Deneme,  Felsefe,  Toplum

Arzunun Eylemselliği

“Eksikliğin olmadığı yerde arzu söz konusu değildir.”
Lacan

Ebenin ve Doktorun bizleri ana rahminden çekip-çıkarmasının ardından kordon bağımıza aldığımız ilk neşter darbesi ile başlayan bedensel kopuş, bir özgürlük muştusu değildi; gelecekteki yalnızlığı minicik avuçlarımızın içine bırakılması sürecinin ilk adımıydı. Büyüdükçe çoğalan umut kırıklıkları, geri dönüşü olmamasına karşın anneyle bütünleşme yarsımasına kapı aralar!

Ergenlik dönemini aşma evresinde, içimizde büyümekte olan özlem; bir tene dokunma, bir dudağı öpme istencine dönüştüğünde karşı cinsten olanla bütünleşerek sevgisini karşılamak ister… Niyet eylemsel konuma geçtiğinde; yakın çevresinden birini arar.

Perdelerini indirmiş bir toplumda, ilişkinin en doğal durumu bile ‘ahlak-ayıp’ çemberinde döner. Ardı arkası kesilmeyen kınamalar… Aile içinde sorguya çekilmeler… Burada ağdalı sözcüklerle tümce kurmadan söylenmesi gereken, özcesi: “İki olgun bireysiniz. Birbirinize boş umut pompalamayın, karşılıklı konuşarak, görüşerek özgürce kararlar alın.” demektir. Kara çalma sıradan insanların eylemcesidir.

Arzunun yönelimi salt mutluluk getirmeyebilir. Hiç beklenmedik bir anda hazan yağmurlarında ıslanılabilir de! Soren Kierkegaard’ın tanımlamasını burada kayda geçirelim yeri gelmişken: ”İnsan iki şekilde kendini yanıltabilir; ilki, olmayan bir şeye inanarak; ikincisi olanı görmeyerek.” Ama hüzün ne denli acı olursa olsun, asla arzunuzu iğdiş etmeyin.

Özne kendini korumak zorundadır. Çalyaka teslim olmakta insan onuruyla bağdaşmaz. O zaman unutmadan belleğimize kazımamız gereken bir olgu ile yüzleşmek zorunda olduğumuzu unutmayalım.

Mutluluk, haz istemi içsel yönetgenin çağlayana dönüşmesiyle olumlanabilir. Belleğim beni yanıltmıyorsa Schoppeauer şöyle bir şey okumuştum: “Büyük acılar çeken insanlar daha çok mutlu olurlar.”

Arzu sonavarımda libidinal olduğunu cebinizin bir kenarına koyun! Ve bunun bilincine ermekte ahlaklı olmaktır. Burada Kant’çı ahlaktan söz etmiyorum. İki olgun insanın sınırlarını kendilerince saptadıkları, tümevarımda onaylanarak-tensel erimidir. Gerçi silikon bedenlerde, botokslu dudaklarda yaşanılıyor Cartier parfümü sıkılmış tende plastik seviler yaşanılıyor günümüzde.

Bazı hallerde özne öznelliğini yitiriyor! Evinde kendisini bekleyen eşe değil; sokaktakine kredi kartı veriliyor. Mutsuz aşklar çağına girdik. Postmodern bir hayatımız var. Bütüncül yaşamasını beceren herkese alkış!👏👏👏👏

Anıl Güven

#AnılGuven #GundemArsivi #Deneme #Felsefe #Mutsuzluk #Psikoloji #İnsan #FelsefiSözler #Postmodern #Zaman #Arzu #Eylem #ModernYaşam #Haz #Toplum #Olgu #Sosyoloji

Siz de fikrinizi söyleyin!