Bektaşi,  Fıkra

Bektaşi Fıkralarından Seçmeceler

Vurmayın Garip Öküze

Bektaşi caminin yanından geçerken, caminin içinden sesler gelir. Bakar içeriye. Bir öküz halıları ot sanıp içeri otlamağa girmiş. Sopalarla vuruyorlarmış öküze çıksın diye. “Ne oluyor eyy cemaattin Müslümanlar” deyince “camiye öküz girmiş çıkaramıyoruz” derler. Bektaşi de gayet sakin “Vurmayın garip öküze. Hayvandır bilmeden girmiş. Bakın ben giriyor muyum?… “

***

Fakire Can Geldi

Bektaşi nasıl olduysa bir gün oruç tutayım demiş. Hava sıcak. Öğlen olmuş susuzluğa dayanamamış. Köy çeşmesine dayanmış. Doya doya suyunu içmiş. Köylüler “Ne yaptın babaa, oruç gittiii” deyince “Oruç gitti ama bu fakire de can geldii.” demiş.

***

Şimdi Bana Nasıl Kızdın Acaba

Bektaşi bulgurlar kurusun diye bahçeye sermiş. Dua etmiş “Eyy Allah’ım bulgurlar kurumadan yağmur yağdırma”… Biraz sonra bir yağmur, bulgurlar çamur içinde. Ahıra gitmiş. İneği hasta gibi duruyormuş. Dua etmiş. “Eyy Allah’ım bir ineğim var canını alma.” Sabah kalkıp bakıyor inek ölmüş. Ramazanın ilk günüymüş. Oruca niyetlenmiş. Akşam olmuş iftara on dakika varken, sigarasını yakıp, bir bardakta su içmiş. Yukarıya bakarak “Şimdi bana nasıl kızdın acaba. Bugünkü orucumu sayacaksın. İneği de kurbana sayacağım.”…

***

Ramazan

Bektaşi bir gece teravih namazına gider, ramazanın son günüdür. Hoca sorar “Bu yıl ramazanı memnun ettiniz mii?” Bektaşi seslenir. “Memnun etmesek her yıl on gün önceden gelir mi?”

***

Abdest Almış mıydınız?

Bektaşi iftara ağanın evine davet edilir  “Buyur erenler” derler buyurur içeri girer. “Sofraya buyur” derler çöker. Top atılır “Buyrun iftara ” der ağa yemeğe başlarlar. Yemek biter. Dua edilir. Ağa “Haydi namaza” der. Namaz kılınır. Sohbet sırasında Ağa “Yahu erenler abdest almış mıydınız” deyince Bektaşi. “Ağam burası sizin eviniz. Buyur dediniz, buyurduk. Yemek dediniz, yedik. Namaza dediniz kıldık. Abdest alın demediniz ki abdest abdest alalım. Ağamızın sözünü dinleriz.”

***

Kuluna Bak

Bektaşi bir gün İstanbul’da dolaşırken süslü bir fayton durur. İçinden bir erkek ve bir kadın iner. Şatafatlı bir binanın önünde. Bektaşi gidip sorar “Padişah bu mudur? ” Muhafız “Hayır. Bunlar Padişahın kullarıdır” Bektaşi Gökyüzüne bakar ve “Eyy Allah’ım, bir padişahın kullarına bak, birde yırtık-pırtık giyinen kendi kuluna bak!” 

***

İrdelemek ile ve neşe ile kalınız.

Hayati Sarnık

Bir yorum

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir