Ekonomi,  Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Tarih,  Toplum

3 Mart 1924, Ülkemizin İthalatta Utanç Tablosu, Münih Güvenlik Konferansı

 

Ülkemizin en büyük devrimlerinin 99. yıldönümü (3 Mart 1924 günü)

a) Hilafet kaldırıldı.
b) Tevhidi tedrisat kanunuyla eğitim birliği sağlandı.
c) Şeriye ve efkav vekaletine son verildi.

Sayın Zülal Kalkandelen‘den bir öneri “Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu sağlayan devrim süresinde laikliğin önü 3 Mart 1924’te kabul edilen bu yasalar ile açıldı bu tarih Türkiye de tüm ilericilerin, laiklerin, aydınların, devrimcilerin bayram gibi kutladığı bir gün olmalıdır.”  Sayın Kalkandelen’in bu önerilerine katılıyorum.
d) Ancak bir sitemde bulunmak istiyorum: bu çok önemli günün ülkemizdeki bütün basın ve televizyonlarda anlatılmasını beklerdim(!) Örnek; Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı sayın Kılıçdaroğlu sizin için bu devrim kanunları 6’lı masadaki kavgadan daha önemli değil mi???

Büyük önderimiz Mustafa Kemal (Mart 1928)

“Eğer milletimizin çoğunluğu çiftçi olmasaydı biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktık.”

Büyük önderimizin bu görüşleri ışığında bugüne dönelim,önümde bir harita var; ülkemiz için bir utanç haritası bu, hangi ürünü hangi ülkeden alıyoruz?

a) Kırmızı mercimek; aldığımız ülke Almanya 445 bin ton ödenen tutar 374 bin dolar.
b) Pirinç; Çin, Hindistan, Rusya ödenen para 42 bin dolar.
c) Badem; ABD, Avustralya ödenen tutar 125 bin dolar.
d) Soya fasulyesi; Brezilya, Ukrayna ödenen tutar 1 milyon 922 bin dolar.
e) Arpa; Rusya, Ukrayna ödenen para 384 milyon dolar.
f) Ayçiçek yağı; Rusya, Ukrayna, Bulgaristan ödenen tutar 1 milyon 422 bin dolar.
g) Zeytinyağı; alınan ülkeler Suriye, Belçika ödenen tutar 32 milyon dolar.
ğ) Pamuk; alınan ülkeler ABD, Brezilya, Yunanistan ödenen tutar 2 milyon 932 bin dolar.
h) Buğday; alınan ülkeler Rusya, Ukrayna, Moldova… Her gün ekmek tüketen bir millet olarak askıya alınan ekmek bu millete buğday ithali ihanettir. Acilen üretime geçip, başka milletlere bağımlı olmamalıyız ki dünyada zamanla ithal etmemiz de mümkün olmayacak. Hatta yeniden ihracat eden millet olmalıyız.
(Diğer şıkları okuduklarınızla siz düşünün…)

Ülkemiz için bu utanç veren haritayı yayınlar iken çok üzülüyorum!!!

Geçtiğimiz günlerde ülkemizde yaşadığımız deprem felaketi için ülkemize gelen yardım ekipleri konu gıda gereksinimine gelir ise asla aynı desteği vermeyeceklerdir… Dünya kendi ihtiyacına odaklandı.

Ülkemizin yöneticileri ivedilikle şu kararı almalıdır: Ülkemizde üretim potansiyeli olan bütün ürünler için ithal yasağı getirilmeli ki tüm sözünü ettiğimiz bu ürünlerin hepsinin ülkemizde yetiştirilmesi mümkün olsun.

Ve bana inanaın; 1 yıl içinde % 25 İki yıl içinde % 60 üç yıl içinde % 90 nını ülke içinde üretebiliriz.
4 yıl içinde ise et gereksinmemiz dahil Türkiye tarımsal ihtiyacının tamamını karşıladığı gibi ihracat yapma şansını yakalayabiliriz!!! Bunları ancak bu doğru siyaseti uygulayabilecek siyasallara oy verip, taleplerimizin gerçekleşmesi için milletçe biz de üzerimize düşeni yaparsak bu sözlerim neden gerçekleşmesin… 

Yaşadığımız büyük deprem felaketi nedeni ile ertelemek zorunda kaldığım gerek ülkemiz ve gerekse dünyamız için çok önemli olan uluslararası ilişkiler;

Bunlardan bir tanesi Münih güvenlik konferansı; bu konferansta öne çıkan 3 önemli konu var;

a) Rusya’yı durduramadık diyen ABD kapitalizmi.
b) Çin devletinin yükselişini engelleyemedik diyen Soros’çular.
c) Gelişen dünyanın bir araya gelerek karşımızda bir kutup oluşturmasını önleyemedik…

Soros’un söz konusu yaptığı 5 ülke; Rusya, Hindistan, Çin, Türkiye ve Brezilya. Aslında bu toplantıya katılan Çin dışişleri bakanı Wang’i toplantıya ağırlığını koymuş ve daha sonra toplantıya davet edilmeyen Putin’i ziyaret etmesi ise küresel kapitalistleri telaşa düşürmüştür.

Siz sevgili okuyucularıma üç not ile yazımı tamamlıyorum.

1.) Dünya için diğer bir önemli toplantı ise G20 toplantısı. Bu yıl Hindistan da yapılıyor yakından takip etmeyi
sürdüreceğim.

2.) Ülkemizi bekleyen sinsi tehlike Küresel İklim değişikliği… Aşırı kuraklık ve buna bağlı gıda krizi ile ilgili ülkemizin durumunu SU POLİTİKALARI başkanı sayın Dursun Yıldız ile birlikte (çözüm önerilerimizi) önümüzdeki hafta yazmaya çalışacağım.

3.)

Orhan Ayber

Siz de fikrinizi söyleyin!