Deneme,  Edebiyat,  Güncel - Aktüalite,  Toplum

Bölünme – Kırık – Ün

Türkiye Yazarlar Sendikası Çanakkale Temsilciliği’nin düzenlediği 14. Şubat Dünya Öykü Günü Etkinliğinde kalabalık bir öyküsever topluluğuyla aşağıdaki öykülerimi paylaştım…

BÖLÜNME

Sıra dağların ardındaki küçük köyün ıssızlığında özgürdü. Ağaçların, çayların, taşın toprağın, börtü böceğin arasında evrenin huzurlu boşluğuna yerleşmiş hissediyordu kendini.

Bırakmıyorlardı! Yaşamak adına bir dizi kurallarla kuşatmışlardı. Kural koyucularla çatışmamak için uyar görünürdü. Dayatılanları onaylamış gibi yapardı. Kendini ikiye bölmüştü adeta. Bir yanı, evrenin sonsuzluğa açılan kapısı; ki içinin karanlık bir duvarında saklısıydı. Dışından bakanları oyalayacak, hoşlarına gidecek birtakım süslerler çekmişti bu kapının üstüne.

Fırsatını bulduğu her an içinin gizli kapısından evrendeki huzurlu yolculuğuna çıkardı. Sonsuzlukta büyük bir varoluşun hazzıyla tamamlandığını hissederdi. O sırada birtakım kurallarla, kalıplarla, yargılarla hiç işi yoktu. Çünkü kalıpların, kuralların dünyası daraltıyordu ruhunu.

İnsan olmaya yüklenen anlamlarla; mal, mülk, yer, yurt, etiket, cinsiyet, onaylanmış kalıplar, biçilmiş roller içinde devam eden yanıyla kavga ediyordu bir yandan da. İnsanın vahşetiyle ilgili hissettiklerini kulağına çok önceden bir fısıldayan mı olmuştu ne ! Ruhuyla bağını koparmışların savaşlara neden olduğunu biliyordu. Biliyordu…

Sıra dağların ardında; sakin sessiz patika yollarda dolaşırken yaşadığı mutluluk, sonsuzca eşitlenmişlik hazzı neden insanların olduğu yerde bitiyordu? Kentler neden bunun cehennem haliydi? Nasıl anlatabilirdi başkasına; arıların, kelebeklerin, çiçeklerin, yeşermiş dalların, sararan yaprakların, doğan güneşin, yağan karın, mavi denizin, bulutların ve diğer pek çok şeyin kendi arasındaki uyumu ve insanda yarattığı o muhteşem huzuru? Ulaşılmak istenilenin tam da bu barış hali olduğu nasıl anlatılabilirdi sahi?

Dinleyecek birini bulursa bir peri gibi kulağına fısıldayacaktı. “Büyük varoluşla bütünleştiğinizde savaşmak için ne kalır ki geriye!”

Parçalanmış ruhunu okşadı usulca. Ardından derin bir of çekti. Dünyaya doğru uzattı boynunu. Mırıltıya dönüşen sözcükler ona patika yolculuğunda eşlik ediyordu.

*

KIRIK

Aynanın karşısına geçip uzun uzun bakıyordu. Bir gün ayna dile geldi: “Kendini bin kırıklı yüzümde göremesin ki.”

Kesik bir sızı boğazına yürüdü. Sonra burun kemiğinden gözlerine…

Gözyaşları kırılmış yerlerinden bir bir düşmeye başladı yüzüne.

*

ÜN

Bir gün aşk üzerine bir öykü yazmak istedi. Bir gün dostluk üzerine… Başka bir gün savaş üzerine. Sonra barış üzerine… Daha pek çok şey üzerine…

Yazamadı.

Yazamadığı onca öykünün kahramanı olarak yaşadı, böyle ünlendi.

Zeynep Geçkin

#gundemarsivi #zeynepgeckin #14subatdunyaoykugunu #oykugunu #dunyaoykugunukutluolsun #deneme #toplum #siir 

Siz de fikrinizi söyleyin!