
İç Sesle Hesaplaşma
Deli edecek bu adam beni! Gel, gidip Küçüksu’da bir çay içelim, dedim. “Ne gerek var, evde çay yok mu? Bir bardak çay kaç para biliyor musun?” dedi.
İçeceğin bir bardak çayın hesabını yapıyorsun. Ne kadar cimrisin! Öteki tarafa mı götüreceksin parayı? Korkma, ben ödeyeceğim. Ha sen ödemişsin ha ben, ne fark eder?
Öff… Tamam, para önemli ama savrukça harcamıyoruz ki. Kırk yılda bir, denize karşı güzel bir mekânda bir çay, kahve ısmarla kendine. Hadi kendine harcayamıyorsun, ailenle ya da sevdiklerinle git. Bugünün hatırına, mutlu bir an için harca. Çaya vermiyorsun ki bu parayı; mutluluğa ya da mutlu etmeye veriyorsun.
Ama yok… Hep “elâlem ne der” diye düşünürsün. Demezler mi: “Bunlarda para çok, amma geziyorlar. Oh, keyif yerinde, tıngır boğaza karşı yiyip içiyorlar habire.” Ya da tam tersi: “Ne kirli çıkı sen bilmezsin! Biz niye yapamıyoruz?” Hep milleti düşün, kendini düşünme.
Ama yok! Sen anca her şeye böyle hesap kitap yap. Bir gün yüzü görmeden ölüp gideceksin, hem de kendi yüzünden. Valla, o kadar çalışıyoruz; ömrümüz işte güçte geçiyor, güneş yüzü göremiyoruz. Bir çayla, kahveyle ya da kırk yılda bir dışarıda yemekle batmayız. Elâlem de konuşsun dursun. Onlar mı ödüyor faturalarımızı, onlar mı veriyor ekmeğimizi?
İnsanın sadece bedeni mi yaşlanır? Saçlarım beyazlamış, ellerim pürüzsüzdü; şimdi bak… Ama bak gözlerim pırıl pırıl! İşte, onu da yok et rahatla! “İnsanın bedeni yaşlanır, içi yaşlanmazmış.” Laf! İçi de yaşlanır, hatta içi yaşlı doğan bile var; senin gibi! Senin yüzünden benim de içim yaşlandı.
Gerçi yine aynı düşüncedeyim: İç yaşlanmaz, olsa olsa iç sesi yaşlanır. Amann dedim, gelme sen, evinde iç çayını.
Tam giyindim, evden çıkacağım, bir yandan da plan yapıyorum: Nereye gitsem? Küçüksu’ya mı, Kanlıca’ya mı, yoksa Kandilli’ye mi geçsem? Denizin kenarında bir yere oturur, çayımı içerim. Olmadı, Beşiktaş, Sarıyer, İstinye… Pastanı böreğini ye, manzarayı seyret.
Ama o mini mini iç ses, birden yüksek perdeden konuşmaya başlamaz mı? “Bir bardak çay içsen, olmuş elli-altmış lira. Yanında bir iki atıştırmalık yesen, en az 300-400 lira. Ee, sen bir bardak çayla da yetinmezsin, çaycı seni! Azıcık keyif yapacağım diye eşek yüküyle para öde. Demle çayını, koy termosa. O da çay, bu da çay!”
Bir kilo çay olmuş 200 lira ama olsun. Evde demleyip götürsen yine kârdasın. Buzlukta böreğin var, yolda sen gidene kadar çözülür. (Tamam, beş tane yufka olmuş 120 lira, ama bir dilim dışarıda yiyip 150 lira vereceğine bir tepsi yap, 30 dilim çıksın! Tabi, bunun yumurtasını, sütünü, yoğurdunu, yağını, çörekotunu, peynirini, maydanozunu, fırına giden elektriğini hesaplamayacaksın. Onları da hesaplarsan işin içinden çıkamazsın. Sus, burayı yok say!)
Hey gidi heyy… Nerede o “boşveeer” diyen eski iç ses?
Amaann! Hem uğraşacaksın hem ağırlığını taşı çantanda. Git, rahat rahat otur, denizi seyret, ye, iç, bardağı tabağı masada bırak, kalk. Kırk yılda bir! Çalışıyoruz o kadar, azıcık keyfimiz de olmasın mı? Bir daha mı geleceğiz dünyaya? Bas paraları kafelere, lokantalara!
Ama inanmayın bunlara. Bunların hepsi iç ses! Ah, yok mu o… Kim bilir neler düşündü konuşurken? “Ben böyle söyleyeyim de parası yok sansınlar. Ben böyle söyleyeyim de bunda para çok demesinler. Ben böyle söyleyeyim de maşallah, ne bilgili desinler.” İç ses bu! Kim bilebilir ki ne düşündüğünü? Belki de düşünmeden konuşmuştur, olduğu gibi.
En iyisi çayı demleyip balkonda içeyim. Şimdi ta oralara kim gidecek? “Böyle söyleyeyim de gezip durduğumu kimse bilip nazar etmesin!”
Zeynep Kasap
Bunu paylaş:
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Facebook
- X'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) X
- Linkedln üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) LinkedIn
- Tumblr'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Tumblr
- Pinterest'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Pinterest
- Nextdoor'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Nextdoor
- Bluesky'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Bluesky


Bunları da beğenebilirsiniz

Beklenenler…
10 Kasım 2022
KATAR ne Katar?
1 Aralık 2020