Güncel - Aktüalite

Üç Kitap

Bu günlerde okuduğum kitaplar üzerine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum:

En Uzun Gün (Kemal Anadol)- 28/29 Nisan 1960 olayları, Barış Derneği Davası, İzmir’den Aliağa’ya ulaşan insan zinciri, Kenan Evren hakkında gerçekleşen ilk suç duyurusu, 1 Mart Tezkeresinin reddi, 17 Mayıs 2006 günü Danıştay’da işlenen cinayet, Obama’nın konuşma yaptığı TBMM’den görüntüler, Mayın Temizleme Yasa Tasarısı ve birçok konunun daha birinci elden tanıklığı ele alınıyor. Kitaplarını her zaman zevkle okuduğum Kemal Anadol ağabeyimin kitabı için kendisine teşekkür ediyorum.

Yitik Miras – Zeus Sunağı (Prof. Dr. Ali Sönmez – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih) Bildiğiniz gibi son günlerde gündemimize yerleşen, bölgemiz ve ülkemiz için çok önemli olan “Zeus Sunağı Bergama’ya dönmelidir” konusunda yapılmış en önemli çalışmalardan biri. Bu eserde Prof. Dr. Ali Sönmez Zeus Sunağı’nın Almanya’ya götürülmesi ile sonuçlanan süreci, arkeolojik ve hukuki yönleri ile ele alıyor.

Üç Batıni Bilge; Hasan Sabbah – Şems-i Tebrizi – Hace Bektaş Veli (Seyhun Tunaşar) kitabını ise tanıtım yazısından etkilenerek ve aslında ayrıntılarını merak ettiğim için aldım.

Tanıtım yazısı: “Dünya tarihinde öyle kişiler vardır ki, istilacılara ve adaletten yoksun sömürü düzenine ister düşünsel, ister eylemli bir kavga ile karşı geldikleri için mevcut düzenin yöneticileri, onların dalkavukları ve ayaktaşları tarafından acımasızca karalanmışlar, karşı tarafın savunma gücünü kanıtlayacak bilgi ve belgeleri yok ederek tarafsız bir tarih yazımını engellemişlerdir.

Bu kişilerin geniş halk kitleleri tarafından sevilip sayıldıklarını anladıkları takdirde de onları gerçek kişiliklerinden soyutlayıp efsanevi ve gizemsel bir kimlikle tanıtmak gerekliliğini egemen sınıflar zorunlu görmüşlerdir.

Egemen sınıfların memur tarihçilerinden bizlere aktarılan bilgilerin ne derece güvenilir olduğu konusu bile tartışmaya açılmamaktadır. Özellikle dini inançlar konusunda sömürü düzenine açık kapı bulunduğu takdirde bunu acımasızca kullanma geleneği dünya tarihinde bir metot halini almıştır. Dün de böyle idi, yarın da böyle olacağı konusundaki saplantımızdan kurtulmak dileği ile..”

Siz de fikrinizi söyleyin!