Deneme,  Fıkra,  Toplum

Fıkralardan Seçmeler

Can kardeşlerim,

Dünyada sevilen bir fıkra aklıma geldi. Ben de bize adapte ettim.

Ülkemizde, (Sakıp Sabancı veya Vehbi Koç gibi zengin) biri ölmüş.

Mezarlığa aile efradı gidip, siyah gözlükler ile bakıyorlar yapılan ritüele. Bir adam kendini yırtıyor. “Ben ne yapacağım şimdi. Sen ölmemeliydin!”  yerlerde debeleniyor. Bir gazeteci soruyor: “Siz merhumun neyi oluyorsunuz. Bütün sülalesi burada, kimse bu kadar yırtınmıyor. Neden”? Dediğinde adam cevap veriyor: “Hiçbir şeyi olmuyorum. Onun için böyle yırtınıyorummm.”

***

Lazlar taka (balıkçı teknesi) yapacaklar. Uygun ağaç bulmuşlar dağın tepesinde. Ağaçları kesip mükemmel bir taka yapmışlar. Takayı nasıl indirecekler dağdan? Yaşlı olan akıl vermiş. “Ha pu takayı ağaca pağlayacağuz. İçine girup ipleru kesecağuz. Hep beraber denuza ineceğuz daaa” deyince uygulamışlar. Taka dağa taşa çarparak deniz kenarına inmiş. Taka paramparça. Herkes savrulmuş etrafa. Akıllı yaşlı ayağa kalkmış. Etrafa bakmış hepsi ölmüş. Moruk sağ. Açmış ellerini sema ya “Eyyy yarabbiiim çok büyüksüüün. Az daha hepumuz öleyduk daaa…”

***

Bir Laz bara gitmiş. Yüksek tabureye oturup viskisini yudumlamaya başlamış. Yan tabureye sarışın bir bomba gelip oturmuş. Viski alıp içmeye başlamış. Laz devamlı ona bakmaya başlamış. Sarışın fark edip “Hiç bana boşuna bakma!” demiş. Laz merakla “Niçun da?” deyince sarışın “Ben Lezbiyenim.” deyince Laz “O nedur daa?” deyince sarışın bomba “Ben bayanlardan hoşlanırım.” der. Laz bir müddet düşünür ve cevabı patlatır “Uyyy pen de lezbuyanum daa, pen de bayanlardan hoşlanayruuuum…”

Bu fıkrayı İstanbul Ambarlı’daki tır deposunda anlattım. Baş şoför çok şamata bir Laz’dı. Her şoföre argo takılırdı. Bekleme salonunda anlatınca bana “Uyyyy Hayati abiiim. Burada kimse bana cevap veremiyordiii. Ha seen penum forsumu söndürdün daa!” deyip beni öptü. Diğer şoförlerde başladı “Lezbuyen Osmaaan” demeğe. Osman ayağa kalkıp “Pakun arkadaşlar. Penu kimse madara edemedu amaa, Hayati abim ağzıma sçtı” dedi. Kalkıp beni öptü.

***

Çocukluk arkadaşı iki laz yıllar sonra karşılaşıyorlar, 85-90 yaşındalar. Biri “Ulaa Tursuuun nasilsuun iyi misunn?” der. İkinci “Yok daaa. Ha bu ihtiyarluk rezulluk, rezulluk. Başımda saç yoktiir. Gözümde fer yoktiiir, ağzımda diş yoktiiir, aşağıda faaliyet yoktiiir, dizlerimde derman yoktiir. Altuma edeyrum haberum yoktiiir. Sen nasulsun daa?” İkinci: “Pen anamdan dün doğmuş cibiyuum daa!”deyince öteki sorar “Uyyy nasıl olayi bu daa?” deyince arkadaşı anlatır. “Başımda saç yoktiiir. Gözümde fer yoktiir, ağzımda diş yoktiir, aşağıda faaliyet yoktiiir, dizlerimde derman yoktiiir, altuma edeyrum haberum yoktiir.”

Dünya yuvarlaktır. Döner döner aynı konuma geliriz.

***

Bir Laz, Paris’e gezmeye gitmiş. Sokaklarda dolaşırken bakmış bir afiş -Ünlü piyanist Laz Henri konseri diye. Gece gitmiş. Sahnede piyano. Piyanist sahneye çıkmış. Gayet şık. Selâm vermiş. Piyanoyu kaldırıp taburesinin yanına koymuş. Laz bağırmış ona “Ulaa uşağuum dursuuun sen misun daaa?” Piyanist bakmış “Ulaa nereden tanudun daaa?” Seyirci: “Ulaa hiçbir piyanist piyanoyu taşımaz, tabureyi taşır piyanonun yanunaaa!…”

***

Bir genç kadın boğaz köprüsünde intihar etmek için demirlere tırmanır. Bunu gören bir adam arabasını durdurup engel olmak için durur ve kadına “Hanımefendi atlamayın. Daha çok zamanınız var. Ben denizciyim. Yarın gemi ile Amerika’ya gidiyorum. Seni de götüreyim.” deyince kadın razı olur. Gece Sarayburnu’ndan gemiye gizlice binerler. “Kamaradan hiç çıkma!” der adam. Çıkmaz. Bir kaç gün geçer. Yaklaşma olur aralarında. Kadın gemide sıkılır ve bir gün kamaradan çıkar. Gemi gitmektedir. Bir görevliye “Daha Amerika’ya gelmedik mi?'” deyince görevli “Ne Amerika’sı hanımefendi, bu gemi Kadıköy Eminönü vapuru” der.

***

Bu gece Allah’a bir gün daha yaklaştım. Rakımı açtım. Sağ ve sol elimle tokalaştım. “Doğum günün kutlu olsun” dedim. Ayna ile öpüştüm. Rakı yul alâyu ve alâsız olmaz. Zaten ne kadar vaktimiz var. Ayet: Biz sizlere binbir çeşit yiyecek ve içecek verdik. Hiç birinden vücudunuzu mahrum etmeyiniz-diyor. Mahrum edersek günaha girip cennete gidemeyiz. (21 Aralık’tan bir not.)

Hayati Sarnık

Siz de fikrinizi söyleyin!