Deneme,  Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Tarih,  Toplum

Şehitlerimiz, İsveç’in NATO’ya girmesi, İsmet İnönü’nün ölüm yıldönümü, Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi, Yeni Yıl…

Şehitlerimiz

Son günlerde ülkece çok büyük bir acı yaşadık; 12 yiğit askerimiz şehit oldu.

Şehitlerimizin evlerine uğruna canlarını feda ettikleri şanlı Türk Bayrağı asılır; acımıza acı katan kahraman askerlerimizin evleri!!! Hep aynı görüntü yıkık dökük sıvasız yoksulluk haykıran baba ocakları…

Doğanın en zor koşullarında askerlerimizi oraya götüren komutanlarını suçlamıyorum. Bu konu uzman olan komutanlara aittir. Gerçek suçlu yıllar boyu PKK / YPG’yi eğiten ve onlara istihbarat bilgisi veren ABD ve yine buradaki teröristleri en gelişmiş silahlarla donatan başta İsveç olmak üzere bazı batılı güçlerdir.

Milletimize, ordumuza ve şehit ailelerine başımız sağ olsun diyorum…

İsveç’in NATO’ya girmesi

Dışişleri Komisyonunda;

a) AKP’nin kabul oyu vermesini anlarım çünkü hem Biden’a hem de NATO komutanlığına söz vermişti. Üstelik ABD başkanı Biden’ın imzaladığı bir kararnamede “Türkiye Cumhuriyeti ABD ulusal güvenliği ve dış politikası için olağanüstü bir tehdittir.” demesine rağmen!!!

b) MHP ise bu oylamadan bir gün önce “Askerlerimizi şehit eden silahları teröristlere veren ülke İsveç” dedi… Dışişleri Komisyondan sonra TBMM toplantısında da; bir gün önce İsveç ülkesini suçlayıp grup toplantısında alkış aldıktan sonra orada da evet diyecektir.

c) Komisyonda evet diyen CHP; (uzun yıllar görev yaptığım bu partinin NATO’cu olmasını içime sindiremiyorum.) Komisyon toplantısından sonra ABD’den aferin aldık, NATO’dan aferin aldık, peki Rusya nasıl karşılayacak? Ki o ülke yıllardır Ukrayna ile ve onu sınırsız destekleyen NATO ile savaşıyor.

Şimdi soruyorum, Sayın Özel’e: Antalya şehrinde Turizm gelirleri hangi ülke sayesinde? Aynı bölgede başta narenciye olmak üzere üretilen ürünleri hangi ülke satın alıyor?

ABD ve ona bağımlı AB ülkelerinin kabul etmediği Rus Oligarklar bugün Bodrum, Marmaris ve diğer limanlarımızda sınırsız alışveriş ile ülkemize döviz kazandırıyorlar…

d) ABD’nin liderlik yaptığı Atlantik hızla çökerken Çin liderliğinde BRİCS’e her ay; başta petrol zengini Arap ülkeleri olmak üzere birçok ülke katılıyor. ABD’nin liderliğinde Atlantik bloğunun çöktüğünün farkındalar. En son Çin devletinin “Bir kuşak bir yol “ projesi başta Afrika ülkelerinde olmak üzere tüm dünyayı etkilerken Türkiye bu tarihi fırsatları kaçırıyor. Bunun bedelini ulus olarak öderiz!

İsmet İnönü’nün ölüm yıldönümü

Türkiye Cumhuriyetinin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün ölüm yıldönümü; (25 Aralık 1973)

Kendisini rahmetle ve derin bir saygı ile anıyorum. İsmet Paşa’nın tarihe mal olan birkaç cümlesinden söz edelim; İkinci dünya savaşı çok zor günlerdi. Türkiye büyük bir ordu ile ülkesini savunmak zorunda idi. O günler sadece ülkemizde değil tüm dünyada gıda sıkıntısı vardı… Kendisini çok haksız yere eleştiren bazı kişilere “evet çocuklarınızı şekersiz bıraktım ama babasız bırakmadım.” demişti.

Yine İsmet İnönü’nün, “Bir ülkede namuslular da namussuzlar kadar cesaretli olmadıkça o ülkede kurtuluş yoktur.” sözü bugün için de çok geçerli!

İki gün boyunca Cumhuriyet gazetesinde İsmet Paşa ile ilgili çok güzel yazılar okudum. Sayın Mehmet Alev Coşkun ve Sayın Bilsay Kuruç’un yazılarını bu büyük insanı tanımanız için okumanızı öneririm.

Siyasi hayatımdaki İsmet İnönü ile anılarımı paylaşmak istiyorum.

İsmet İnönü benim siyasi hayatımdaki ilk genel başkanımdır. Ankara Anadolu Kulübünde Sayın Bülent Ecevit özel bir odada toplantıya gelen il başkanlarını İnönü’ye takdim ediyordu; bizler de hem Mevhibe hanımın hem İnönü nün elini öper ve saygılarımızı sunardık. Ecevit benim doğum tarihimi sordu. 1941 deyince Sayın Ecevit, İsmet Paşaya “Büyük önderimiz Mustafa Kemal’i sonsuzluğa uğurladıktan sonra gelen nesiller artık ülkemizde ve partimizde sorumluluk üstleniyor.” dedi. İsmet paşa alnımdan öperek beni kutladı. Hiç unutmayacağım bir anı olarak kaldı…

İşte o günlerde bu büyük kahramana ne yazık ki Uşak ilinde taş atarak başını deldiler. Oysa, o Uşak ilini düşmandan kurtaran komutandı!!! İnönü’nün Genel Başkanlıktan ayrılması; CHP’nin çok önemli bir kongresi; 5. olağanüstü kongre. Toplantı için çok büyük bir salondayız.

İsmet Paşa kürsüye çıkarak “Bu ülkeyi O (Atamızın resmini göstererek) ve ben kurtardım.” dedi. Devamında, “şimdi ben bir liste vereceğim o listeyi kabul edeceksiniz ve ben partimi kurtaracağım.” dedi ve kürsüden indi, salondan ayrıldı… Manisa delegeleri ben de dâhil Bülent Ecevit’in listesine oy kullandık. Gece yarısına doğru sonuç alındı. Ecevit’in listesi kazanmıştı. İsmet Paşa partisinden istifa etti…

Bir hafta sonraki seçimde rahmetle andığım Bülent Ecevit’i CHP’nin genel başkanı seçtik. CHP ve Türkiye yeni ufuklara yelken açtı; bu dönemdeki anılarım başka bir zamana kalsın…

Mustafa Kemal in Ankara’ya gelişi

Atatürk Nutuk’ta 27 Aralık 1919 tarihinde Ankara’ya gelişini şöyle anlatır “Sivas’tan Kayseri yolu ile Ankara’ya hareket ettik, Heyet-i Temsiliye ile. O yıllarda Ankara kasabasının nüfusu 15-17 bin civarındaydı ve o gün Oğuz töresine göre üç bin atlı öncülüğünde binlerce yayayla, Varlık bağımsızlık ve şahlanışın simgesi olarak Seymen alayları tarafından dikmen sırtlarından “Var ol, çok yaşa, Gazi Paşa” nidaları ile karşılanır.

Ankara’nın Başkent oluşunun ve çok kısa bir süre sonra Türkiye’nin en modern şehri olmasının çok anlamlı bir hikâyesi vardır. O günlerde bir şairimize sorarlar “Ankara’nın en çok nesini seversin” diye. “İstanbul’a dönüşü” diye yanıtlar. Ayrıca Avrupa ülkeleri Ankara da büyükelçilik açmamakta direnirler… Fakat Ata’mızın çelik gibi iradesi karşısında yavaş yavaş çözülürler ve tüm ülkeler büyükelçiliklerini Ankara’ya getirmek zorunda kalırlar ve zaman içinde Ata’mızın her aşamasında katkıda bulunduğu bir bozkır en yeşil ve modern bir şehir olur…

Ata’mız o günlerde ülkemizin üç büyük kentini şöyle yorumlar. Ankara siyasi merkez, İstanbul kültür merkezi, İzmir ise ekonomik merkez olmalıdır. Atatürk’ten sonra bugünlerde İstanbul şehrini, İslam merkezi ve ekonomik merkez yapmak ve bütün bankaları İstanbul a taşımak gibi girişimlerin sonucunda ne mi oldu?

Bu şehir yaşanmaz hale geldi. Uyuşturucu baronlarının hesaplaştığı ve daha acısı vatandaşlığın satıldığı ve yabancıların başta Suriyeli, Afgan olmak üzere işgali ile kayıp kent oldu. Bu gerçekler ayrı bir yazı konusu olmalıdır.

Yeni Yıl

2023 yılı iki gün sonra sona erecek. Yeni yıla girerken tüm takipçilerimin yeni yıllarını içtenlikle kutluyorum. Bu yıl Atatürk Devrimleri, Kemalizm ve Laiklik konusunda iğrenç saldırılara tanık olduk. Karşı devrimcilerin bazı tarikatların eylemleri göz ardı edilemez cezasız kalmamalı…

Orhan Ayber

Siz de fikrinizi söyleyin!