Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Tarih,  Toplum

Zülfü Livaneli, Ahlaksız Bir Yalancı!

Hemen söyleyeyim, bu yazının Livaneli’nin “Müzisyen” yanıyla hiçbir ilgisi yoktur.

Değerli Dostlar,
TELE1 Televizyonunda 22 Ekim 2023 günkü Başka Sohbetler programına Zülfü Livaneli konuk olmuştu. Livaneli, Türk Kurtuluş Savaşı tarihinin çok önemli bir süreci olan Mustafa Kemal’in “Başkomutanlığa” getirilmesini anlattı. Anlattıklarının tümü, burada büyük harflerle yazdım, utanmazca söylenmiş yalanlardı!

Zülfü Livaneli konuşuyor:

“Atatürk’ün başkomutanlığı üçer ay üçer ay olarak veriliyordu. Her üç ayın sonunda iptal ediliyordu. O dönemin Meclis’inde bu sürenin iptal edilmesini isteyen gruplar vardı. Meclis’teki tartışmaları görseniz üzülürsünüz… Anafartalar kahramanının onları ikna etmek için NASIL DİL DÖKTÜĞÜNÜ, ‘YA BU SIRADA BENİ DEĞİŞTİRMEYİN, ÜÇ AY DAHA SÜRE VERİN, İSTERSENİZ BEN ONDAN SONRA KAYBOLUP GİDİM, ADIMI SANIMI DUYMAYIN! AMA ŞİMDİ BUNU YAPMAYIN!’ DİYE MECLİS’TE NASIL YALVARDIĞINI görseniz, tüyleriniz diken diken olur!”

Değerli Dostlar,
Kurtuluş Savaşımızın bu çok önemli sürecini ben, Türkiye Büyük Millet Meclisi Tutanaklarını okuyarak öğrendim. Siz de isterseniz İnetrenet’te bu belgelere erişebilir, okuyabilirsiniz.

Tutanaklardan aldığım bilgileri, TÜRK MİLLETİNE SUİKAST adlı kitabımda tüm ayrıntılarıyla yazdım. Şimdi o kitabımdan bölümler aktararak gerçekleri sizlerle paylaşacağım…

4 Ağustos 1921. Perşembe

Büyük Millet Meclisi’nde gizli oturum yapıldı.

Milletvekillerinin çoğunluğu, Mustafa Kemal’in ‘Başkomutan’ olarak ordunun başına geçmesini istiyordu.

Mustafa Kemal, Başkomutanlığı bir şartla kabul edeceğini söyler:

“Ordunun maddi ve manevi gücünü üstün biçimde yükseltmek, yönetimi bir kat daha pekiştirmek için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin taşıdığı yasal yetkilerini fiilen kullanabilmek.”

Meclis’in yasal yetkilerinin kendisine verilmesini istemekle büyük bir muhalefetle karşılaşacağını çok iyi bilen Mustafa Kemal, muhalefeti susturacak önlemi de kendisi önerir:

“Yaşamım süresince ulusal egemenliğin içten bağlı bir hizmetkârı olduğumu millet önünde bir kez daha doğrulamak için bu yetkinin üç ay gibi kısa bir süreyle sınırlandırılmasını talep ederim.”

Mustafa Kemal’in bu önergesine İkinci Grup sert bir tepki gösterir, engellemek için harekete geçer.

Meclis’in yasama ve yürütme yetkilerinin sınırlı bir süre için bile olsa, Mustafa Kemal’e verilmesine şiddetle karşı çıkarlar.

Gizli oturumda iki gün süren konuşma ve tartışmalardan sonra yapılan oylamada, 184 mevcudun tamamının kabul oylarıyla “Başkumandanlık Kanunu” yürürlüğe girer.

Değerli Dostlar,

Görüyorsunuz. Başkomutanlığı Mustafa Kemal’e Meclis dayatıyor. Ahlaksız yalancı Zülfü Livaneli’nin anlattığı gibi Mustafa Kemal bu görevi kendisi istemiyor!

Yine görüyorsunuz, Mustafa Kemal kendisine Başkomutanlığın üçer aylık süreyle verilmesini kendisi teklif ediyor, ahlaksız yalancı Livaneli’nin iddia ettiği gibi bu şart Meclis tarafından öne sürülmüyor!

Devam edelim…

2 Şubat 1922, Perşembe

Büyük Millet Meclisi’nde Gazi Mareşal Mustafa Kemal’e verilmiş olan üç aylık “Başkumandanlık” süresi 5 Şubat 1922 günü dolacak.

Mareşal Gazi Mustafa Kemal’e verilmiş olan Başkumandanlık süresinin ikinci kez uzatılması gerekmektedir.

Meclis, bugün gizli oturumla toplandı.

Sıcak tartışmalardan sonra oylamaya geçildi.

203 milletvekili oylamaya katıldı.

177 kabul, 11 ret ve 15 çekimser oy kullanıldı.

İstiklâl Marşı’nın yazarı Mehmet Akif, çekimserlerin arasında yer aldı.

Mareşal Gazi Mustafa Kemal’e üç ay daha Başkomutanlık yapma yetkisi verilmiş oldu.

4 Mayıs 1922, Çarşamba

Büyük Millet Meclisi’nin Gazi Mareşal Mustafa Kemal’e vermiş olduğu üç aylık “Başkumandalık” süre, 5 Mayıs 1922 tarihinde dolacaktır.

Başkomutanlık Kanunu’nun bu tarihten itibaren üç ay daha uzatılması gerekecektir.
Bugün Meclis, Mustafa Kemal’in Başkomutanlığını üçüncü kez görüşmek üzere gizli oturumda toplanır.

Meclis’te olağanüstü bir hava vardır.

Hasta olduğu için Çankaya’daki konutunda yatan Gazi Mareşal Mustafa Kemal Meclis’te değildir.

Oturum açılır açılmaz İkinci Grup’un sözcüleri hücuma geçerler.

Erzurum milletvekili Mehmet Salih (Yeşiloğlu) Efendi, çok sert çıkış yaparak, ”Mustafa Kemal bizden bir hak gasbetmek istiyorsa kendi küçülür. Biz de hakkımızı vermeyecekken verirsek aptalız!” der.

Sivas milletvekili Vasıf (Karakol) Bey, İkinci Grup’un “Bravo” sesleri ve alkışları arasında şöyle çıkışır, “Zaman bize gösterdi. Biz, 7 aydan beri, yani Sakarya Muharebesi’nden sonra işte hâlâ kıpırdayamadık ve kıpırdayamayacağız. Bir temasımız da olmadı, olmayacak ve zannederim ki bunun sonu gelmez!”

Bu konuşmadan sonra oylamaya geçilir.

188 milletvekili oylamaya katılır.

Kabul: 77

Çekimser: 17

Ret: 94

Böylece Gazi Mustafa Kemal’in Başkomutanlığı düşer ve ordu başsız kalmış olur.

İkinci Grup, Meclis’te başarılı olmuş ve Gazi Mustafa Kemal’in grubunu yenmiştir.

6 Mayıs 1922, Cuma

Gazi Mustafa Kemal, kanunun reddedildiğini hasta yatağında haber alır. Hemen gizli oturumun tutanaklarını getirtir, tüm konuşmaları okur.

Hasta yatağından kalkan Gazi Mareşal Mustafa Kemal, Meclis’e gelir.

6 Mayıs 1922 Cuma günü Meclis’te, Gazi Mustafa Kemal kürsüye çıkar, gizli oturum isteğinde bulunur.

Gazi Mareşal Mustafa Kemal’in gizli oturumda yaptığı, baştan sona ders niteliğinde olan konuşmasının bazı bölümlerini, TBMM Gizli Celse Tuanaklarından birlikte okuyalım:

“Efendiler, Başkomutanlık Kanunu’nun yapıldığı günü hep beraber hatırlayalım: Yunan orduları bazı başarılı hareketten sonra Ankara yönüne yürümekteydi. Ordumuzun gerisine kadar gelmişti.
Yüce Meclisiniz, düşman ordusunu atmak ve genel durumu kurtarmak için bir çare ve tedbir düşünmek zorunluluğunu duydu. Ve bu tedbir ve çare neticesi, Başkumandanlık kurularak ona yeteri kadar yetki de verildi.
Başkumandanlık Kanunu yapılırken bu kanunun üç aydan fazla yaşamamasını yüksek heyetinize teklif eden doğrudan doğruya bendenizdim. Bu kanunla vücuda getirilmiş olan Başkumandanlık görevini üstlendikten üç ay sonra, kanunun uzatılması ya da kaldırılmasını yüksek heyetinizin huzurunda tartışıldı.

Efendiler, Başkumandanlık Kanunu’nun yapılması söz konusu edildiği ilk gün bu kürsüden söylenen sözleri hatırlayalım.
Ben hiç kimseye, ‘Beni Başkumandan yapınız’ demedim.
Ben hiç kimseye, ‘Bu yetkiyi bana veriniz’ demedim.
Aksine bütün Meclis bana, ‘Mutlaka Başkumandan olacaksın’ dedi.
Ve o gün en şikâyetçi arkadaşlarım bu kürsüden feryat ettiler, dediler ki: ‘Başka yapacak çare yoktur, Reisimizi Başkumandan yapalım. Onunla beraber, zafere gidelim.’
(‘Doğru!’ sesleri)
Onun için benim hiçbir vakit hatırıma gelmezdi ki, Yüce Meclisinizin tamamen, kısmen, azıcık yetkilerini gasbedeyim.
Arkadaşlar! Açık ifademden beni mazur görünüz. Her birinizin olağanüstü yetki ile seçilmesine ve olağanüstü yetki ile seçilmiş kişilerin burada, bütün memleketin yazgısına el koymasına herkesten çok ben çalışmışımdır.
(‘Doğru!’ sesleri)
Ve bunun için pek çoklarınız bilirsiniz ki, en yakın arkadaşlarımla fikir mücadelesi yapmışımdır. Ve bunu sağlayabilmek için bütün hayatımı, bütün varlığımı, bütün şeref ve haysiyetimi en büyük tehlikeye atmışımdır.
Onun için bu, benim eserimdir. Ben, herkes gibi eserimi alçaltmakla değil yükseltmekle görevliyim.
(‘Teşekkür ederiz!’ sesleri)


Gazi Mareşal Mustafa Kemal, Başkumandanlık süresini uzatmamış olanlara uyarılarda bulunarak kararlığını şöyle dile getirir:
Bunun sonucunda ne oluyor?
Bunun sonucunda Başkumandan bir gün ya da iki gün karışık ve boşlukta kalıyor.
Ordu kumandasızdır, ordu bu dakikada kumandasızdır.
Ordu kumandansız mı kalacak, ne olacak?
Bu yüzden bırakamam ve bırakmayacağım!

Söyleyecek sözlerim bundan ibarettir.”

6 Mayıs 1922 gününün gece yarısında Meclis’te oylama yapılır:

Kabul: 177
Ret: 11
Çekimser: 15

Gazi Mareşal Mustafa Kemal’in Başkumandanlığı üçüncü kez uzatılmış olur.

Değerli Dostlar,

Gördünüz. Zülfü Livaneli’nin ahlaksızca söylediği yalanları, doğruluğu asla tartışılamayacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Gizli Oturum Tutanaklarına dayanarak gösterdim. Bundan sonrasını sizin değerlendirmenize bırakıyorum…

Değerli Dostlar,

Avrupalı Aydın maskesiyle rol yapan Zülfü Livaneli’nin daha önceleri iki kez maskesi düşmüş, ahlaksız çirkin yüzü ortaya çıkmıştı.

İlki, kendi kendisini İsveç’e sürgüne (!) gönerdikten sonra, ilk yaptığı şey, Türk orsusuna, Türk askerine hakaretler kusmak oldu!

İkincisi: Bir televizyon kanalında, canlı yayında, kendisini eleştiren bir kişiye, hiç utanmadan, “İT OĞLU İT!” diyerek saldırdı. Programı sunan da, izleyiciler de dondu kaldı!

Değerli Dostlar,

Ahlaksız yalancı Livaneli’nin dosyası kabarıktır! Onunla ilgili başka yazılarımı da buraya, Facebook sayfama koyacağım, vaktiniz olursa okumanızı öneririm…

CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!

 

Yılmaz Dikbaş
28 Ekim 2023, Cumartesi
0532 233 31 52

İsrail Seviciler

Siz de fikrinizi söyleyin!