Edebiyat,  Kitaplar,  Toplum

Öztürk Acun’un Kalemiyle, Lirbah Üstüne…

Hayrettin Geçkin’in Ankara KLOROS Yayınları’ndan Nisan- 2019 tarihinde144 sayfa ile çıkan kitabı.

Bilmem hangi çağda ele alınmış Lirbah eserinin yazılışı. Kitabı kendisinin imzasından ilk kez ele aldığımda; geçmiş tarihleri anımsadım sinsice. Çünkü LİR’i ben İlk-orta çağlardan gelen bir saz
olduğunu düşünmüştüm ama “bah” adlı takı ne anlama geliyordu? Ya da yapım eki var mıydı, yok muydu? Eski defterleri açıp aradım, taradım yok oğlu yoktu. Böyle usta birin elbet açıklaması olurdu ama ben sormadım. Ya sabır diyerek okumaya başladım.

Doğu Anadolu bilhassa Kuzey Doğu Anadolu’nun çok kibar ve gururlu oyununun öyküsünü anlatmış, Karabağ öyküsü ile. O yöreler karlı, buzlu olur. Kar çoğu zaman engeldir aşka. Oradaki mucitlik oyunlardır. Terbiye orada dayaktır.

Öykülerin adlarına ne gerek var ki? Gerçek kişiler Öykülerde yaşanmış ve çoğusu boğulup kalmış okyanuslara karışınca. Kerem ile Aslı gibi. Bu nedenle “ Çözüm bekleyen bir sorun yağmur yüklü bulut gibidir.”

Aslında bu öykülere şiir demek daha yatkın geldi bana öykü/şiir başka bir anlatım. Başka ve özgün bir düşünüş biçemi. Konusu nedir diyor yandan sinsi bakanlar. Aşk sevda ve ve daha doğanın kendisi.

Günün yaşanmışlıkları ve yaşam özlemleri gecenin mavi karanlığına karışarak dem tutar Hayrettin GEÇKİN’de.

Ha unutmadan söyleyeyim: LİRBAH’ın anlamını da aynı adlı öyküde buldum. Yüreğin yettiği yere kadar git….

Öztürk Acun

Siz de fikrinizi söyleyin!