
Türkçe Düşüncede Bilgelik ve Dostluk
Bilgelik, tüm insanlığın, bilebildiğimiz yazılı tarihinde ezelden beri yaşamını yönlendirici bir kıstas olarak bulup belirlemek için aradığı bir ölçüdür.
Bu arayış Türkçe düşün dünyasına da yabancı değildir. Aksine, akıl, bilgi ve bilgelik; buna dayalı olarak dostluk ve barış, Türkçe düşüncenin dayandığı temel kavramlardır. Tüm teolojik çağrışımlarına ve bu yönde indirgemeci yorum çabalarına karşın, kanımca kökeninde hiçbir mistik veya gizem içermeyen; aksine hem bilgi ve bilgelik hem de ahlaki doğru davranışa dair içermelere sahip hikmet kavramında da bu arayışı tespit etmek pekâlâ mümkündür. Buna burada girişmeyeceğim. Bunun yerine bu bağlamda daha çok Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig adlı eserini alıntılamak istiyorum. Hacib şöyle diyor:
Akıl hangi işte ön ayak olursa, o iş
Başarıyla sonuçlanır; bunu çok sınadım.
Bilge hangi işte bilgisini kullanırsa,
Ona ulaşır; onu tutar ve elde eder.
İnsan aklını kullanır ve işine bilgiyle başlarsa,
Giriştiği her işte başarılı olur.
der ve burada içkin bir şekilde ilişkilendirdiği akıl, bilgi ve bilgelik kavramları iyiyi kötüden ayırma kapasitesi ile ilişkilendirilir ve bundan dostluğa ve düşmanlığa dair sonuçlar çıkarılır. Hacib, “[k]ötüyü arkadaş edinme” diye önerdikten sonra kötünün işlevine dikkat çeker: “Kötü arkadaş seni yolundan şaşırtır.” Kötülük, bilgece olmayandır. Cahilce olandır. Kötülük, düşmanlıklara vesile olur. Hacib, düşmanlık kolay oluşan bir durumdur, diyor. Düşman olmak da düşman kazanmak da çok kolaydır. Dost olmak da kolaydır. Fakat bir defa düşman olundu mu artık “barışmak zordur.” Aynı şekilde dostluğu sürdürmek de zordur. Bu nedenle, edinilmiş dostlukları sürdürmeye, düşman olmamaya ve düşman edinmemeye gayret etmek en önemli erdemdir.
Prof. Dr. Doğan Göçmen

