Bir Eski Şarkı

Ne zaman onunla kırlara çıksak
yağmur çiçeklerine gebe kalırdı bulutlar
yamaçlar yeşile yuvarlardı kendini.
Savaş gemilerini yüzen ÇOCUK bahçelerine
dönüştürme oyunu oynardık
onunla bütün gün
ne çılgınlık.

Yanlışlıkla yanağım yanağına değerdi
suç benimdi der avuturdu beni
ve hep yanlışlıkla
yanağım yanağına değerdi.

Ne zaman onunla kırlara çıksak
ÇOCUKLARIN uykusunu kanatan
uçaklar geçerdi üstümüzden.
Ve ben yanlışlıkla yanağına değdikçe
uçurtmaya dönüşürdü uçaklardan kimi
ipleri gelincik sapından.
Kimi kelebek olurdu
hangi renge konacağını şaşıran
ve kelebeklerin peşinden koşardık
bütün gün.

En son neyi oynuyorduk onunla sahi
-dünyanın bütün AŞIKLARI birleşin-
ve sınıfta kalıyorduk bu oyunda
yanlış hayatları
kendi HAYATları sananlar yüzünden.
Güllere sığındık sonunda
yoksa kırmızı mı açardı güller
tanrısız kuşlardık
ışık tomurcuklarında sevişen.

Bir gün çekip gitti buralardan
çekip gitti
ÇOCUK yürekli zarflar içinde
çok yalvardım peşinden
kim bilir kaç yüzyıl yaşadı
çiçek bebekler vardı giderken karnında
ŞİİRLERİYLE geçti Dünyadan
şarkılardandı atı
sevgilere doğru sürdü hızını.
Rüzgâr azar azar
rüzgâr hızlı hızlı
içimde bir çınar gibi büyüdü
yalnızlığı.

Gençliğimden de gençtim o sıra
bir yanağıma kar yağardı
öteki taze bir bahar
sakalım mavi çıkardı
ayaklarıma kapanırdı yağmurlar.
Ben biraz dündüm
biraz bügün
içimde birşeyler vardı yarından
Bir gün çekip gitti buralardan
çekip gitti
ŞİİR’ce AŞK’ca bir yeryüzü gibi bekledim
onu hep
onu hep bekledim.

 

Hayrettin Geçkin

Bakma Sen

 

Siz de fikrinizi söyleyin!