturmuşlar. Bekri seslenmiş “Şarap içer misiniz ağalar?” İçeriz demişler. 2 bardak doldurup vermiş. Şaraplar bitince yine seslenmiş. “Doldurayım mı ağalar?” 4. Murat ayağa kalkmış “Bre mendebur, ben Sultan Murat’ım. Yanımdaki de vezirim.” deyince, Bekri “Buyrun cenaze namazına” demiş bu deyime Sultan şaşırmış “Ne demek o?” Bekri “Sabah bizi astıracaksın. Cenaze namazımızı kılarsın herhalde” deyince de Sultan dışarıdaki zaptiyeleri çağırmış. “Bakın bu adama. Bu her yerde içki içebilir. Burayı basmayın. Burası serbest” demiş. Sonra da Hz. Bekri Mustafa Efendi olunca, öldüğünde Türbe yapılmış. O şimdi Hazreti! Gelen geçen Türbe önünde durup dua ediyorlar Pirimize.

***

Benzer bir olay Neyzen Teyfik ile olmuş. Beşiktaş’ta sandalcılık yapıyormuş. Neyzen’in gece sandalına binmiş Sultan ile veziri. Neyzen tabii tanımıyor onları. Neyzen’den Üsküdar’a bırakması istenmiş. Biraz açılınca boğaza, Neyzen livar*dan testiyi çıkarmış. “Şarap içer misiniz ağalar?” demiş. İçeriz demişler. Birer bardak şarap vermiş. Boğazın ortalarında birer bardak daha teklif etmiş Neyzen. Sultan kızmış “Sen, bize nasıl şarap ikram edersin Densiz?” deyince Neyzen de “Ulan bir bardak içtiniz, biriniz sultan, biriniz vezir oldu. Birer tane daha içerseniz, biriniz Allah biriniz peygamber olacaksınız. Vermiyorum ulan size şarap!” demiş.

*Livar: Sandalcının oturduğu yerin altındaki kapaklı dolap.

***

Kadının Ne İşi Olur Cennette? Tövbeee, tövbeeee. Orada şarap var, huri var, gılman var. Vur patlasın çal oynasın….

Eminönü’de Osmanlı kadınlar hapishanesi var. İmamevi deniyor bu binaya. Sağdaki ağacın altında Hz. Bekri Mustafa’nın Türbesi var. (Aralarında 10 metre var.) Bizans surlarının bir kulesi. Bektaşi hocası varmış. İmam Cafer diye. O da içermiş. Yaşlanınca vasiyet etmiş. “Beni bu kulenin en üstüne gömün” diye. Kulenin son katına bir mezar yapıp içine koymuşlar. Yıllar sonra kadınlar da hırsızlık yapıp suç işlemeye başlayınca, İmam Cafer’i giriş katına indirip zemine gömmüşler. Üstünüde 2 kat kadınlar hapishanesi yapmışlar. Fakat kadınlara yiyecek / içecek vermiyorlarmış. Küçücük pencerelerden aşağıya el sallayarak su ve yiyecek istiyorlarmış. Halk da gece gidip uzun merdivenlerle küçük pencerelerden yemek ve içecek ihtiyaçlarını uzatıyorlarmış. Aşağıda İmam yukarıda hapis kadınlar. Hiç insaf yok. İmam Cafer’i ziyarete gittim iki defa, onarım vardı giremedim.

Hayati Sarnık

Siz de fikrinizi söyleyin!