
Fıkralarımla Gülmeye Hazır Mısınız?
Adamın biri ölmüş. Camide musalla taşında tabutta yatıyor. Hoca başlamış anlatmaya:
“Rahmetli çoook iyi bir adamdı! Beş vakit namazında, hiç kul hakkı yemez, içki içmez, ailesine de çok müşfik davranırdı…” diye sıralarken, ölenin eşi yanındaki oğluna fısıldamış:
“Oğlum, biz yanlış cenazeye mi geldik acaba? Şöyle bir tabutu aralayıp bakıver, içindeki baban mı, değil mi?”
2. Padişahın Bekaret Kemeri
Padişah sefere çıkacakmış, ama kraliçeyi sarayda yalnız bırakmaktan pek hoşnut değilmiş. Saray halkına güvenemeyen padişah, özel bir giyotinli bekaret kemeri yaptırıp kraliçeyi kilitlemiş, anahtarı da yanına alıp sefere çıkmış.
Savaştan döndüğünde, ilk iş muhafızları sıraya dizmiş. “Alt elbiselerinizi çıkarın!” demiş. Bir bakmış ki, 100 kişilik muhafızlardan 99’unun organı gitmiş. Sadece bir tanesi sağlam kalmış!
Padişah ona dönüp demiş ki, “Dile benden ne dilersen, çünkü sen kraliçeye dokunmadın!”
Son muhafız ağzını açmış, “Leelaaa blaaa blaaa…” diye konuşmuş. Meğer muhafızın dili kopmuş!
3. Amerika’ya Yolculuk
Genç bir kadın boğaz köprüsünde demirlere tırmanmış, intihar etmek üzere. O esnada arabasıyla geçen bir adam durumu fark edip arabayı kenara çekmiş. Kadına engel olmak için seslenmiş:
“Hanımefendi, atlamayın! Daha çok zamanınız var. Bakın, ben denizciyim, yarın gemiyle Amerika’ya gidiyorum. Sizi de götüreyim!”
Kadın biraz düşünmüş, sonunda razı olmuş. Gece Sarayburnu’ndan gemiye gizlice binmişler. Adam da “Kamaradan hiç çıkma!” demiş. Günler geçmiş, aralarında yakınlık doğmuş. Ama kadın bir gün sıkılıp kamaradan çıkmış. Etrafına bakarken bir görevliye sormuş:
“Daha Amerika’ya varmadık mı?”
Görevli şaşkın, “Ne Amerikası hanımefendi, bu Kadıköy-Eminönü vapuru!” demiş.
4. Laz Taka Macerası
Lazlar balıkçı teknesi yapacaklarmış. Dağın tepesinde uygun bir ağaç bulmuşlar, kesmişler, ustalıkla mükemmel bir taka yapmışlar. Ama problem şu: Taka dağın tepesinde! Nasıl indirecekler aşağıya?
Yaşlı olan bir fikir vermiş:
“Ha bu takayı ağaca pağlayacağuz. İçine hep beraber girup ipleru keseceğuz. Hepimiz denuza ineceğuz daa!” demiş.
Dediğini yapmışlar. Taka dağa taşa çarpa çarpa denize doğru inmeye başlamış. Ama taka paramparça olmuş, herkes etrafa savrulmuş. Yaşlı adam bir bakmış ki bir tek kendisi sağ kalmış. Ellerini açıp gökyüzüne bakarak dua etmiş:
“Ey Yarabbim, çok büyüksün! Az daha hepimiz öleyduk daa…”
Fıkralar, toplumsal gözlemler ve mizahi anlatımlarla kurgulanan, gülmeyi amaçlayan kısa hikayelerdir. Genellikle olayları abartılı veya absürt bir çerçevede sunarak güldürür, bu nedenle mantık aramaktan çok mizahi yönünü görmek gerekir. Fıkralar kimi zaman kültürel unsurları ele alarak insanları düşündürse de, temelde eğlence amaçlı kurgulanmış hikayelerdir. Keyifli fıkralar…
Hayati Sarnık
Bunu paylaş:
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Facebook
- X'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) X
- Linkedln üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) LinkedIn
- Tumblr'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Tumblr
- Pinterest'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Pinterest
- Nextdoor'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Nextdoor
- Bluesky'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Bluesky


Bunları da beğenebilirsiniz

Güler Misin, Düşünür Müsün?
25 Eylül 2024
Bektaşi Zekası
23 Aralık 2023