Deneme,  Toplum

Soluğunda Soluğum

Karadeniz’in serin sularında sessizlik bozuluyor. Marmara’nın hali içler acısı. Derin mavilik ve ufka uzanan denizlerimiz. Memleketim, bir gün geçmesin çehren düşmesin. Ne mümkün? Kavga eksik olmuyor insanında. Gerçi kavga demeye ar ediyorum. Bu ne pislik, bu ne ifşa, bu ne ayak oyunu? Yüzümüze bakıp gülenler, adam (!) sanıp dinlediklerimiz; hangi kumar masasına oturuyormuş meğer. Kimilerinin yüzünün astarı yok hatta yüzü bile. Bir insanca utanmanın, pişmanlığın zerresi yok. Milyonlar uçuşuyor havada, yasa dışı oluşumlar. Ne denir ki böylesine yozlaşmaya? Ne denir?

Ben yönümü yine insanıma ve içime çeviriyorum. Duyumsamak ve yücelmek istiyorum. İnsancıl duygular ve düşünceler ile sarmalanmak ve insan kalabilmek… İçimize gömdüklerimiz, yüreğimize ilmek ilmek işlediğimiz acılarımız ve üzüntülerimiz. Sevinçlerimiz, utkularımız, gönül ferahlığımız. Bunlardan söz açalım diyorum. Neden senin sevincin benim sevincim olmasın? Neden senin gözyaşın beni yaralamasın? Neden?

İnsan hepsini bir arada ve omuz omuza yaşıyor. Bazen yalnızlığının rıhtımına hiçbir gemi yanaşmıyor. Bazen dingin bir bayram sabahı gibi ve coşkulu bir kutlama ile dolup taşıyor, kenar mahallerimiz. İçimizdeki şehirler bir bir kuşatılıyor ve kurtuluyor. Yolculuk birinden öbürüne devam ediyor. İçe içe geçmiş odalar. Her biri bir başka kapı aralıyor. Bir insan bir günde ne hissediyor, ne düşünüyor mesela. Bir günde rüzgar kaç çiçeğin yaprağını dalgalandırıyor? Bugün kaç bebek doğdu ve onları nasıl bir gelecek bekliyor? Bugün kaç insan sıcak gülüşlerine bir yenisi ekliyor? Bir günde hangi gölgeler aydınlanıyor, hangi yüzler gölgeleniyor?

Düşlerimize zincir vurmayalım, arzularımızı saklamayalım. Çepeçevre sarmalamış reklam panolarından, gözümüzü alan televizyon ve telefon ekranlarından bir an olsun kurtulalım. Paranın saltanatına boyun eğişlerimiz sonlansın. Harcında kan, kemik ve gözyaşı olan saraylar, gökdelenler yıkılsın. Baht sarayında, gönül saltanatında hemhal olalım. Ve soralım bugün kimler şiir okudu, film izledi, alın teri döktü ve çocuğuna bakıp huzurla arkasına yaslandı?

Sahip olduğumuz tek şey emeğimiz ve birbirimiz. Bırakmaya niyetli olmadığımız da biline…

 

Arda ÇELİK

Ticari Hayat, 25.06.2021

Siz de fikrinizi söyleyin!