Ticaret Erbabı

Bütün gün iş yerinde ürün indirip kaldırmaktan beli kopmuştu. Her gün reyonlara bakıp maaşıyla alamayacağı birçok eşyanın hizmetçiliğini yaparken hayallere dalıyordu. Zaten insanın hayalleri olmasa, yaşamanın ne anlamı olabilirdi? İçimizdeki yaşama azmini tetikleyen, bir gün her şeyin çok güzel olacağı umuduydu. Göz, göğü görmeyince yıldızlara inanırmış…

İş yerinden çıkıp, yorgun adımlarla evin yolunu tuttu.

Hayat mutlaka ona da bereketli yüzünü gösterecekti. Sokağın kalabalığında vitrinlere bakarken zihninde bir fikir oluşmaya başlamıştı. Hatta şu an kendi kendine kızıyordu:

— Bunu neden daha önce düşünemedim yaaa…

Kendi sesi, kendi kulağına gelecek kadar sesli söylemişti bu cümleleri. Çok ticaretten anladığı söylenemezdi fakat sosyal medyadan ikinci el eşya satışı yapmayı denemekten hiçbir şey kaybetmeyeceğine karar verdi.

Eve geldiğinde, heyecandan yorgunluğu uçup gitmiş; merdivenleri koşarak çıkmıştı:

— Belki bu işi başarır ve asansörlü bir daireye bile çıkarsın, kızıııımm…

Kapıyı açtı, koşarak çocukken annesinin ona aldığı sazı duvardan indirdi. Arkasından, önünden, yanından birkaç fotoğrafını çekip ikinci el sitesine yükledi. Hızlı hızlı aklından geçen rakamı yazdı. Ve paylaştı. Telefonu bırakıp mutfağa yemek yapmaya geçti.

Arada, ev işleriyle boğuşurken işini bırakıp “Mesaj var mı?” diye telefonunu kontrol ediyordu.

Ve işte ilk mesaj:

— Son fiyat mı?

Cevap: Evet efendim.

Aklında olan fiyatı bire bir yazmıştı. Başka rakama satmayı düşünmüyordu. Sonuçta değeri neyse onu yazmıştı.

Yeni mesaj:

— Son fiyat bu mudur?

Cevap: Son fiyat, yazan fiyattır.

Neyse, biraz daha bekleyeyim. İlla istediği rakamı verecek birileri çıkacaktı.

Yeni mesaj:

— İndirim yapıyor musunuz?

Cevap: Hayır.

İyice sinirlerim bozulmaya başladı. Bu nedir yaaa!? Her gün, her gün aynı rutini yaşıyoruz. İnsanların kesinlikle almaya niyeti yok! New Age misin, spiritüel kapitalizm misin, nesin… Bana bulaşma! Alacaksan al, almayacaksan zaman çalma!

Yeni mesaj:

— Son fiyat nedir?

Cevap: “Son fiyat bu mu?” ne demek kardeşim? Sahtekâr mıyım ben? Güvenilmeyecek bir tip mi görüyorsun karşında? Kendin sahtekârsın da bana da mı aynısını hissediyorsun? Ben ürünün değeri neyse onu yazdım. İlla fazla rakam yazıp size yalan mı söylememi bekliyorsunuz? Ticaret anlayışınız bu mu sizin? Yalan, dolan, sahtekârlık mı? Ne kadar meraklısınız sahtekâr sözler duymaya… Almayın kardeşim, almayın! Bana da bulaşmayın! Vazgeçtim, satmıyorum.

Yeni mesaj:

— Tamam ablacığım, ne kızıyorsun… Ama abarttın. Ticaretten anlamıyorsan ne işin var ikinci el pazarında? Hiç mi duymadın, “Pazarlık sünnet.”

Dilek