Deneme,  Şiirimsi Deneme,  Toplum

Ay Işığına Bakarak Sabahlamak

Ilgın ılgın esen bir yel.

Gökyüzünün lacivert karanlığında gömülü dolunayın kızılımsı ışığına bakarak balkondaki taburede sabahladın mı hiç?

Yalnızlığının içine giren, seni aşırı mutlu eden imgelerin oldu mu?

Sonsuzluğa bakan gözlerin, seni tedirgin eden sayrılıklarından dolayı ağladı mı hiç?

Sevgilin oldu mu?

Onunla karşılıklı oturup, saatlerce bakıştınız mı?

Sana ya da sen ona benim en çok neyimi beğeniyorsun, diye sorma olanağın oldu mu?

ecenin bilmem hangi saatinde onu uykusundan uyandırıp: “Haydi, gidiyoruz! “
O da sana, nereye sorusunu sormadan; hazırlanıp koluna girdi mi?

Avucunu avucuna yapıştırıp; basamakları koşa koşa indiniz mi?!..

Sen ona, o sana Türk Sanat Müziğinden şarkılar okudu mu?

Sen, hiç sevdiğin insan için şiir yazdın mı?

Diyelim ki yeteneksizsin, o zaman ona: Cemal Süreyya’dan, Attila İlhan’dan, Turgut Uyar’dan, Edip Cansever’den, Özdemir Asaf’tan, Karacaoğlan’dan, Nilgün Marmara’dan, Oktay Rıfat’tan, Murathan Mungan’dan şiirler okudun mu?

Argonun babası Neyzen Tevfik’ten, Hüseyin Rahmi Gürpınar dan, Salah Birsel’den, Hulki Aktunç’tan, Filiz Bingölçe’nin sözlüğünden anlağına yapışmış deyişleri, deyimleri sevgilinin kulağına fısıldadın mı?

Sen hiç gecenin bir vaktinde sevgilinle kumsalda seviştin mi?

Onun doğum gününde, tanıştığınız gün adına, evlilik yıldönümünüzde, sevgililer gününde, yeni yıla girerken olağanüstü sunumda bulundun mu?

Sen, sevgiline birkaç kitabı andaç olarak verdin mi hiç?

Ve o yapıtların ilk sayfasına: ”Bunu, özellikle senin için aldım AŞKIM.“ yazıp imzanı attın mı?

O senin saçlarını okşarken ya da sen onun boynunu öperken karşılıklı olarak gözlerinizin derinliğinde yittiniz mi hiç?

Yoksul bir ülkenin yurttaşı olduğunun bilincine vardığında; ülkeyi yöneten kişiliksiz erkin aslında ne denli cahil ve görgüsün olduğunu sevgilinle, dostlarınla paylaştığını anımsıyor musun?

Uzatmanın hiçbir anlamı yok; geçmişten usuna sızan ne varsa tümceye döktün mü hiç?…

Sonuç her zamanki gibi hüsran mı?

Artık içinde üzüntünün damlası olmasın istenciyle rakı kadehini yudumladın, yudumladın mı serinlemek için…

Ama…

Neyse sizin adınıza, son tümceleri yazayım da bu anlatı bitsin.

Aslında hiçte bitmesini istemiyorum…

Baştan başlamak istiyorum tüm imgelerin serimine:

Öylesine bir geceydi işte.

İçimde inanılmaz bir ayrılık yarası büyütüyordum onun bunu hak etmediğini bile bile…

YouTube‘dan Zekai Tunca’nın Hicaz şarkısı “Gözyaşımda Saklısın Ağlayamam Ben“
çalıyordu.

Önümdeki mermer sehpanın üzerinde yarısı içilmiş 100’lük Yeni Rakı Uzun Demleme şişesi, yanında da henüz yudumlanmamış kristal kadeh duruyordu.

Dolunay asılıydı havada!

Bedenimde Boğazın serin suları…

Şimdi buradan kalkıp Yeşim’in Bebek’teki evine kadar yürümek var da…

Ben, bu anımsama anlatımdan kurtulmak için İstinye’deki bu evden taşınmalıydım…

Olgunlaştıkça geçer dedikleri şey mutluluk bence.

Kenarından tutunmakta var yaşamda önümüze çıkanlara .

Hani , derler ya , sen sevgiyi kumar gördüysen ben hayatına oynarım!

Selanik
Anıl Güven

#Cemal Süreyya #Attila İlhan #Turgut Uyar #EdipCansever #ÖzdemirAsaf #Karacaoğlan #NilgünMarmara #Oktay Rıfat #MurathanMungan #AnılGüven #GündemArşivi #Edabiyat 

Siz de fikrinizi söyleyin!