Memleketin Yüzkarası

Aynı mahallelinin delileri birbirini görünce hırlamaya başlarmış.
Aynı zibil’liğin horozları birbirini kekermiş!

İmam osurursa cemaat sıçarmış!

Toplumun başı neyse kuyruğu da ona çekermiş!

Tin suresi der ki; Yemin olsun incire ve zeytine. Sina dağına. Ve şu güvenli beldeye. Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır. Sonra onu aşağıların aşağısına – esfeli safilin – indirdik. Ancak iman edip dünya ve ahret için yararlı işler yapanlar başka, onlar için kesintisiz bir ödül vardır. Artık bu kanıtlardan sonra, sana dini inkar ettiren şey nedir? Allah hüküm verenlerin en adili değil midir?

Özgür Özel’in suç işleri bakanı, kimlikten Reis Sedat Peker’in süslü – sülü dediği içişleri bakanımız Süleyman Soylu Tgrt tv’nin yeni programı Ankara Gündemi’nde insani ve dini kıymetlerden çıkarak cehaletini yine gösterdi.

Şunu belirteyim. Duygu insana severken – sevişirken, mantık yaşarken- düşünürken lazım! Dengesizce birbirine karıştırılan kıymetler insanı yoldan çıkarır, ben oldum dışkısını yedirir. Din – iman bile cehalete keser.

Aynı bahçenin horozlarından Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ‘Sessiz İstila’ videosunu hazırlatmış, YouTube’a yükletmiş, milyonlar izlemiş.

Halkı manipüle eden video diyerek hazırlayanlar hemen gözaltına alındı. Ümit Özdağ ben hazırlattım deyince, şahıslar bırakıldı.

Tgrt tv hemen yeni bir programa başladı. Hem de gündüz vakti; Ankara Gündemi. Sanırım devamı olmaz! İlk konuk Süleyman Soylu! 110 dakika anlattı da anlattı. (Bakanlık sitesinde 59 dakikasını yayınlamışlar. Demek ki site tamamını kaldıramamış!) Eline verilenleri gösterdi, okudu. Briket evleri Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde bakanlarla ve hayırseverlerle yaptırdıklarını söyledi. Sonra AB’nin başlattığını, yaptırdığını itiraf etti.

1 milyon Suriyeliyi geri göndereceklermiş!!! Vakti zamanı gelince nasıl ve kimlerin geri gideceğini de öğreniriz elbet. Yoksa Cumhur İttifakına güven olmaz. Her gelen gün sözleri değişiyor! Her bilgiyi Meclisten ve Milletten saklıyorlar. İyi ki Millet İttifakı var. Bilgiyi buldukça açıklıyor.

Sayın Soylu, Sayın Özdağ’a ‘esfeli safilin’ dedi.

Zihni bozuk olanın inancı da bozuk olurmuş!

Soylu’ya göre esfeli safilin insandan aşağılıkmış, hayvandan da aşağı imiş, layıkı Cehennemin Dibi imiş! Bre Diyanet İşleri Başkanı denen adam. Niye Cuma Hutbesinde çıkıp ‘Cehennemde ancak insan yanar’ demezsin. Kanıt, delil elinde, gözünün önünde durur! Nasıl hazmedersin inancın bozulmasını! Yoksa perdenin arkasındaki yaşamda sizlerde mi bozuldunuz!

Ümit Özdağ programa bağlanacaktı, Süleyman Soylu programdan kaçmakla tehdit etti ve sözlerine devam etti. Yapay sunucu Ercan Gürses çaresiz mırıltılarda, gözlerinin ifadesi bildikleri ile duyduklarının şaşkınlığında kaldı. Ne ifşalarda bulundu. İzleyin de görün. Sağ’dan gelen yumruk belli ki Soylu’yu epeyce sarsmış!

Yaşamın akarıdır, biri birine hakaret edince kahvede – pavyonda ‘çık lan dışarı, gel lan dışarı’ denir. Hele ki namusa ya da özgül ağırlığa değinilince, abooooo!

Çocuklukta, ilk gençlikte böyle şeyler elbette yaşanır. 40’tan sonra yaşanırsa, yapanlar topluma yüzkarası olur.

Çocukken sokağımızda böyle bir arkadaşımız vardı, adı lazım değil. Anası sokaktayken gelir bize dayılanırdı. Biz de üzerine yürüyünce ‘anaaa’ diye bağırarak kaçar anasının eteğinin altına saklanırdı. Bazen anası yokken mahsus üzerine gider gibi yapardık ‘anaaaa’ diye bağırarak evlerine kaçardı. Tabi ki ilkokul bitince büyüklerimizin uyarıları ile böyle şakaları da bıraktık.

Söze geri döndükte; Sayın Özdağ mahkemelik tazminat haklarını kaybetmeyecek ve Sayın Soylu’nun anlayacağı şekilde sözlerini söyledi. ‘Bekle beni oğlum, don lastiği tüccarı, dünyanın en kriminal adamı, cahil, bilgisiz beceriksiz, yarın 11 de kapıya silahsız ve korumasız geleceğim, erkeklik onurun varsa çık dışarı’. Falan fiş mekan. İkisi de millete utanç, ikisi de millete yüzkarası!

Sabah 11 de Özdağ dediği gibi İç İşleri Bakanlığı ana girişine yanında 5-10 kişi ve medya ordusu ile giderken emir altındaki polisler 300 metreden fazla yaklaştırmadılar kapıya. İddiaya göre İstanbul’dan da polis kuvveti getirilmiş. Bahçeli Soylu’ya yine sahip çıktı, Erdoğan sessiz kaldı. Şimdi arka odalarda kumpaslar kurulur, bozulur, kurulur, bozulur. Teheey! Birkaç bakanda Soylu’yu ziyarete gelmiş destek için. Medyanın her yanı papağan, arada cikcik’lerde var!

Özdağ hakarete varmayan açıklamalarına devam etti. ‘Görevin bitince tutuklanacaksın, korkak herif, seni gördüğüm yerde, ikimizden biri ölecek oğlum, Of’un kof’u, komplocu, Provokatör…’ Atv mikrofonuna da bilhassa dönerek ‘Soylu korkak, oturduğu makamdan cesaret alıyor’ dedi. Dedi mi dedi. Haydi troller Angara kaşşık havasına…

Bir de Özdağ’ın sağ arka yanında apaçi tıraşlı gençten biri vardı. Ne dedi, bir türlü anlayamadım!

Bu arada şunu da belirtmek gerek. Cumhurbaşkanımız şükürsüzleri şüküre çağırdı. Sanırım kendi ekibine seslendi! Yoksa biz şükürde ‘zirin zirine’ indik millet olarak. İpini koparan bakanlarda işini, gücünü, görevini unutup enflasyonu dert etmiş, açıklamalar yapıyor. Emeklilere 1 Mayısta müjde verecek olan bakan dut yemiş ortada yok. Acep sesi kendine gurbet mi oldu! Diyanet işleri başkanı Bayram Hutbesini Suudi – Katar – İsrail kardeşliğine, Cuma hutbesini Şükür’e ayırdı. Yani her şey ucube sistem havasında gidiyor. Gel teskere gel, bu hasret bitsin!

Sevgili Okur; gördüğünüz gibi siyasanın Sağ yanında Milletin, yoksulluğun, yoksunluğun derdi yok. Her şey Abudik Gubidik işler akarında. Papağanlar hangi hareket oya dönüşür derdinde. Bu durumlarda boş ver seçilmişleri, aklı başında hiçbir insana yakışmaz. Edep yahu, edep!!!

Zaman tik tak, tik tak yerinde. Vakit yaklaşıyor. Gönüller Vatan Millet yerinde sıcacık duruyor. Unutma, o sandık meydana gelecek. Sevgini saygını kaybetmeden ve Unutturma’dan bekle!

Bahattin Avcu