Cayır Cayır Yandık Ey Halkım Unutma Bizi!

Bolu Kartalkaya’ya sevinç duygusuyla tatile giden yurttaşlarımızın mutluluk arzusu, 79 yurttaşımız için facia; dumanda boğularak ve alevlerin arasında yanarak ölümle sonuçlandı. Yaralıların sayısı 50’nin üzerinde. Halkımız, ölümle pençeleşen yurttaşlarımıza bir türlü gerekli yardımların zamanında ulaştırılmaması nedeniyle saatlerce akla karayı seçti; ölü sayısının gittikçe arttığını telefonlarının ve televizyonlarının ekranlarında gördükçe, elden bir şey gelmiyor olmasının etkisiyle ruhen paramparça oldu, çöktü. İçimiz dışımız yangın yerine döndü, daha önce her yıl yenilenen ve günlerce süren orman yangınlarında ve son büyük deprem felaketinde olduğu gibi.

Daha yangın söndürme çalışmaları sürerken, sorumlu bakan kameraların karşısına çıkıp kendi yetki alanı içinde olan yangının tüm sorumluluğunu itfaiyenin üzerine atmıştır. Yapmış olduğu açıklamada halkı yanlış bilgilendirmiş, otelin olmayan yangın yeterlilik belgesini varmış gibi göstermiştir.

Toplumumuzda ne oluyor? Diğer ulusları bize düşman yapmaktan başka bir işe yaramayan yayılmacı politikaları övünç kaynağı yapan ve başka ülkelerin topraklarına bayrak çekmeyi marifet sanan hükümetimiz, ülkemizde bir binada çıkan yangını saatlerce kontrol altına almaktan acizdir.

Ülkemizin idari sistemi, halka sorulmadan başkanlık sistemine göre düzenlenirken ileri sürülen iddia, daha iyi ve hızlı yönetim olmuştur. Fakat yüzlerce madencimizin ölümüyle sonuçlanan Soma faciasından beri biliyoruz ki, bu gerçeği yansıtmaktan çok uzaktır.

Daha bir iki yıl önce günlerce süren ve binlerce hektar ormanın yok olmasına neden olan yangınlar sırasında, yangın uçakları kontrolleri yapılmadığı, yani çürümeye terk edildiği için kaldırılamadı. Tüm toplum, günlerce biçare bir şekilde duygusal olarak ölümle kalım arasında gidip gelerek olup biteni seyretmek zorunda kaldı.

Toplumsal bir travmaya dönmüş olan 6 Şubat depremi hâlâ hatırlardadır. Deprem bölgesinde günlerce hiçbir devlet yetkilisi görülmemiştir, yardım gitmemiştir. Yıkıntılar altından gelen “yardım” sesleri önce çığlığa, sonra iniltiye ve en son çaresiz sessizliğe dönüşmüştür.

İnsanlara, ölülerini çıkarıp insan onuruna yakışır bir şekilde gömülmesine dahi müsaade edilmemiştir. Cesetler, moloz yığınlarıyla birlikte taşınmış ve kent alanlarının dışında bir yerlere atılmıştır. Kâr hırsından gözleri dönmüş inşaat sektörü için alanların acilen boşaltılması, insanları insan onuruna göre gömmekten daha önemli bulunmuştur.

Halkımızın ciğerlerini yakan, ruhunu çökerten ve içini dışını parçalayan Kartalkaya otel yangını, mevcut sistemin toplumun tüm güç ve kapasitesini sömürmekten ve etkisizleştirmekten başka bir işe yaramadığını daha net bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Basına yansıyan bir habere göre, son 22 yılda yaşanan 24 faciada 55 bin kişiye yakın insanımız hayatını kaybetmiştir. Bugüne kadar tek bir politik yetkili, ahlaki sorumluluğu da üstlenip görevinden istifa etme tutarlılığını göstermemiştir.

Ülkemizin tüm demokrasi güçlerini, ülkemizin demokratikleştirilmesi amacıyla güçlerini alanlarda çok daha etkin bir şekilde göstermek için gerekli birlik ve örgütlenmeyi gerçekleştirmeye çağırıyorum.

Doğan Göçmen