Deneme,  Gündem Arşivi Klasikleri,  Şiirimsi Deneme,  Toplum

Kuşlar Uçar Hayat Gider

Yaralısın.
Tinin gibi bedenin de yaralı. Kendini otağılayacak birini arıyorsun sen.
Ama o kişi ben değilim.
Sevgililerimin elini tutmaktan yorgun düştüm ben.

Biliyor musun?
Hayır! Bilmiyorsun. Bilemezsin.
Ben senin hiç umurunda olmadım ki!

“Kuşlar uçar, hayat gider” derdin her sabah uyandığında…
Yastığa yüzükoyun başını koyar, ona sarılır ağlardın!
Oysa ben hep yanındaydım…

Perdeyi aç, dışarıya bak!
Yağmur serpiştiriyor…
Soyun ve sokağa çık.
Koş, koşabildiğince…
İçin dışına çıksın. Kalbin çarpsın, aldırma.

Saçlarından akan yağmur damlalarında solgun yüzünü yıka.
Dilinin ıslaklığını yala!
Kısacası kendi pornografini kurgula…
Burnunu, o porselen tabağın içine çizdiğin pudra şekerlerinden temizle!
İnan, sana iyi gelecek.

Dün gece YouTube’dan karışık müzik dinlerken seni düşündüm.
Avucumda Cabernet Sauvignon şarap kadehi…

En arsız hâlini, en sert duruşunu, ağlayışını, hüzünlü bakışını yarsıyorum arada.
Kimse senin kadar haşarı, hırçın olamaz hayata karşın!
Buna rağmen yine de yaralısın.

Banyo yaptıktan sonra aynanın karşısına geç.
Hani hırsla keselediğin bedenini…
Tenin kızıla bürünmüşken gözlemle.

Bir süre sonra yüreğini avucuna al, ona zarar vermeden kendinle konuş.
İstersen falçata kullan, istersen jilet…
Geçmişe yolculuk yapma, anılara dalıp gitme!
Unutma ki; her bir düş değişkenliğe uğrar, başka düşlemlere doğru uzar gider…

Bildiğin her şeyi faş etme!
Sende kalsın bildiklerin.
İnceliği yerinden değil, incindiğin yerden kopar yarandaki kabuğu.
Varsın kanasın.
Acılarını akıt, gün ışığı kurutur onu.

Anıl Güven
Den Haag – Venlo Treni
Eylül 2025

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir