Deneme,  Gündem Arşivi Klasikleri,  Tarih,  Toplum

Sarıkamış

Üşüyerek Yananların Dramı
(22 Aralık 1914 – 15 Ocak 1915)

Başkomutan Vekili olan Enver Paşa, 19 Aralık tarihinde “Sarıkamış Harekâtı” planlarını kurmaylarına sundu. Osmanlı ve Alman kurmay heyeti planı kabul etti.

Enver Paşa, Ruslara karşı taarruzun bahara bırakılmasını öneren 3’üncü Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa‘yı görevinden azletmek istedi. Osmanlı mareşali yaptığı Alman General Otto Liman von Sanders’e 3’üncü Ordu Komutanlığını teklif ettiyse de nazikçe reddedildi. Daha sonra görevi bizzat kendi üzerine aldı. Çünkü bu savaş sonucunda, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda (Rumi takvimde 1293’e isabet ettiği için 93 Harbi olarak da bilinir) Doğu Anadolu’da kaybedilen toprakların (Kars, Batum, Artvin ve Ardahan) geri alınmasını hedeflemekteydi. Osmanlı üzerinden Orta Doğu ve Hindistan hayalleri olan Almanlar, bu gerekçeyi ortaya atıp fırsata çevirmeyi iyi bildiler. Anadolu’da ise çıkarları olan Ruslar bir engeldi onlara. Osmanlı, Rusları oyalayabilirdi; bu nedenle savaşmalılardı. Böylelikle Osmanlı’nın hedefini kullanarak, İttihatçıların hayalperest ve uçarı lideri Enver Paşa’yı, Turan hayallerine Kafkasya üzerinden ulaşılabileceğine inandırdılar. Ona Ruslarla savaşılması gereğini aşıladılar. Macera ve kahramanlık delisi Enver Paşa, bu hamlenin Türk’ün kâbusu olacağının hesabını asla yapmadı, yapamadı; acı gerçeği görmedi, göremedi. Almanın sinsi kışkırtmalarını fark edemedi, anlayamadı.

Doğu Cephesi’nde Rus Ordusu’na karşı lojistik destek dahi sağlayamadan, delilik derecesindeki akla hayale gelmez hayalleriyle Sarıkamış’ı almak adına, 11. Kolordunun 100.000’e yakın ana kuzusu vatan evladı, düşmana tek kurşun atamadan donarak şehit oldu. Üstelik Balkan Savaşı’ndan yeni çıkan ordunun yeterli hazırlıkları yapma imkânı ve zamanı dahi yokken! Tamamen karlarla kaplı, çok yüksek dağlık ve hiç yolu olmayan bir arazide lojistik desteği sağlanmamış (paltosuz, postalları delik) askerlerle, yaya ve atlı birliklerle yapılan bu harekât, başlangıcından itibaren büyük riskler taşımaktaydı.

Ve yirmi beş gün boyunca Mehmetçik öyle bir üşüdü ki asla yanmaz artık!

Sarıkamış’a girebilen 300 kişilik bir kuvvet ise Ruslar tarafından geri püskürtüldü. Birçoğu esir alınarak buzlar diyarı Sibirya’ya gönderildi, hiç üşümemişler gibi…

Bu başarısızlık karşısında 20 Ocak 1915’te 3’üncü Ordu Komutanlığı’nı Tuğgeneral Hafız Hakkı Paşa’ya devreden Enver Paşa, İstanbul’a geri döndü. Tam o sırada Mustafa Kemal de Sofya’dan henüz dönmüştü. Mustafa Kemal, İstanbul’da karşılaştığı durumu şöyle anlatır:

“Sofya’dan İstanbul’a geldiğim zaman Enver Paşa da Sarıkamış Harekatından İstanbul’a dönmüş bulunuyordu. Önce kendisini ziyaret etmek için makamına gittim. Haber gönderdim. Gelecek cevabı kapıda bekliyordum. Biraz sonra Enver Paşa ile karşı karşıya bulunuyorduk. Enver biraz zayıf düşmüş, rengi solmuş bir halde idi. Söze ben başladım:

– Biraz yorgunsunuz galiba.
– Yok o kadar değil.
– Ne oldu?
– Çarpıştık, o kadar.
– Şimdiki vaziyet nedir?
– Çok iyidir…

Enver’i daha fazla üzmek istemedim. Kendi işime sözü getirdim.

– Teşekkür ederim, Numarası 19 olan tümene beni kumandan tayin buyurmuşsunuz. Bu tümen nerededir ?Hangi kolordu ve ordunun emrinde bulunuyor?

– Ha, bunun için belki genel Kurmayla görüşürseniz daha kesin malumat alabilirsiniz.

– Peki. O halde sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim. Genel Kurmayla görüşürüm.

Mustafa Kemal’in Enver Paşa ile görüşmesi bundan ibaretti. Fakat Enver aynı Enver idi: kapalı ve soğuk…

Enver Paşa uzun bir süre Sarıkamış hakkında herhangi bir haber, bildiri veya yayın yapılmasını engelleyerek sansür uygulamış ve Türk halkı savaşta olup bitenleri uzun yıllar sonra öğrenebilmiştir. Çünkü Sarıkamış Harekâtı ile ilgili bu facia alçakça gizlenmiştir.

Sonrasında Enver Paşa, Ermenileri suçlayacak ve bölgede Rusya ile aktif beraberlikte bulunduklarını söyleyecekti…

Gündeme gelmeyen ve tartışılmayan diğer bir konu ise, hiç konuşulmayan sivil halkın yaşadığı dramlardır. Ermeni-Rus iş birliği sonunda, bölge halkına karşı müthiş bir soykırıma girişildi. Van Gölü’nün ortalarına kayıklarla taşınıp öldürülen, suya dökülen çocuk, kadın, genç ve ihtiyar Türklerin sayısı kesin olarak tespit edilmemesine rağmen çok fazladır. Esasen bu harp sırasında, Ermeni komitacıları hemen her tarafta isyana hazırlanarak, birçok yerde depolar dolusu silah ve cephane biriktirdiler. Bu silah, teçhizat ve destekle katliam yapıp Doğu Anadolu’yu harabeye çevirdiler.

1918 Mart ayında Brest-Litovsk Antlaşması ile Sarıkamış ve Kars geri alındı ama aynı yılın Ekim ayında Mondros Mütarekesi uyarınca eski sınırlara dönüldü ve topraklar elden çıktı.

Harbiye Nazırı Mirliva Enver Paşa ile düştüğü anlaşmazlık yüzünden Irak’a gönderilen ve orada Osmanlı 6. Ordusu Komutanı olarak Britanya İmparatorluğu Mezopotamya Ordusu’nu bozguna uğratan Alman Mareşali Goltz Paşa, günlüğüne şöyle yazmıştı:

“Kafkasya’da maalesef kendilerini Napolyon Bonapart zanneden ve cahil yetişen birçok adam var. Bunlar, ordularına güçleriyle bağdaşmayan görevler vermişler ve bu yüzden ordularını büyük zarara uğratmışlardır.”
Ermeni gönüllü tümenleri, Rus kuvvetlerinin başarısında önemli etken olmuştur. Bunlar kritik zamanlarda Osmanlı hareketlerine meydan okudu.
Osmanlı’nın gecikmesi, Sarıkamış etrafında yeterli kuvvet konsantre etmesi için Rus Kafkasya Ordusu’na zaman kazandırmıştır.

Yüce Türk ulusuna saygıyla…
Mehmet R. Aşar, 30 Mart 2025 Antakya


BİZ TÜRKLER!
SİZLERİ UNUTMADIK!

SARIKAMIŞ’A YÜRÜYEN KAHRAMANLARI UNUTMADIK!
AKİBETLERİ FACİAYA DÖNEN SİZ TÜRK EVLATLARINI UNUTMADIK!
SARIKAMIŞ’A GİRENLERİNİZİ DE GİREMEYENLERİNİZİ DE UNUTMADIK!
MEZARLARINIZ OLSA DA OLMASA DA UNUTMAYACAĞIZ!
HER DEM BU DAĞLARI, BU TEPELERİ VE YOLLARI VE SARIÇAM AĞAÇLARI HER YANDIĞINDA SİZLERİ HATIRLAYACAĞIZ!
HER KAR YAĞDIĞINDA AKLIMIZA SİZLER GELECEKSİNİZ!
KARLI TEPELERDE BİNLERCENİZİN YÜRÜDÜĞÜNÜ BİLİYORUZ VE UNUTMAYACAĞIZ!

ÇİÇEĞE DURMUŞ HER KARDELEN BİZE, SİZLERİ HATIRLATACAK!
MİNNETTARIZ!
RUHUNUZ ŞAD OLSUN ASİL TÜRK EVLATLARI!

 

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir