Deneme,  Spor,  Toplum

Boş Turnike

Ailemizde kimsenin basketbola karşın ilgisi yoktu, ta ki erkek kardeşim büyüyene dek. İlk baskete ilgisini 2/3 yaşlarında keşfetmiştim. O yaşlarda NBA maçlarını kaçırmaz, gece yarısı uyanık olurdu. Daha çocuk olduğunu kabul etmeyen ablası olarak ben, bir bebek kardeşini o maçları izleyene dek uyanık kalır ve o uyuyana dek başında beklerdim. Önceleri iyi bir seyirciydi, sonraları sahaya adımını atarak devam etti.

Çok eski yıllarda evimiz erkek kardeşimin gittiği okulun bitişiğindeydi. Balkondan bakınca hemen aşağıda basketbol sahası vardı. Erkek kardeşimin ta ortaokulda başlayan ilk basket serüvenlerinde bile çok başarılıydı…

Ne zaman o basketbol için okul sahasına gitse, balkondan onu izlemek en büyük keyfimdi. Tüm perfomansını sahada uygulamaya hevesliydi. Smaçlar atardı, turnikeler yaparak hızla üçlük vuruşlar yapardı. Çok basketten anlamıyor olsakta başarısının farkındaydık ailecek.

Onu basket sahasındayken izlerken evde kim varsa onlara seslenirdim ve onları balkona çağırır izletirdim. Ta ki onun başarısına evdekiler tanık oluncaya dek bekleyip, sonra kardeşime ismiyle hitap edip el sallardım. O ise ben seslenenene dek başarılı olurdu, hem de her defasında…

Biz ismiyle seslenip el salladıktan sonra, kardeşim hiçbir zaman potatan tek top bile geçiremezdi. Ki hala öyle… Çünkü bize kendisini bilmiyormuşçasına en iyi performansını sunmaya çalışır.

Misal, yakınında kimse olmasa bir elindeki topu sırtından geçirerek diğer eline verip oradan hızlıca potaya topu ulaştırmaya çalışırdı. Çünkü ailesi izliyordu, kendisinin en iyi potansiyelini ailesi bilsin istiyordu.

Kardeşim lise yıllarında okulun basket takım kaptanı olarak birçok madalya aldı. Katıldıkları tüm okullar arası yarışmalarda birinci oldu. (Çünkü, ailesi onun huyunu bildiği için izlemeye gidemedi.)

Birçok okullar arası santranç oyunu yarışmalarında da birinci oldu ve yine birçok madalyası var. Yalnız katıldığı iki maçta ikinci oldu, sebebi ailesi olarak seyirdeydik.

Zamanla bilgisayar oyunlarına merak sardı. Bir oyunda hayli başarılıydı. Dünyadaki en iyi oyuncular ile birlikte oynamaya hak kazanmış, Türkiye’yi temsil edecekti. Durumu işittiğimde hayli gururlanmış o günü bekleye durmuştum. O gün o maçı izleyeceğimi iletmedim.

Dünya birincisi olunca hemen aradım ve tebrik ettim. Bana telefonda, abla izlediğini bilseydim kaybederdim ve izleyip beni heyecanlandırmadığına çok sevindim dedi (ayrıca izlediğime çok sevinmişti).

İki hafta önce geçmişten nem vurup sohbet ediyorduk ve uygun vakit olduğunu düşünerek (çünkü geçmişteki anılar konuşuluyordu) ona neden varlığımızda rahat olmadığını sordum. Bana şöyle dedi:

Ne zaman ailemin varlığını hissedersem en iyi performansımı göstermek istiyorum, misal basket oynasam etrafımda kimse olmasa boş turnike yaparak, ailemi etkilemek isterim. Oysa, istediğim kadar sayı yapabilir ve defalarca potaya topu atabilirdim. Ben hiç düşünmeden en iyi olmayı önemsedim. Çünkü bu dünyada en sevdiğim insanlar ailemden oluşuyor. Ailemin onayı başarımın imzasıdır. Sayı yapamasam da yapmaya çalışarak boş turnikelerim son bulmayacak sizlere bilirim, siz ailemi yaşayan herkesten çok önemsiyorum. Başarılarıma siz tanık olmasanız benim için hiçbir önemi olmaz.

Dedi. Boş turnikeleri aslında hiç de boş değil, en iyi niyetli turnikeleriydi.

İlkay (Kardeşini çok seven bir abla)

19 Mayıs’ta Atatürk’ümüzün İzinde Tam Bağımsızlık İlkesi – Gündem Arşivi (gundemarsivi.com)

Yaşadığımız Gıda Krizinde Ziraat Bankamızın Rolü – Gündem Arşivi (gundemarsivi.com)

Yaşadığımız Gıda Krizinde Ziraat Bankamızın Rolü – Gündem Arşivi (gundemarsivi.com)

Gündem Arşivi kurucusuyum, sitede editörlük dahilinde; yayın yönetmenliğini de ben yapıyorum.

Siz de fikrinizi söyleyin!