Sene 2019 ve Sarı Oğlan mektup yazmış iyi mi!
Üşenmeden daktiloyu eline alıp, sarı saçlarını deli gönlüme diye söylenerek başlamış tıklamaya:
„Dear Mr. President“ diye…
O da haklı, şimdi „Sevgili..“ diye başlasaydı..
Allah muhafaza dedikodu falan çıkar, Emine bacı kıskanır.
Hır gür çıkmasın.
***
Şimdi hatırlıyorum da karşı komşunun kızı (karşı komşu derken kapı komşusu) bana bir aşk mektubu yazmıştı.
Altı sayfa!
O da haklı, benim gibi bir babayiğide aşkı anlatmak zor.
Aynı Mr. President gibi „Don’t be a fool“ huyum var benim.
İlk sayfa aşkı anlatıyordu, ikinci sayfa sevgisini, üçüncü sayfa da başka bir açıdan yakalamıştı aşkı.
Her sayfa farklı bir açıdan anlatıyordu aşkı, ama ana mesaj çok net olarak „Seni Seviyorum“ idi. O kadarını anladım yani.
Gerçi üç ay sonra vazgeçti ama…
Kandırdı zaar, Sarı Oğlan gibi?
Ama altıncı sayfadaki o resim olmamıştı Necla hanım!
Ortaya bir kalp boyamalar, içine adımı yazmalar…
Sarı Oğlan da öyle yaptıysa… eyvah ki eyvah
Emine bacı kesin hır gür çıkarmıştır!
***
Geçenlerde (geçenler dediğim bir kaç yüzyıl oldu hani) bir kız ile tanışmıştım. Hoş sohbet, iki muhabbet derken, hasbihal kızıştı illaki.. Birden durduk yere dönüp:
– Senin WhatsApp’ın ne? demez mi.
Yav ben huysuz adamın tekiyim, bana öyle durduk yere saçma soru sorarsan, en iyi ihtimal terslerim, en kötü ihtimal gıcık olurum!
Bak Sarı Oğlan bir gıcık oldu „Aptal olma!“ diye mektup yazdı bizim oğlana!
Nerede kalmıştık? Ha kızın bana WhatsApp mevzusunda… Döndüm kendisine:
– Ne WhatsApp‘ı?!, dedim.
– Aa nasıl yani? Üstüme iyilik sağlık WhatsApp’ın yok mu senin?
– Cep numaramı vereyim, telefon açarsın!
Bir burun büktü, saçını ellerinin arasına alıp arkaya doğru savurdu, kaşının birini gökyüzüne doğru uzatıp diğer kaşıyla gözünü bir araya getirdikten nice sonra nihayet dönüp:
– Ayol, ben senle WhatsApp’tan konuşmak istemiştim. Cepten konuşmak istesem, bir kafede buluşur öyle de konuşurum!
– O nasıl oluyor yav öyle?
Gıcık oldum ya, tövbe Whatsapp verirsem! Oturduğum yerden şöyle öne doğru bir eğildim, bir ayağımı uzatıp, diğer ayağımla koluma destek verip kendisine:
– WhatsApp’ta var bende! dedim.
– Aa niye yok dedin sorduğumda!
– Ben yok demedim ki! Telefon numaramı vereyim dedim.
– Mustafa, Telefon ile WhatsApp aynısı!
– Ne aynısı? Kim demiş?! Aynı maynı değil. O başka bu başka!
– HAYIIR aynısı diyorum! Sadece adı başka!
– Hıı… Benim mesaj alma olanağım da var, onunla görüşme yapabiliyor musun? Yapabiliyorsan onu vereyim.
– Üff Mustafa? Mesajlaşmak başka!
– Deme yav! Şimdi ben mesaj atarak seninle sohbet edemeyecek miyim.., illa WhatsApp mı gerekiyor?
– Hayır, yapamayacaksınız beyefendi!
– Ne yapacağız peki?!.
– Şimdi hemen WhatsApp indiriyor ve kuruyorsun!
– Kurmam!!!
– Üfff. iyi peki ya, peki! Ver cep telini! Mesaj atarım!
Bana bu kadar öff möff çekeceksin, sonra da numaramı isteyeceksin, vermem arkadaş! Ne hali varsa görsün.
Allah muhafaza Sarı Oğlan gibi mesaj falan çeker, „Sert olma, adam ol, aptal olma“ falan gibi..
Ben Mr President değilim ki alttan alayım…
Herkes haddini bilecek!
Gıcıklığımın son noktalarına gelmiş olarak kendisine:
– Vermiyorum telefon melefon, kal öyle! dedim.
-…
– Ayy çıldıracağım..!
– İsabet olur, çıldır!
-…
-…
Sükûnet, sessizlik ve ani patlama:
– MUSTAFA! Whatsapp’ın de sende olmaz olsun. Yeter be!
– Ne bağırıyorsun kızım? Deli midir nedir!
– Haydi ver şu WhatsApp’ı ALLAH’IN belası adam!
– Beddua etme! Sözlerine dikkat et! Karşında sizin oğlan yoktur! Benim adım Sarı Oğlan da değil.
– Tamam ya özür, sinirlendim. Verir misiniz Mustafa bey WhatsApp’ınızı?
– Hayır! Bu kadar laftan sonra…
– Ayy bayılacağım şimdi…ay vallahi bayılacağım!
İşte mektup olsa idi böyle olmazdı. Hem Posta müdürü de sevinecekti! Devir değişti, mektup devri bitti artık. Ancak Sarı Oğlan Amerika’dan kendi kurduğu WhatsApp’a güvenemediği için bizim oğlana mektup yoluyla haber göndermiş.
Postacıyı çağırıp, mektubu eline tutuşturmuş ve kendisine:
– Hi guy, bak elden ele vereceksin, tamam mı evladım, demiştir yani.
Sevgili iki Mr. Presidentler:
Devir WhatsApp devri! Özelinizde yaşadıklarınızı mektup atarak duyurmayın,
O numaraları yemiyoruz canım!
“WhatsApp” üzerinden gizli mesajlaşın. Devir bu artık.
WhatsApp varsa adamsın, yoksa ne olduğun belli değil.
Çünkü OFF oluyorsun, ON olma devri başladı.
OFF değil, ON olacaksın!
Kırmızı ışık değil, yeşil ışık.
Çok basit
No OFF
Yes ON
Bu şekil, o şekil degil!
10 değil, ON!
Hem Amerikalılar ile niye muhatap oluyorsun sen kardeşim!
Maraba maraba o kadar!
Bizim oğlana Mektup yazmış Sarı Oğlan iyi mi…
Sarı saclarını deli gönlüme…
Off ki off!
Mustafa Çelebi