Biyografi,  Mizah

Nasreddin Hoca’mızın Biyografisi, Fıkraları ve Evrenselliği

Nasreddin Hoca: Anadolu Selçuklu Devleti döneminde, Hortu ile Akşehir çevresinde yaşamış olan efsanevi kişi ve mizah kahramanıdır.

Doğum: 1208

Ölümü: 1284 Akşehir.

Defnedildiği yer: Dünyanın ortası Akşehir.

Esas adı: Nasrüddin Nusrat.

Çocukları: Fatma hatun, Şeyh Ömer, Dürr-i Melek hatun.

Babası: Abdullah Efendi.

Annesi: Sıdıka Hatun. Çoğunlukla hazırcevap ve mizah anlayışını elinde bulunduran bir bilge olarak yansıtılan hikâyelerle tanınan Nasreddin Hoca’nın gerçekte yaşayıp yasamadığına, yaşadıysa da gerçek kişiliğinin ne olduğuna dair tartışmalar olmakla beraber, gerçek bir tarihi kişilik olduğuna dair bazı belgeler de bulunmaktadır. Bu belgelerden edinilen bilgilere göre, 1208 yılında Akşehir’in Hortu köyünde doğan Nasreddin Hoca, burada temel eğitimini aldıktan sonra Sivrihisar da medrese eğitimi görmüş ve babasının ölümü üzerine döndüğü memleketinde köy imamlığı görevini üstlenmiştir. Nasreddin Hoca bir süre sonra dönemin tasavvufi düşünce merkezlerinden olan Akşehir’e göç ile Mahmud-i Hayrani’nin dervişi olarak Mevlevilik, Yesevilik veya Ruafilik yoluna mensup olmuştur. Akşehir’de mülki görevler üstlenen ve aynı zamanda, Akşehir çevresinde ki yörelerde de kısa süreli bulunduğu düşünülen Hoca, 1284 de yine Akşehir’de ölerek günümüzdeki düğmesine gömülmüştür.

ARABİSTAN ANIM: Bir gün Mekke’de ki inşaat da sohbet ediyoruz. Hintli,  Afganlı ve Pakistanlı işçiler de vardı. Ben da İngilizce ve Arapçamla anlaşabiliyordum. Türk arkadaş “Sorsana Hintliye kaç kardeşmiş” deyince bende İngilizce sordum. 14 dedi! “Niçin” dedim. Arapça İngilizce anlattı “Müslümanlar çoğalıp Hindistan’a hâkim olacağız” dedi. “Senin kaç çocuğun var” dedim 8 dedi. Bizimkilere dönüp. “Nasreddin Hoca’nın dediği gibi ışığı gören çıkmış” dedim. Hintli atıldı ”Hodja Nasreddin İndia” dedi. Ardından AFGAN ve Pakistan kısa aynı şeyi söylediler.

Hoca çok büyük bir coğrafya da sahiplenilmiş. Onun mizahi ve bilge kişiliği sahiplenilerek yüzlerce olay ve fıkra da ona mal edilmiş. Nasreddin Hoca yazılı kültürünün en eski anlatısına, 1480 yılında telif edilen Saltuk Name’de rastlanmakla birlikte, Povesto Hoce Nasredine serisi, 1,5 milyon ile şimdiye dek en fazla satışı yapılan Nasreddin Hoca derlemesidir. 1996 yılı Unesco tarafından tüm dünya da Nasreddin Hoca yılı olarak kutlanmış olup, günümüzde Nasreddin Hoca adına şenlikler, yarışmalar ve bilimsel toplantılar da düzenlenmektedir.

FIKRALAR:

  1. Hoca’ya sormuşlar; “Sabah namazların da rekâtları fazla kılmanın hikmeti nedir?” “Ben borçlarını ödedim, şimdi de Allah’ı borçlu ediyorum.”
  2. Bir adam Hoca’nın kapısını çalmış. ”Ben tanrı misafiriyim” deyince Hoca mescidi göstererek “İşte Kaynatanın evi orada” der.
  3. Hoca Kâbe’ye gitmiş. Kâbe’nin kapısını çalmış “Tanrım evde misin” diye seslenmiş.
  4. Lamii Çelebinin Mecmaül-Letaifi’nde; Nasreddin Hoca’nın aynı dönemde yaşadığı Şeytan Hamza’ya “Birinci kat göğün sınırına vardığında, daha yukarı çıkmak için elini uzattığın da eline yumuşak bir şey değdi mi”, diye sorar. Şeytan Hamza’da arş a gittiğine inansın diye “Evet” der. Hoca’da “O dokunduğun şey benim hayalarımdı” der.
  5. Hoca derede abdest alırken pabucunu dereye düşürür. Dere ye seslenir “Al abdestini, ver pabucumu.”
  6. Sultan silah taşıma yasağı çıkarır. Bir gün mescidi basar askerler. Hoca içeride Kuran okumaktadır. Hoca belindeki pala ile yakalanır. Subaşı ”Bu pala ile ne yapıyorsun?” deyince Hoca “Kitaptaki yanlışları kazıyorum” der.
  7. Hoca cami boşken girer ve dua ya başlar, ”Allah’ım 10 altın veer,” hiç durmadan tekrarlar. İçeri şehrin en zengini girer. “Eyyy Allahııım, bana 500 altın ver” deyip hocaya döner. ”Al şu 10 altını Allah’ı meşgul etme benim işim daha önemli” der. Hoca altınları alır giderken döner zengine “Sen daha çook beklersin, senden zengini, bana seni yolladı.”
  8. Fransa Milli Kütüphanesinde ki yazmadan: Nasreddin vasiyeti üzerine eski bir nazara gömülür. Münker ve Nekir melekleri gelir. Hoca’da ”Ben eski ölüyüm sorgum yapıldı” der.
  9. Berlin Eyalet Kütüphanesinden: Hoca Timur’a “Ben yer Tanrısıyım” der. Timur da “Şu Yeter gencin gözlerini büyüt öyleyse” deyince Hoca ”Belden yukarıya gök tanrı karışır” der. Timur’da onu danışmanı yapar.
  10. Rusya Bilimler Akademisi Kütüphanesinden: Hoca Kadı’dan aldığı “Sinek öldürebilir” son izni ile, Kadı’nın kafasına konan sineğe tokmak ile vurur. Sinek de kadı da ölür. Müftü sorguya çeker. Hoca’da icazeti gösterir. Suçsuz olduğuna karar verilir.
  11. Hoca’nın 2 oğlu varmış. Biri çömlek yapıp satarmış. Ona gitmiş, “Nasıl işlerin” deyince oğlu ”Yağmur yağarsa b*ku yerim baba” der. Ötekine gitmiş. Buğday ekiyormuş. “Nasıl işlerin oğlum“ demiş. O da “Yağmur yağmazsa b*ku yerim baba” demiş. Eve dönmüş. Eşi sormuş “Evlâtlarım ne yapıyor” demiş. Hoca da “Bu sene biri b*ku yiyecek ama hangisi” der.
  12. Hoca’ya “Dünyanın ortası neresi” demişler. Hoca’da “Eşeğimin 4 bacağının ortası“ deyince, itiraz etmişler. ”Olur mu hocam öyle şey” demişler. Hoca’da “İnanmazsanız ölçün” der.

 

Siz de fikrinizi söyleyin!