Deneme,  Gündem Arşivi Klasikleri,  Tarih

Bir Amerika Türküsü: Zeytinyağlı Yiyemem Aman!..

ABD’nin, bilindiği üzere, dünyanın en büyük mısır üreticisi olması nedeniyle 1948-1954 yılları arasında elinde birikmiş yüklü miktarda mısır stoku bulunmaktadır. Bu stokları eritmenin en cazip yolu ise onları başka ülkelere pazarlamaktan geçer. Nitekim öyle yaparlar. Ancak bunu, onlara yakışır şekilde ve bir plan dâhilinde gerçekleştirirler. (Marshall Planı)

Öncelikle, cazip bir “elma şekeri” hazırlamak gerekir. Bu elma şekeri öyle çekici olmalıdır ki karşı koymak imkânsız hale gelsin. “Amaç yardım” olmalıdır. Bunun için 16 Avrupa ülkesi belirlenir. Bu ülkeler arasında Türkiye de vardır. Türkiye’nin en büyük avantajı ise diğer ülkelere kıyasla altın ve döviz stoklarının çok daha iyi durumda olmasıdır. Ancak yardım alabilmek için bir ön koşul vardır: Amerika Birleşik Devletleri’nden mısırözü yağı satın almak.

Öncesinde, Türkiye’de çözülmesi gereken çok önemli bir mesele daha bulunmaktadır. Planın başarıya ulaşabilmesi için zeytin ve zeytinyağının gözden düşürülmesi gerekmektedir. (Atatürk’ün isteği ve özel çabaları sonucunda ülkede çok sayıda zeytin ağacı dikilmişti.) Zeytinyağının ısındığında kanser yaptığına dair asılsız iddialar ortaya atılır. Oysa zeytinyağı, en zor yanan sıvı yağlardan biridir.

Sonuç olarak, Türk halkı bu tür haberlerle zeytinyağından uzaklaştırılır ve yavaş yavaş margarine alıştırılır. Ardından bir de margarin fabrikası kurulur. Pek çok zeytin ağacı sökülür, zeytin ve yağ üreticileri perişan olur. Katliamdan kurtulan az sayıdaki zeytin ağacından elde edilen zeytinyağı ise Amerika tarafından dolar karşılığı alınır, mısırözü yağı ise TL karşılığı satılır.

Bitti mi? Bitmedi. Zeytinyağını gözden düşürmek için bir de türkü sipariş edilir. Hani şu düğünlerde şıkır şıkır oynadığımız, bazılarının bize alayla güldüğü neşeli türkü…

Zeytinyağlı yiyemem aman,
Basma da fistan giyemem aman.
Senin gibi cahile,
Ben efendim diyemem aman.

Hepimizin bildiği bu türkü, para karşılığında 2 Kasım 1954’te İhsan Kaplayan kaynak gösterilerek Muzaffer Sarısözen tarafından derlenir. Bu türkü, son derece popüler hale getirilir. Tıpkı bugün de olduğu gibi. Margarinle tanışan insanlar, margarine çok çabuk alışır. Hatta çoğumuz hâlâ zeytinyağı kullanma alışkanlığını tam anlamıyla kazanmış sayılmayız.

Bununla da kalınmaz; Türk halkının giyim tarzı da değiştirilmelidir. Pamuklu elbiselerin su geçirdiği, terlettiği, oysa piyasaya yeni sürülen plastik kumaşlardan yapılan giysilerin hem daha dayanıklı, hem su geçirmez, hem de modern giyim tarzını yansıttığı yalanları yayılır. Artık basma kumaşın yerini plastik giysiler almalıdır. Türkünün devamında olduğu gibi, basma giyen kadınlar zamanla plastik giysilerle tanıştırılır.

Türkiye’ye yapılacak yardım paketinin en can alıcı gıda ürünü ise süt tozudur. ABD, kendi halkına içirmediği radyasyonlu süt tozlarını bizim çocuklarımıza içirir. Bu süt tozları, ülkenin dört bir yanındaki okullarda dağıtılır. Ve bu tarihten itibaren Anadolu’da ilk defa çocuk felci vakaları görülür. Ancak, 1960 yılının sonuna kadar tüketilen süt tozlarının zararları fark edilince uygulamaya son verilir.

Kimse kimseye bedava bir şey vermez. Mutlaka bir karşılığı, bir bedeli olur. Dün mısırözü yağı ve süt tozu alırsın; bugün başka bir şey. Ama mutlaka bir bedelini ödemek şartıyla!

Bu yazı, bir ülkeye sadece yardım yapılarak nasıl batırılacağının hikâyesidir. “Emeksiz yemek olmaz” sözünün adeta ete kemiğe bürünmesidir. Bir devrimcinin dediği gibi:
“Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.”

Kahrolsun Amerikan emperyalizmi diyebilen insanlarımıza saygıyla…

Kadir Veral

Vezirköprü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı müdürü olarak görev yaptım ve 2017 yılında emekli oldum. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık fakültesi mezunuyum. Evli ve iki çocuk babasıyım. İki romanım yayımlandı ve yazmaya devam ediyorum. Motosiklet tutkum var; gezmeyi seviyorum.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir