Dövdük, sövdük, hayatını zehir zemberek ettik, sabretti.
Satın aldık, sattık, cariye dedik köle yaptık,
Irzına göz diktik, tecavüze uğradı.
İki bacak arasına hapsettik namusunu, en büyük namussuzluğu yaparak!
Döktüğü yaşları kurumadan yeniden vurduk kırdık, incittik, yaktık, sattık, kandırdık bu da yetmedi…
Katline ferman verdik!
“Ama haklarım var…” diyecek oldu, “Sus be Kadın, tepemin tasını attırma” diye azarladık.
Bacımız, karımız, anamız, kızımız…, hayat arkadaşımız,
Onlar sustu, sabretti, merhametiyle kucakladılar bizleri.
Saygıda kusur etmediler, sevdiler seviştiler…
Koyunlarına aldılar, bağırlarına bastılar…,
Kocam, oğlum, yavrum, babam…, diyerek!
Ah siz Kadınlar…,
Anamız, bacımız, hayat arkadaşımız, yosmamız…
Keşke sizi hak ettiğiniz yere yükseltebilsek…
Tüm dünya sizin o merhametinizi görse.
Ne cefalara göğüs gerdiğinizi anlasalar
ve keşke sizin ne fedakarlıkları göğüslediğinizi bilseler.
Belki o zaman bu dünyayı cennete çevirebilirdik...,
Belki…
Mustafa Çelebi
Not: Yazılarımda kullandığım fotoğraflar bana ait (KüN Photography).