
Yılbaşı Fıkraları
Hindiyle Sinema Keyfi
Köylü, hindi satmak için İstanbul’a gelir. Gün boyu hindileri birer birer satar; elinde bir tanesi kalır. Beyoğlu’nda gezinirken bir sinema görür ve girmek ister. Ancak görevli kapıda uyarır:
“Hindiyle içeri giremezsiniz!”
Köylü, “Olur mu ya? Ben hallederim,” diyerek hindiyi şalvarının içine saklar ve içeri girer. Film başladığında köylü, hindinin havasız kalmaması için şalvarın ucunu biraz aralar. Hindi, başını dışarı uzatır ve yanındaki Madam Anayis’in yediği fındık fıstıklara göz diker. Fırsatı kaçırmaz, gagasıyla birer birer götürmeye başlar.
Anayis bir süre sonra fark eder. Şalvardan çıkan kafa, fındıklarına dadanmıştır. Şoke olmuş bir şekilde bağırır:
“Zooo! Çok uzuv görmüşem, lâkin fındık fıstık yiyeni ilk defa göroruuum!”
Küçük Çocuk ve Büyük Endişeler
Noel’e üç gün kala küçük bir çocuk dua eder:
“Tanrım, bu Noel’de babaannemi cennetine al.”
O gece babaanne ölür.
Ertesi akşam, çocuk yine duadadır:
“Tanrım, halamı cennetine al.”
O gece hala da ölür.
Üçüncü gece, çocuk yeniden dua eder:
“Tanrım, babamı cennetine al.”
Bu kez baba panikler. Sabaha kadar gözünü bile kırpmaz, sağ salim sabahı görür ve sevinçle eşine döner:
“Bak, son duası kabul olmadı. Ölmedim!”
Eşi bir kahkaha patlatır ve ekler:
“Doğru ama bizim sütçü ölmüş!”
Din Adamlarının Kumar Macerası
Bir şehirde kilise, havra ve cami yan yana gelmiş. Papaz, haham ve hoca arkadaş olmuş, sık sık vakit geçirir olmuşlar. Bir gün aralarında kağıt oynarken oyun kumara dönüşmüş. Sonunda ihbar edilmişler ve polis baskını yemişler.
Komiser önce papazı sıkıştırmış:
“Din adamısın, yalan söylemek sana yakışmaz. Kumar oynuyordunuz, değil mi?”
Papaz inkâr etmiş. Komiser, kiliseden İncil getirterek:
“O zaman bu kutsal kitap üzerine yemin et!”
Papaz içinden geçirmiş: ‘Yalan yere yemin ederim, sonra günah çıkarırım. Allah affeder.’
Elini İncil’in üzerine koymuş ve yemin etmiş.
Sıra hocaya gelmiş. Komiser:
“Bak hoca efendi, yalan büyük günahtır. Söyle, kumar oynuyordunuz, değil mi?”
Hoca da düşünmüş: ‘Papaz inkâr ettiyse vardır bir bildiği. Arkadaşlık hatırına yemin edeyim, Allah affeder.’
O da yemin etmiş.
Son olarak komiser hahama dönmüş:
“Haydi, haham efendi, sen de itiraf et. Kumar oynuyordunuz, değil mi?”
Haham, ellerini iki yana açmış, papaz ve hocayı işaret etmiş:
“İyi de komiser bey, ben kiminle oynayayım?”
Mutlu Yıllar…
Hayati Sarnık

