Deneme,  Edebiyat,  Şiir,  Toplum

Merhaba

Başka Türlü kalkıp kurulmuşum sabaha
Gözlerimde sevda bulutları
Merhaba

Başka türlü bir şey çünkü benim istediğim. Başka türlü bir şey! İnsanın kendisine, insanın başkasına ve insanın doğaya olan yabancılığının kırıldığı bir dünya. Olmaz bir şey! Mümkün bir şey!

Düşmanlıkların kimsesiz kaldığı bir mevsim örneğin. Bir mevsim! Yani her mevsim…Ötekinin varlığına duyulan saygı günü… Anneler günü gibi değil. İşçi günü gibi, sevgililer günü, engelliler günü gibi değil. Her gün gibi bir gün. Bir gün gibi her gün… Kardeşçe, dostça, sevgilice…

Kapı çalmaz, hal bilmez
Şiirler basmış gecelerimi
Uyumamışım/uykusuzluğum
Merhaba

İnsanı diğer canlılardan ayırt eden şey ne? Düşündüm bunu! Düşündüm işte! Onun için başka türlü bir şey diyorum benimkisi.

İnsan sadece konuştuğu için, düşündüğü için farklı olamaz diğer canlılardan. Bu ona yetmez. İnsan bu kadar basit olamaz. Onu diğer canlılardan ayırt edici başka özellikler olmalı. Yani insanlar birbirlerini yemeden, birbirlerine şiddet uygulamadan bir arada yaşayabilirler. Baş başa, düş düşe vererek “geleceği birlikte kuralım”lar gerçekleştirebilirler.

Ellerim…
Ellerim yaşanası bir dünyanın işçiliğinde
Yaşanası dünya
Merhaba

Ama şimdi neden? Neden ama böyle durup dururken? Nerde benim umut işçiliğim. Kırılgan mıyım yoksa? Yüreğim çok mu saydam? Ağrıyan yerlerime takılan şu dizeler neden?

Kala kala ben
Süzüle süzüle yalnızlığım
Ter basmış aklımı
Üşüyorum

Komutan: “Şiddetle ve terörle birlikte yaşamaya alışmalısınız.” diyor. Bunu garip bir biçimde anlıyorum. Biri şeriata karşı darbeyi savunuyor. Bir başkası, kendine benzemeyene düşman kesilmiş, ortalıklarda dolaşıyor.

Kıyım korkusu geçirenlerin bütünleşmesi… Her türden bir cemaatleşme… Sürekli işkencenin, baskının, cinayetlerin, katliamların, faili meçhullerin ve aşağılanmaların toptan bir kesime karşı oluşturduğu öfke, onları aynılaştırma… Düşman çoğaltma, bir yabancılaşma ve kendinden kopma hali.

Kayboldu karşımda şiir yaptığım gülüşler
Kim bilir hangi yıldızda saklıdır
Kurduğum sıcak düşler

Kimin, neden, niçin savaştığını bilmemesi… Karşımızdakilere hangi duygular yaşattığımızdan habersizliğimiz… Hep “doğru”luğu yaptıklarımızın… Karşımızdaki “nankörler, hainler…” Öldürmenin kimlerin işine yaradığı… Ele geçen olanaklar ve devreye sokulan ilkellikler, yasaklar…“Yapamasın, konuşamasın, giyinemesin, giremesinler… ”Annelerin yüreği… Kuşların çekinerek uçması… Mayın, asker, mendil, mektup, gerilla, gözyaşı, nutuklar, törenler, açlık, işsizlik…

Niçin bütün bunlar? Neden “yüreklerin kulakları sağır” anne? Oysa derdin ki: “Taş bile yumuşar oğul, yeter ki sen kaskatı olma.”

 

Hayrettin Geçkin

https://xn--gndemarivi-9db80j.com/kaz-daglari-savunmasi/?amp=1

https://xn--gndemarivi-9db80j.com/aklindan-bir-sayi-tut/?amp=1

https://xn--gndemarivi-9db80j.com/baris-icin-bir-seyler-yaptigimizda/?amp=1

Siz de fikrinizi söyleyin!