-
Yuh Olsun Size, Yuh!
YUH OLSUN SİZE, YUH!ERİM ERİM ERİYESİCELER… Bebeliğimde çileye, derde, gama doğmuşsam bu benim yazgım mı?Deyin bana… Kader diye kederi reva görüp, çileyi bana, hüznü bana…Horlanmışlığı bana dayatmışlığınızda çaldınız bahar ömrümde umutlarımı,Talan ettiniz, talan……
-
Aşk: Zenginlik / Aşksızlık: Hicran
AŞK: ZENGİNLİKAŞKSIZLIK: ZİYAN, YOKSUNLUK, HÜZÜN VE HİCRANDIR; HİCRAN… Sevgi bir duraktır;Yürekse tünek kurulan otağ…Sevda, o otağda dal budak salan,Çiçeğe duran, meyveye duran aşktır. Aşk—iki ömrün,Tek bir ömürde tezahürüne kapı aralayan,Bir yol, bir süreç…
-
Can Evimsin… Can Evim…!
Yaktım resimlerini…Sildim yazdıklarımı…Mühürledim yüreğime duygularımı… Yırttım mektuplarını…Ama yine de atamadım seni içimden, aklımdan…Para etmedi hiçbiri…Söz geçiremediğim kalbimin sultanısın, sultanı… Yalnızlık cenderesinde kıvrandıkçaYıktım ruhumun duvarlarını…Ama sen yine de içimden çıktın, üstelik çoğalarak…Yeniden ve bir…
-
Öder, En Ağırından Diyeti…
Sanır mısın ki zaman,Don misali, hep durgun akan bir nehirdir?Böyle düşünenlerin hayal-i sükut ve hüsran dolu öykülerinde,Kanıtlanmıştır ki:Zaman, dinamik devinimiyle başlı başına bir enerjidir. Oldum olası, hep hareketli,Her hâlükârda hayatı yönlendirip kendine tabi…
-
Ölüme Köprü Olanlar
ÖLÜME KÖPRÜ VE ELÇİLİKLERDEAZRAİL KESİLİRLER, AZRAİL! Çözümsüzlüklerin tarifsizliğe kurban gittiği anların, hallerin, olayların kuşatmasında…Nafileliğin ve zamanın dişlileri arasında ezilip yok olan, hiçliğe savrulan ömürler…Tıpkı, karanlıklar ve gölgeler ormanında…Gün yüzüne hasret, balta girmemiş bir…
-
Gizemli Bumeranglarıyla, Geçmiştir İç İçe
Duyarsa yürek, açılır gönül gözü; Kanatlanır duygular, duru görüyle taçlanır ruh. Duru görüyle taçlanır, ruh! Bu hâliyle, daha güçlü, inançla, umutla bağlanır ömür hayata. Zorda güçlü, sevgide cömert, hoşgörülü. Doğası gereği ketumdur, sırdaş;…
-
İçimiz Kan Ağlardı…
OYSA Kİ, HİÇ DE SANILDIĞI GİBİ DEĞİLDİ… BİZLER, MUTLULUĞUN DERSİNE ÇALIŞIRKEN DAHİ,İÇİMİZ KAN AĞLARDI…İÇİMİZ KAN AĞLARDI…! “Bir dirhem et, bin ayıp örter…” derler,Derler de, demeye de…Şu KAVANOZ DİPLİ DÜNYA‘nın,Hayatın ve işlerin, işleyişin gerçeğinde,Kazın…
-
Hayat Denilen Bu Arenada…
Öyle bir curcuna ki bu arena…Hayat deniyor, bunun adına…Geçip gidiyor ömürler…Al takke, ver külahlıklarda…Altta kalanın canı çıksın nakaratlarının avamlığında…Sarılıyor hep makaralar, bobinler yeni baştan…Avaralıklarda ve aptallıklarda bir daha, bir daha…İnsanlığın dünden ve hayattan…
-
Öttürür Zurnasını, Hayat…
“- An gelir, nefesin, sesin, edilen kısacık bir kelamın, kocaman bir duygu çıkını olup çıkarak ömürlere mal olduğu an… Bağrında, gamla sevincin et tırnak olup iç içe geçerek yaşandığı an… Sesin, sözün ve…
-
Karanlık Gündüze, Hazır Ol, Hazır…!
“Sadece suların ve mağaraların değil, insanın da derinleri, karanlık ve muammalıdır…!” O ki, insan denen yırtıcıdır, karanlık gündüzün yaratıcısı da… İnsanı, hayatları, ömürleri yutan derin karanlıkları da var eden, insan denen yırtıcılardır… İnsan…
-
Yittiğinin Resmidir…
Bırak hayata dair ayrıntıları etraflıca kavrayıp, farkındalıkla gereğini yapmayı ve idrak duruluğunda huzuru kulaçlamayı…Daha pek çok ayrıntıyla, teferruatla, ıvır zıvırı yerine getirmeyi…Kendinden eminlikle…Durduk yerde, dahası, önlenemezlikte…Kendi üstüne üstüne devrilmeler de…Hayatın tarifsiz yüklerinin altında…
-
Beyaz Eldivenli, Kirli, Kanlı, Karanlık Eller…
Bildiği tek işin uşaklık ve maşalık olmuşluğunda,Ömrü billah kula kulluk, dilsiz şeytana uşaklık ve ağa babalarının emriyle, kötülüğe ileri jandarma karakol kuvvetliği yapmışlığında…Kimliğine kazınan katil damgasını boşa çıkartmamacasına koyulmuşluğuyla,Görünürdeki etliye-sütlüye karışmazlığının aksine her…
-
Diyeti Buysa Ömrümün… Sen Yaşa, Ben Yerine Ölürüm!…
Var ettiğin, kahrettiğin, katlettiğin bütün zamanlarımı toplada al git… Çaldığın salt ömrüm olsa, gam yemem inan ki bana… Çaldığın, bendeki ben… Saflığım, umudum, inancım ve yaşama, insana dair güvenimdir inan… Duygularımı, el değmemiş…
-
Geçmiş…
Boynuz, kulağı… Çırak, ustayı geçmiş… İş, işten… İnsanlığın, zamanı ve tavı geçmiş… Zamanlar geçmiş… Kötülük ve sevgisizlik, diz boyunu… İçsel yalnızlıklar, insanın ve insanlığın önüne geçmiş… Yutmalara durmuş, iyiyi, kötü, sevdayı, zulüm… Aşkı,…
-
Çıkınca…
Vay ki vay, haline insanın!… Akıl, şirazeden… Kan, tepeye… Öfke, doruğa.. Bıçakla kılıç, kından.. Tren, raydan… Araba, yoldan.. Gemi, rotadan… İçimiz, dışına…. Yalanlarla foyalar, ortaya… Mallar, çürük… İşlerde, pürüz.. Hile hurda, aleniye… Hesaplar,…
-
İkilem
Kah, ömrün ilk başlarında Bahar, gonca çağında… Kah, ortasında bir yerlerde Olgunluk çağının gel-gitlerinde… Yokluktan nefesi kokarken, Baldırı çıplak gezerken, Meteliğe kuşun atarken de Sövüp sayarken de Cep delik, cepken deliklerde ömür tüketirken…
-
İzler Kalmamacısına…
Yerinden-yurdundan, kökünden-kökeninden koparılmış, Kan gülleri olup açan, onulmaz yaraları kanayan, Kafese konmuş, zincire vurulmuş yaralı yaban hayvanları gibiyim. Kendi yaralarıma, kendimin çare bulmalara koyulup, Can havliyle, son bir gayretle canhıraş çabalamışlığımda, Sensizliğin, can…
-
Ağlar…
Hoyrat ellerce, talan edilerek ..Albenisi, tılsımı, doğurganlığı …Nihayet, bereketi çalınmaya yeltenilerek …Arzıyla, arşıyla, uzayıyla, okyanusu ve dağıyla, ormanıyla …Fersah fersah derinliklerine kastedilerek …Sevgisizliklerde ve tamahlarda, hırslarda döşü bağrı, delik-deşik edilerek …Her gün daha…
-
Yandı Gülüm Keten Helva Halleri…
Sonlar, başlangıcın ilk eşiği, yahut ta, adımıdır …Böyle düşünüldüğünde …Ömür, sonlarda başlangıcı yaşarken …Yaşadığı, baş döndürücü trafikte …Dumura uğramışlıklarda …Iskaladığı hayatla, mutluluğun …Kaçırdıklarıyla, yaklaşan malum sonun, farkında olamıyor …İşte tam da bu bağlamda…
-
Cehennemin Ebabili Olmalılar…
Akıntıya kürek çekmelerde ve kendini aldatmaların nafileliğinde, tarumarlıkta tükenen ömürler…Sona kalan kırlangıçlarla, yolunu-izini kaybetmiş sürüden ayrılmış göçmen kuşlardan beter halleriyle.Savrulup durmaların bedbahtlığında şuursuzca dönüp, dönenip durdukça, malum sonlarının yaklaşımını nasıl hızlandırırsaÖmrü bir yalan…
-
Kendimizi, Kendimize İşkenceci ya da Cellat Yapar, Çıkarız!…
Gerçekte varken, yadsıyıp…Yok saydığımız sıkıntılar, acı ve elem çiçeği olup, açınca bazı adımlar ve iyileşmeler için, çok geç ve vakit geçmiş olur…Hüzünler ne zaman ipi kopan balon yada uçurtma olup bizden ıraklaşırsa, kurtulduğumuzu…
-
Dinle Yüreğinin Senfonisini
Dışarıda, gece İçimde, ruhum Sinemde, yüreğim üşüyünce Yüreğimin sesini, senfonisi dinliyorum İliklerim den kopup gelen o, çağlayanın taşışını yaşıyorum, an be an!… El-ayak, çekilince Evli, evine Yolcu, yoluna Köylü, köyüne gidince Herkes dağılıp…
-
İnsan Gibi İnsan Olmaya…
Anımsar mısınız, nasılda umutla, yaşama sevinci emareleriyle… Çağıl, çağıl dolup-taşan iyimserliklerle ve düş güzellikleriyle… Rengarenk ışıltılı göz bebeklerinden, çakmak, çakmak yayılan… Heyecan ve coşku dalgalarıyla atılmıştık… Yeni yılı karşılamaya hazırlandığımız, o günlerde de……