
Eyyam-ı Bahur Günlerinde miyiz?
Eyyam-ı Bahur, yaz mevsiminin Temmuz ve Ağustos aylarının, özellikle Temmuz sonu ve Ağustos ayının ilk haftasındaki en sıcak ve boğucu günlerine verilen Arapça kökenli bir isimdir*.
Türkiye bu dönemde, tıpkı içinde bulunduğumuz günlerde olduğu gibi, hem Kuzey Afrika kaynaklı bir yüksek basıncın ve onun sıcak dilinin (bazen bir ısı kubbesinin) hem de Muson alçağının ve onunla bağlantılı bir alt atmosfer sıcak hava dilinin kuzeybatıya doğru sokulmasının bir sonucu olarak; Arabistan, İran ve Orta Doğu kaynaklı çok sıcak tropikal hava kütlelerinin ve sistemlerinin taşıdığı ardışık, çok sıcak ve bazen de ekstrem sıcak hava koşullarından etkilenir.
Temmuz ve Ağustos ayında kaydedilen yüksek hava sıcaklığı ortalamaları ve aşırı yüksek sıcaklıklar ya da sıcak hava devreleri; Sahra ve Arabistan/Orta Doğu çölleri üstünde çok fazla ısınan tropikal kökenli karasal hava kütlelerinin (tropikal aşırı sıcaklar, çöl sıcaklıkları vb.) sırasıyla batı-kuzeybatı, güneybatı ve güneydoğudan Türkiye’ye sokulmasının bir sonucudur. Yazın bu yüksek güneş ışınları döneminde denizler ve okyanuslar —örneğin Akdeniz ve Karadeniz gibi Türkiye’yi çevreleyen denizler— de artık ısınmıştır.
Bu dönemde yüksek sıcaklıklar yüzünden buharlaşma da yüksek olacağı için, denize ya da büyük göllere komşu kıyı bölgelerinde havanın nemi (rüzgârın olmadığı koşullarda hem bağıl nem hem de özgül nem ya da karışma oranı) de yüksektir ve hava koşulları, insanın (özellikle yaşlıların, bebek ve çocukların, hamile kadınların, kalp-damar, akciğer, astım, şeker vb. belirli hastalık gruplarının, yoksulların, evsizlerin, güneş altında açıkta çalışmak zorunda kalan işçi ve emekçilerin vb.) ve diğer pek çok canlının (ev ve çiftlik hayvanlarının, kuşların, memelilerin vb.) termal konforu ve sağlığı açısından uygun değildir. Bu sıcaklardan kara yolları, demir yolları, yüksek gerilim hatları vb. insan yapıları ve etkinlikleri de etkilenir.
Eyyam-ı Bahur (Türkiye’de “cehennem sıcakları”, “çöl sıcakları”, “Afrika-Sahra sıcakları” vb. olarak da adlandırılıyor), Kuzey Afrika, Arabistan ve Orta Doğu’da, asıl olarak Temmuz ve Ağustos aylarında uzun süreli ortalamalara yani sıcaklık klimatolojilerine yansımış bir bölgesel iklim özelliğidir. Bu yüzden de bir anlamda yerel bir isimlendirme, bir anlamda da hava ve iklim olaylarına ilişkin bir halk takvimi niteliği taşıyan Eyyam-ı Bahur aylarında; genel olarak yüksek ve ekstrem yüksek hava sıcaklıkları ve uzun süreli, şiddetli sıcak hava dalgalarının, rüzgârın kuvvetli olması durumunda ise orman yangınlarının yaşanma olasılığı yüksektir. Ancak bazı yıllarda Temmuz sonu – Ağustos başındaki çok sıcak geçmesi beklenen günlerde bile hava sıcaklıkları normallerinin altında gerçekleşebilir.
Ne yazık ki 22 Temmuz 2025 Salı’dan sonra, özellikle 23 Temmuz Çarşamba gününden —yani bugünden— başlayarak en az 5 gün boyunca Türkiye’nin büyük bir bölümünde; kabaca Türkiye’nin batı, iç batı ve güney bölgelerindeki illerde 36-44 °C arasında (güneydoğuda bazı illerde 45-46 derece de olabilir) değişen yüksek hava sıcaklıklarıyla nitelenen çok sıcak ve kıyı bölgelerinde bunaltıcı ve sıcak havanın, yani “Eyyam-ı Bahur koşullarının” etkili olacağını öngörüyorum.
*Romalılar, Eyyam-ı Bahur günlerini diēs caniculārēs olarak adlandırır ve Sirius yıldızıyla sıcak havaları ilişkilendirirdi. Antik Roma kültüründe Eyyam-ı Bahur günleri, 24 Temmuz – 24 Ağustos günleri olarak kabul edilirdi. Bu tarihler Alman, Fransız ve İtalyan kültürlerinde de geçerlidir. Türk kültüründe bu tarih, Temmuz sonuyla Ağustos ortaları arasında kalan günler olarak kabul edilmektedir.
( https://tr.wikipedia.org/wiki/Eyyam%C4%B1bahur )
Prof. Dr. Murat Türkeş, 23.07.2025

