Deneme,  Gündem Arşivi Klasikleri,  Tartışma,  Toplum

Düşünce Üstüne

Düşünmek, düşlemek, düşmek kelimelerinin kökleri paydaş gibi gözüküyor.

Düşünmek fiiline yaraşır kök acaba düşmek mi, yoksa düşlemek mi?

Ha keza;

Düşlemek fiiline yaraşır kök acaba düşmek mi, yoksa düşünmek mi?

Kök acaba ilk/tek hece mi, yoksa ilk iki hatta üç hece mi?

Yoğusa; bir nefeste çıkan sese mi tutsaklık?

Kader, bir nefeslik sese mi loğusa?

Nöron ağı, bu sorunu çözen bir algoritma geliştirmiş mi?

Yoksa, denk geleni ilk heceden enseleyip indeksliyor mu? “Koyver gitsin, vebali Tanrı!?”

Tek heceli/sesli kavram devri mi yaşıyoruz? Devrim, iki heceli kavram türetmek mi?

Üç boyutlu kavramlar?

Derinliği? Hacmi? Cüssesi?

Olmuşlara bakmak lazım.

Bakarken ve zaman akarken, sonuç kimin ötesinde? Kimin berisinde?

Bostancı durağına yaklaşırken, “Kaptan, Erenköy’de ineceğim.” demek?

Uyumuş yolcu sendromu! Yok, uyumamış; derinlere dalmış ki olanı çözmüş, olacağı kaçırmış!

Anlaşmak ne mümkün???

Oysa “andlaşmak” ne yalın ve keskin…!

Ezbey

deklere edenler başımın üstünde, dikte edenlere insafım yok!

Bir yorum

  • MUHSİN DURLU

    Kök kavramı yanlış biliniyor. Bu ölümcül yanlışın nedeni dilcilerin “sesler anlam taşımaz ama anlam ayırt edicidir” kalıplaşmış önyargısıdır. Seslerin anlamını kısaca açıklayarak irdelersek düş sözcüğünü. . D : dimek , Ü. bilinçte ışığa, güneşe, aydınlığa yönelmek! Ş ışığı simgeler. Bu sesleme ÜN katınca göğü de kapasayıcı oluyor eylem. -mek takısı ise bütün bunlar güneşin gözetiminde, altında gibi algılanmalı. M en, soyuut özne, E edim, eyle, K kün Bu nedenle; eylem sözcüklerimiz -mek ile bittiği için Türkçe Güneşin dilidir deriz. Türk sözcüğünde yine K sözcüğün yönü olan Kün (eş)tir.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir