Deneme,  Ekonomi,  Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Toplum

Ekonominin Canavarı

Yenemedik, bitiremedik, sıfırlayamadık…

Düşmanı yendik, cehaleti nerdeyse (okur yazar oranı) bitirdik, paraları sıfırladık ama ENFLASYON illeti başımızın belası.

Halk dilinde “Hayat pahalılığı”!

Ekonomi dilinde ise, “Dolaşım da bulunan para miktarıyla, malların ve satın alınabilir hizmetlerin toplamı arasındaki açığın büyümesi nedeniyle ortaya çıkan ve fiyatların toptan yükselişi, para değerinin düşmesi biçiminde kendini gösteren ekonomik ve parasal süreç” olarak tanımlanan bu baş belasını kısaca anlatmak isterim.

Bu anlatıma girişmeden önce daha anlaşılır olması için bazı basit terimlere bakmak ve anlamak gerekiyor.

  • ARZ : Satılmak için üreticiler tarafından piyasaya sunulan her türlü hizmet ve mal toplamı.
  • TALEP : Tüketicinin ihtiyacı için bir mal veya hizmeti satın almak istemesi.
  • FİYAT : Mal veya hizmet için biçilen değer. Arz ve talebin dengesi.
  • EMÜSYON : Devlet tarafından basılmış ve dolaşımda olan para miktarı.

Enflasyon hayat pahalılığı iken, sabit gelirinize karşı “Satın alma gücünde erime” olarak da değerlendirilir.

Genel durumun ölçülmesi için Mal ve hizmet çeşitlerinden hangilerinin kullanılacağı belirlenir ve listelenir. Bu listeye “Enflasyon sepeti” denir. Üretici açısından oluşturulan sepet ile üretim maliyetlerindeki artışlar ölçülürken bu ölçüme ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) denir. Tüketiciler açısından değerlendirilmeye alınan sepet ise TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi)’dir. Her 2 sepet kendi içerisinde değişik sektörler bakımından ayrı ayrı değerlendirilir. Gıda-Hizmet-İnşaat-Eğitim-Ulaşım vb.

Elbette ki Enflasyonun da değişik türleri vardır:

1- MALİYET Enflasyonu

2- TÜKETİM Enflasyonu

3- DÖRTNALA Enflasyon.

Maliyet enflasyonunda belirleyici olan ana parametreler:

A-DÖVİZ KURLARI: Üretim yapmak, yada doğrudan satmak için ithal edilen mal ve ara malların fiyatlarını doğrudan etkiler, Uluslar arası nakliye hizmetlerine ödenen maliyet artışları ile birlikte gümrüğe beyan edilen mal değerlerine ve dolayısı ile ödenmesi zorunlu olan vergilere yansır.

B-ENERJİ Fiyatları: Üretimde kullanılan enerji genel olarak birim mal üretiminde asgari %20 pay alır. Diğer bir deyişle Doğal gaz, Elektrik veya Petrol gibi ürünlere yıllık %50 zam yapılması halinde üretilen malın maliyetine doğrudan %10 etki eder ve üretilen şey pahalılaşır.

C-KREDİ FAİZLERİ: Ülkemizde kurulu hiçbir şirket kendi öz sermayesi ile üretim yapamamaktadır. Bu nedenle kısa ve uzun vadeli kredilere ihtiyaç duyar. Bu kullanımın maliyetler üzerindeki genel etkisi %30’lara kadar çıkmaktadır. Basit anlamı ile Kredi faizlerinin yıllık %40 olması durumunda üretilen malın üzerine doğrudan %12 faiz maliyeti eklenir.

Tüketim Enflasyonun da belirleyici olan parametreler:

  • EMÜSYON HACMİ: Devlet tarafından basılan ve piyasada dolaşımda olan para toplamının fazlalığı halinde kişi başına düşen parasal fazlalık tüketime yönelir. Bu talep artışı demektir. Arzın aynı olması halinde mal ve hizmetler talebi karşılamak için fiyat artışları ile talebi dengelemeye çalışır. Bu denge piyasa koşulları ile sağlanamaz ise Devlet tarafından vergi oranlarının arttırılması, ya da yeni vergiler konması gibi tedbirler devreye girer.
  • İTHALAT KOTALARI: 100 Birimlik talebin olduğu ve 60 birimlik yerli üretimle birlikte 40 birimlik ithalatı yapılan ürünler için Döviz borçları ya da döviz yetersizliğine dayalı olarak getirilen ithalat kotaları yerli üretimin talebi karşılamasını engeller. Her ne kadar sektörel koruma diye söylense de içerideki üretim yatırımları tamamlanıncaya kadar yerli ürünlerin fiyatlarının yükselmesi kaçınılmazdır.

DÖRTNALA Enflasyon ise, her iki enflasyon parametrelerinin iç içe geçtiği ve durdurulması artık zorlaşmış bir enflasyondur.

Enflasyona neden olan bütün parametreler aslında DEVLETİN elindedir. Sadece Tekelleşme, tröstleşme gibi özel sektör içinde yapılacak bazı güç birliği çalışmaları vardır. Onlar da bütün Dünya devletleri tarafından yasaklanmıştır.

Döviz kurlarının sürekli yükseldiği, hatırı sayılır paranın basıldığı, elektrik, doğal gaz ve petrol ürünlerine aşırı yüksek zamların yapıldığı bir ülkenin yöneticilerinin ellerine aldıkları FAİZ ile yarattıkları hayat pahalılığı ile ne kadar mücadele edebilirler?

Ülkenin %50 sinin asgari ücret aldığı bilinen bir gerçektir. Böyle bir durumda Tüketim enflasyonundan bahsetmek mümkün değil. Basılmış bütün paralar geçmediğimiz köprü parası olarak zenginler kulübüne aktarılmaktadır. Bu aktarımlar anında dövize çevrilerek elde tutulmakta ve diğer ülkeler çıkarılmakta olup, elimizde döviz kalmadığı için rezervleri de satmış durumdayız.

Tür olarak Maliyet enflasyonu tamamen devletin politikalarına dayalı parametrelere endeksli olup, kötü yönetimin sebep olduğu bir türdür. Bu görüntüyü kırmak için patates, soğan toptancılarını terörist ilan etmek, Hıyarı, Fasulyeyi hain ilan etmek aslında çok boş bir çabadır.

Enflasyon, günü ve görüntüyü kurtarmak için mücadele edilen bir bela değildir. İstatistikler ile oynayarak, başka şeyleri suçlayarak onu yok edemezsiniz. Varlığını hisseden milyonlara siz de yokmuş gibi davranın ya da bizim söylediğimize inanın şeklinde telkin veremezsiniz. Sonuç gelir, mutfaktaki tencereye dayanır. Boş tencere de sizi sandıkta yok sayar.

7 başlı canavarı, elinde 1 kılıç ve sadece 1 kişi ile yenmeye uğraşmanın ne anlamı var ne de gerçekliği.

Amaçları dışında kullanılan bir devlet bütçesi uğruna yoksullaştırılmış, işsiz bırakılmış halkın hissettiği ENFLASYON birçok vatandaşımız için AZRAİL’in görevini üstlenmiştir.

Bu tür büyük savaşlar toplu katılımla kazanılır. Zafer doğru tercihler ile de sürdürülebilir.

Tercihler siyasi görüş olmaktan çıkmış, Barış ve kardeşlik içerisinde yaşama arzusunu çoğaltmak için güven, adalet ve denetim, şeffaflık gibi parametre isteklerine yönelmiştir.

Siz de fikrinizi söyleyin!