Deneme,  Toplum

Namus Bekçileri

Yaz günlerinin sıcaklığında tenini D vitamininden yoksun bırakan zavallılar türedi… Neşeli bir yaşama adım atacaklarına, sahilde güneşlenen pırıl pırıl beyinli gençlerimize: “Hepiniz cehennemliksiniz.“ sözleriyle saldırıda bulunuyorlar. Fatih semtinin Çarşamba mahallesinde olduğu gibi, Türkiye’nin turistik bölgelerinde de görmeye alıştığımız kıçlarında şalvar, sırtlarında krem, sarı, siyah, yeşil cüppe; kimisinde bir karış bakımsız çember sakal, bıyıksız beyaz suratla cafelerde, gece kulüplerinde yüce Tanrı adına İslami yaşam biçimine çağrıya çıkanları kentin eğlence yerlerinde görmeye başladık!

Bugün, kimilerine göre masumane olarak görünen bu insanlar, yarın ellerinde kılıç, pala ve silahla eyleme geçip: “Burası Müslümanların yaşadığı bir ülke, laiklere, Kemalistlere ölüm!“ bildirgeleriyle alanlara yayılacaklar…

15 Temmuz kurgusunun çok çok ötesinde bir senorya ile kentlerimizde devletin kendilerine sağlayacağı (Faşist İslamcı olan, savaş deneyimli Afganlılar, Pakistan’dan gelmiş olanlar ve Suriyeli güruh) destekle (ve hatta TSK’nın kaybolan silahlarıyla da birlikte) ayaklanmalar başlatacaklar…

Daha önceden saptanmış Kemalist, sosyal demokrat, sosyalist, Marksist, Ateist, Agnostik, Deistleri öldürüp kendilerine göre alan temizliği yapacaklar… (Darül harp dedikleri yağma ve tecavüzlere olanaklar sağlayacaklar.)

Üst üste aldığı iki seçimde ciddi olarak irdelendiğinde, yitirdikleri seçime karşın Başkanlık koltuğuna o adamı oturttular. (Cumhuriyet sistemine darbe yapılmasını hala kabul edemiyorum.)

Diplomaları şaibeli bir adam bizi 21 yıldır yönetiyor! Elinde bir yüzükle Belediye Başkanı olan kişi ŞAHSIM Devletinin Başkanı ve dünyanın en zenginleri arasında bulunuyor şu anda. Servetinin korunması adına da ülkeyi emperyalist çetelerin kucağına oturttu!

Seçmeninin dünya lideri olarak adlandırdığı bu adamın bir tek söylemi bile onu bize anlatmaya yetiyor, İmam Hatiplilere: “Gençler, kininizin takipçisi olacaksınız!“

Kinci ve dinci olarak nesillerimizi yetiştirdiler.

Darül harp hedefleriyle fakirleştik, fakir nüfusumuz arttı ve köleleştik (Halkın büyük çoğunluğu adına yazdım.)!

Ülkemiz talan edildi. Yetmedi, şimdi demografik yapımızı değiştirdiler. (Doğru olan değerlerimizi yanlış buldular, yanlış bulduğumuz değerlerini doğrularımız olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar.)

Türk kimliği kendi ülkesinde azınlık oldu. Sığıntı oldu!

Bu ülkenin silahlı kuvvetleri, güvenlik güçleri zaaf içerisinde; dolayısıyla bizi bizden başka koruyacak hiçbir güç yok…

Namus Bekçilerinin darbeleri, ülkemizde hep caiz oldu…

“Azrailine aşık olmuşsa bir millet,
İster ezan dinlet, ister çan dinlet
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet
Müstahaktır ona her türlü zillet!…”

Namus bekçilerinin uyuttuğu bu halk, ne zaman uyanır, nasıl uyanır ve uyandığında neler yapar. İzlemede kalacağım. 

Biz, böyle koyun gibi izledikçe daha çok mu güdülürüz?

Anıl Güven

 

Siz de fikrinizi söyleyin!