-
İte Dalağına…
Akıtıp boşaltsam öfkemi, nehirler taşar ummanlar yükselir …Taş taş omuz üstünde baş koymamacasına sunar ölümü, söndürür hayatları, ocakları, yuvaları …Tasam o’ki şimdi, bünyem kaldırıp; ruhum, iyi-kötü hükmederken duygularıma, öfkeme …Yarın kuru ağaca, duvar…
-
” – NEYİ SATAR Kİ, BİR ADAM ? ”
NEYİ SATAR Kİ, BİR ADAM ?_Onu, her sabah, aynı köşebaşında duruyor görenler, ilk bakışta, onun verilmiş randevunun, bir tarafı olduğuna hükmedebilir ……Nihayet, öyle sanan yada düşünenlerde hiçte, azımsanmayacak kadar, çoktu ….Kimisi, iş yerinin…
-
Yalanlarda Gerçekler Aranmaya..!
Paranın kirinin, kanının, ellere bulaşıp…Ar, edep, haya ile haysiyetsizliğin insanı, insanlığı ve ilişkileri güve misali yeyip, tüketmişliğinde…Değil, sadece insanların, havanın, suyun, tuzun, ulu dağ zirvelerindeki karın, kilerdeki unun kirlenmişliğinde…Vicdanların, gönüllerin, duyguların yalana, dolana,…
-
Olabildiğince, Uzaktan Gitsin..!
Sessiz, açıktan hatta olabildiğince uzaktan gitsin..! Yanaşmasın, ” -İskele rampa, yapmasın.”, Durduk yerde Hayatın gam, dert ve yük gemileri… Ömrüm, bedenim ve ruhum ağzına dek tıklım, tıklım dolu… Henüz ambarım da boşaltılmayı bekleyenlerden…
-
Bendesin İlelebet, Şimdilerde Daima..!
Sen düşünce aklıma, ebedi ıraklığına inat, seni hissederim içimde, soluğum da… İçine işleyen güneş sıcaklığıyla çözülmüş buzlar gibi, canlanır yaşama sevincim ve çiçeğe durur yüreğim, aşkın ikliminde… İçimde biriken tutku ve isteri duyguları…
-
Bu Ayıplı Kentte…
Pembe neon ışıklarının, apansız sönmüşlüğünün, karaltılı izleri yadigar kaldı… Yorgun dünümden, kırık dökük bugünlerime. Hangi, sokağa girsem… Hangi, köşe bucağa dalsam… Dünüm, gölge olmuş benden önce eriyor oraya… Vesikalı kadın olmanın zorluğu ve…
-
Kadını Hakir Gören…
KADINI HAKİR GÖREN ..; Der, kadını hakir gören kimi kendini bilmezler, madrabaz,ukala hadsizler, kadına … ‘’ – Saçı uzun, aklı kısa … Elinin hamuruyla, er işine karışma ..! ‘’ Bilseler ki böyle iblisler,…
-
Anlatır…,
Çoğu kez, ” – Kapı duvar, pencere kör, diller lal, kulaklar sağır” , Hallerinin naçarlığını yaşarken insan … Yürüdükçe kendine, kendine … Açılır içindeki alemlerin, o, gizemli kapıları … Onu alıp götürmecesine, zamandaki…
-
Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü?
Aklımın çalkantılarında, ruhumun gel-gitlerinde… Daha da önemlisi ve tehlikelisi, duygularımın ihanetinde… Gönül denen bu muammalar deryasının, çalkantılarından payıma düşenin, sen olmuşluğunda… Ben sana vurulup, kesildim… Sen aşkın lila alevlerinde, bir başkasına gönül vererek…
-
Gündem Arşivi Gönüllü Emekçilerine, Merhabalar…,
Yüreğimden o can yüreklerinize, umarsız ve bitimsiz sevgimle…, Merhabalar sevgili canlar, MERHABALAR…, Yüreğimin sesine kulak vererek, kendime ve bu vesileyle tek, tek her birinizin sağ duyusuna ve engin hoşgörüsüne sığınıp, güvenerek sevginin ışıttığı…
-
Düzgün Tıkırında…!
Oldum, olası hep düşünürdü… Hangi akla hizmetle, kimin ümmeti, kimin kulu olarak koymuşlardı… Soy adının TIKIRINDA olmuşluğunda, sanki başka isim yokmuş gibi… ” – Düzgün TIKIRINDA!” Doğdu, doğalı, değil.. Gönlünce ve mutlu-mesut, düzenli,…
-
Ölü Zambaklar Vadisi…
Doğumdan başlar, ölümle bile bitmez insanoğlunun hayatına dair söylenenler, beklenenler, beklentiler, yaşanılanlar sarmalı… Hatta mutluluklar, mutsuzluklar, hüsranlar, yitiklikler ve savruluşlar demeti… Böylesi garabetler zincirinde, gerçeğin, yanılgıların ve drama varan yaşantılar karanlığının … Özcesi,…
-
Hangimiz…
Bir çamur deryasından geçildiğinde… Nasıl kaçınılmazsa kirlenmek… Bir dumana tutulunca, nasıl kokarsa issi, issi eller… Sonbaharı yaşayınca, çoklukla nasıl yaprak dökerse ağaçlar… Bela, şer ve kötülük kol gezerek… Esir alıp, talan etmişse sokağı,…
-
Ömrümün; Zamanın Ve Leyl’in Harında Yanmışlığında…!
ŞİİR, ÖMÜRLÜĞÜN DE BUGÜNÜ DÜNE,DÜNÜ YAŞANMIŞ GERÇEKLİĞİNDE BUGÜNE TAŞIRKEN ZAMANA,ÖMÜRLERE VE DUYGULARA,OLAYLARA KÖPRÜ OLUR… 30 Ocak 2011, 20:26 ÖMRÜMÜN; ZAMANIN VE LEYL’İN HARINDA YANMIŞLIĞINDA…! Akıp giden zaman ırmağında, çağların bağrında… Sürülüp savrulan, solgun…
-
Vatan Denen, Garibinde…
Aynacılar çarşısında, aynasızlar volta atıyorsa… Bil ki… Vukuatlar ile failler ve zanlılar da, istibdat haddi aşılmış… Vakayı adliyelik işler, çoğalmış… Meydan, farelerle… Muhbir, gammaz, ispiyoncu cümlesinden… Nam-ı değer, DİK KUYRUKLU ÖTLEĞEN KUŞLAR’a kalmış……
-
Yetmez Bazen…
” – VAY Kİ, VAY HALİNE …! ” Ne söz kar eder, ne de yeter yalvar-yakar olmalar… Yağmurlu günde, bir bardak suya hasret etmeye karar vermişse o görünmez ilahlar… Ya da perde ardındaki…
-
Amerikan Bilardosuyla Penguen
I. Elleri el gibi kocaman Beyazda bir nokta gibi kocaman Kocaman boşluğun küçülttüğü her şey gibi Biriyle kendini artırıyor durmadan Biriyle koyunlar gibi güdüyor ötekini Ayaklarını gizliyor bir köpekle Evine dönerken sonsuza geçen…
-
Asılsız-Astarsız Nice Destan..!
Boyun eğdi ölüme, bilinen, bilinmeyen istisnasız tüm canlılar… Gelişi, yaşanışı, nedenleri, betimlenip-adlandırılışı farklı, farklı da olsa… Değişmeyen gerçekliğiyle, sonucu hep aynıdır… Sonucu hep aynıdır… İster zoraki göç sayın, isterseniz kendinizce adlandırıp, kılıf-layın… Olmadı…
-
Hayatın Adı
HAYATIN ADI… ” – NAFİLE VOLTALAR DA, ÖMÜR TÜKENEN YOLCULUK OLDU…!” Bana benzeyen, niceleri gibi… Düşlerimin, hayallerimin hüsran olup, çıkmışlığın da… Ömrümün güzüne, sabrımın sonuna, bahtsızlığın doruğuna ulaştım… Aşk sanarak atıldığım serüvenlerde, ellere…
-
Sen Dahil…
Sen dahil insanlar, dünya ve hayat, kapı-duvar lal oldu. Duymadı çağrımı, isyanımı görüp, medet olmadı naçarlığıma… Adeta, haraç-mezat bedestene çıkartılıp, değil satılmak peşkeş çekildi duygularım, ömrüm ve öyküm .. Ne yerde ne gökteydim,…
-
Eski Duvarlara Bakıp, Sil Baştan İçiyorum. (Üç Şiir)
Taş Duvarların, Kapalı Kör Pencerelerin Bağrında… Tarih, insan ve sevgi kokan…Eskimeye yüz tutmuşluğun da hayata ve zamana direnen taş duvarda, demir kapı, kör pencerede…Derzde, tahtada, mıhta, sıvada ömürlerden izler asılı durur…Tarihin, zamanın bağrında…Rüzgar…