
Milli Eğitimi Esir Alan Anlaşma: Fulbright
Milli Eğitimizi Esir Alan Fulbright Anlaşması 27 Aralık 1949’da İmzalandı.
ABD’nin eğitime önce ortak edilmesini, sonra da nasıl eğitileceğimizin belirleyici olmasını sağlayacak bir anlaşmadır. Gönülleri ve zihinleri sömürgeleştirmek için ABD tarafından dayatılmıştır.
Anlaşma da komisyonun üyelerinin dördü Türkiye vatandaşı, dördü ABD vatandaşı olmak üzere sekiz üyeden oluşturulmuş. ABD’nin Türkiye’deki diplomatik misyon şefi, komisyonun fahri başkanı olacak ve komisyonda oyların eşit olması halinde kararı komisyon başkanı verecektir! Komisyonun ABD vatandaşı olan dört üyesinden ikisinin elçilikteki CIA ajanları arasından seçilmiş olması mümkün müdür? Bunu cevabını da sizlere bırakıyorum!..
Anlaşmanın 1. Maddesine göre:
Türkiye’de bir Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu kurulur. Komisyonun giderleri Türkiye’nin ABD’ye olan borcundan karşılanır. Üstelik de ABD vatandaşlarınca yapılacak öğretim ve araştırma giderlerini de bize ait! Çünkü Amerikan kültürünün aşılanması, zihinlerin köleleştirilmesi, uyuşturulması ve toplumda ciddi bir bilinç kaymasının yaşanması için eğitim bulunmaz bir fırsattır. Bugün ülke olarak geldiğimiz nokta her şeyi açıklamaya yetmiyor mu?
ABD, bu yöntemi sadece Eğitim alanında kullanmadı:
Medya ve STK dâhil birçok alanda kullandı ve hâlâ kullanmaktadır. Bugün bile yürürlükte olan Fulbright anlaşması aynı zamanda bir CIA projesi olan FETÖ’nün eğitim dünyasına açılan en önemli kapısıydı: FETÖ’yü ABD’ye yerleştiren ve yeşil kart almasında yardımcı olan CIA ajanı Graham Fuller aynı zamanda FETÖ’nün MEB’e çöreklenmesinde de aktif rol oynayan bir ajandı. FETÖ daha bu tarihlerde Özbekistan ve Kırgızistan’daki okullarında 130 kadar CIA ajanına yataklık yaptı. Türk okulları olarak bilinen okullar deşifre olana kadar CIA’nın birer karargâhına dönüşmüştü. Fulbright anlaşmasıyla kimyası bozulan ve altüst edilen eğitimden istifade eden FETÖ ne yazık ki Türk okullarından çok sayıda öğrencimizi de devşirdi.
Yönetim Kurulu aşağıdaki Türk ve Amerikalı üyelerden oluşmaktadır:
John Thomas McCarthy, Yönetim Kurulu Başkanı, ING Bank Türkiye, İstanbul
Tuba Korkmaz, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Birimi Genel Müdürü, Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara
Osman İlhan Şener, Kültürel Diplomasi Genel Müdür Yardımcısı, Dışişleri Bakanlığı, Ankara
Viraj LeBailly, Basın ve Halkla İlişkiler Müsteşarı, Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği, Ankara
Prof. Dr. M. Akif Kireçci, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Ankara
Prof. Dr. Gültekin Yıldız , İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, İstanbul
Julie Eadeh, İstanbul Başkonsolosu, Amerika Birleşik Devletleri İstanbul Başkonsolosluğu, İstanbul
Mark H. Butler, Mimar, Nedret & Mark Butler Tasarım Stüdyosu, İstanbul.
Bu komisyonun görevi, Türk çocuklarının ilk, orta ve lisede okuyacağı derslerin müfredatını yani programını belirlemektir. Projenin mimarı, dönemin ABD başkanı Truman’ın meşhur doktrinini “eğitim ve kültür” alanında projelendiren kişi olan senatör William Fulbright’dır.
İsmet İnönü tarafından imzalanan bu anlaşma hâlen yürürlüktedir. Çünkü onlara göre “Türkiye anahtar ülke.” Fulbright’ın ülkemizden sadece 2008, 2009 ve 2010 yıllarında geleceğin liderleri olarak yetiştirilmek üzere seçtiği 100’den fazla isim yer almaktadır. Bugünlerde de programlar düzenleyip zeki öğrencilerimize burs vermenin yollarını arıyorlar!
Velhasılıkelam bir ülkenin zihnini ancak eğitimle esir alabilirsiniz. Bir nesli ancak eğitimle yozlaştırabilirsiniz. FETÖ, Fulbright eğitim anlaşmasıyla eğitim sitemine yerleştirildi. Bu anlaşmayla çocuklarımız ABD emperyalizmine göbekten bağlandı.
Gelin Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkalım, Ama eğer ki bir anlaşmadan çıkılacaksa o da ABD’nin Milli Eğitimimizi esir alan Fulbright anlaşması olmalıdır.
Fulbright Anlaşmasının ardından, Menderes tarafından Köy Enstitüleri’nin kapatılması gelecektir. (27 Ocak 1954) Çünkü bu halk yoksul ve cahil kalmalıdır. Yoksa idare edilemez, sömürülemez!
Kadir Veral

