Deneme,  Güncel - Aktüalite,  Toplum

Murat Kurum Aday Olmuş

(Kapıcı Cafer iki gün önce sabah, her zamanki gibi yine erkenden uyanır, giyinir ve koluna alışveriş sepetini takıp apartman sakinlerinin siparişlerini almak için bakkala doğru yola çıkar. Sokakta her yerde Murat Kurum’un İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne adaylığının reklam afişlerini görür. Bakkaldan avantasını istemeden alışverişini tamamlamaz yine. Oradan biraz helva biraz peynir alıp yüzü gülerek bakkaldan ayrılır…

Apartmana doğru yaklaşırken, Sabri Bey yine fırçalamak için Kapıcı Cafer’i beklemektedir, Baykuş Cemil ise pencereden hızla birasını almak için heyecanla acele eder.)

Cemil: Yine mi geç uyandın hayırsız? Bu soğukta dondum!

Cafer: Efendim saat geç değil ki her zamanki saatimde ulaştım (der ve koşarak Cemil’in aşağıya doğru sarkıttığı sepete siparişlerini bırakır), sen de saatimden önce çıkma cama, günaydın buyrun.

Sabri: Ne bu çokça laflar, bak yazacağım zaptı (der ve Cafer’in balkonuna uzattığı siparişleri alır).

Cafer: Sanki devlette zapt yazılacak zümre kaldı da?!.

Sabri: Bakın şuna Ayla Hanım bunun dili çok uzadı.

Ayla: Haksız da değil efendim, hükümet devlete çöktü.

Cemil: Bunlar ağalık sisteminden çıkamadılar tabii, bu hükümette de adamı var ki bu kadar konuşabiliyor kapıcı parçası.

Cafer: Sus baykuş! Zaten hepinizden kurtulacağım emekliliğime kavuşmak üzereyim. Gelirken gazeteden okudum, bir profesör kentsel dönüşüm ayağıyla İstanbul’daki askeri bölgeleri imara açacaklar diye uyarmış.

(Katil Yavuz ve Tak Tak Sedat kapıdan dışarı çıkıp arabaya doğru yol alırken selam verirler ve konuya dahil olurlar.)

Yavuz: Vatandaşa icraat lazım, hizmet lazım. Bunlar geldiğinden beri ülkede vatandaş adalete hasret kaldı. Yok öyle vatandaşa cart curt deyip seçim zamanı bir çorba dağıtmalar. 

Sedat: Sayın abim, millet aç! Bugün, haftalardır ağzından tek lokma geçmeyen insanlar ısıtacak tabi midesini. Makarnaya vatandaşlık haklarını veren çorbaya mı vermeyecek? İnternetten cızzzz haberler yağıyor, tak sosyal medyalarda hazırlamışlar güzel tezgahları. Bir sene boyunca ağlattılar depremzedeleri, onlara anahtar manahtar taklar tuklar, sonrası gelsin paralar. Baksana siyasalara hepsi lüks içinde. Biz çok gördük anahtar vaatlerini. Bu milleti hep aynı oyundan kaybettirip duruyorlar.

Yavuz: Bir de Murat Kurum’u aday göstermişler. İhalelerde imza atmakla başarılı, ormanların yangınlarında marka giyimleri ile yalnız dikkat çeken tam bir çevre düşmanı olarak kaldı aklımızda. Güvenilir, kirlenmeyen tek politikacıları yok.

Cafer: Ben oyumu ona vereceğim. Seçim öncesi imarı seçim vaadi yapacaklarını bildiğimden bir gecekondu yaptırdıydım. Ne yapayım ben de efendim sistem hep aynı, bari bu defa da ben kazanayım dedim.

(Kapıdan dışarı doğru çıkan Davut ve oğlu Halis kulak misafiri olurlar.)

Davut: Dunkof! Bir gecekondu için vatan satılır mı! Biz bir oyumuzla dahi vatanımıza suçumuz yok çok şükür. Çalışıp vergimizi ödüyoruz.

Cafer: Oh! Gelmiş Almanya’dan tuzu kuru tabii. Ne anlayacaksın kapıcının halinden.

Sabri: Efendim bunlar bir oy vererek neleri kaybedecekleri hususunda hiçbir şey bilmiyorlar. Köylü kurnazlığı efendim bu! Apartmanın kapıcı dairesi neyine yetmiyorsa, sanki kendisine hemen tapu verecekler de… Kanıyorlar yazık. (Cafer’e bakarak söze devam eder.) Cafer oğlum, evladım; Kasımpaşalılara neler yaptıklarını görmedin mi?

Halis: Babacığım haberlerden izliyorum, Araplara satıyorlar İstanbul’daki gayrimenkulleri. Araplar gelecek öyle yumuşak yumuşak, sıcak sıcak yataklarında; yarınlarımıza çocuk yapıp duracaklar.

Cemil: Tüh pis kapıcı seni, senin hain ruhlu olduğunu biliyordum zaten.

Yavuz: Aman efendim ne olacak, vatandaşa hak ettiğinden fazla müsamaha gösterdik, kim gelirse gelsin böyle yaşar zannediyor. Vatandaşa bilinç eğitimi vermeli.

(Şükrü dışarıya eşi Nazan’la çıkar. Yavuz’un sözlerine kulak misafiri olurlar.)

Cemil: Sevim koş kaçırıyorsun apartman siyaseti işliyor.

Şükrü: Vatandaşlık haklarını bilen var mı, babamın bile aklı ermiyor şimdiki kanunlara (babası emekli hakim).

Yavuz: Değil mi sayın abim, bunlar vatandaşa cart curt sonra kendilerine ihale ve rantlarla para yapıyorlar.

Nazan: Ay keşke tek sorunumuz bunlar olsa, millet Osmanlı’nın borcunu ödediği gibi bunlardan sonra da bunların borcunu öder diyeceğim ama milleti kültür erozyonuna bırakıp, sömürülmeye mahkum bırakıyorlar.

(Bir taksi durur ve doktor taksiden iner.)

Türkan: Günaydın, apartman toplantısı mı var, herkes burada?

Sevim: Ben bile dikişi bırakıp dinliyorum Türkan Hanım geldiğimiz yeri konuşuyoruz.

Türkan: O zaman ben hiç müdahil olmayayım; aciller dolmuş, hastalar zorda, ilaç sorunu, doktor göçü derken zaten canım çok sıkkın.

(Cafer, Gülsüm’ün kulağına fısıldar:)

Murat ya da başkası imara bakarım ben, koyunlar her şekilde kurban olacak zaten, imparatorluğumuzu kuracağız, Cafer Pazarlama…

(Fısıltıyı duyan Sabri) Allah sizi kahrederken bizi de esirgemiyor (diyerek balkon kapısından içeri girer. Uğursuzlar! diyerek bağırır. Koltukta Sabri’ye şaşkınlıkla bakan kayınvalidesi Suna Hanım sorar;) Ayla kızım bize mi söylüyor?

Ayla: Hayır efendim, yarınlara karanlık bırakacaklara….

Kemalist İlkay

Not: Bizimkiler dizisiyle mevcut toplumu bu yazımda kurguladım.

Bu arada Bizimkiler dizisinde tüm emeği olan sanatçılarımıza çok teşekkür ederim. Hepsi muazzam oyunculuklarını sergilediler. Yaşayanlara sağlık diliyor ve hürmetle sevgilerimi sunuyorum. Kaybettiklerimizin ruhları şad olsun dileğimle…

Ön izlemeye merhum Ercan Yazgan’ın (hala hayranıyım) fotoğrafını iletmemdeki gaye Cafer karakterlerine çözüm düşünmemiz gerektiğinden bir alt çizme amacı gütmekten, çünkü demokrasi bilinci tüm vatandaşlara iletilmeli.

Bugün demokratik çoğunluğun arzusunca yaşıyoruz. Demokratik çoğunluk olmayı hedeflemeliyiz. Aydınlık yarınlara biz olmak ve kardeşçe refah yaşamak dileğiyle…

 

Gündem Arşivi kurucusuyum, sitede editörlük dahilinde; yayın yönetmenliğini de ben yapıyorum.

Siz de fikrinizi söyleyin!