Deneme,  Toplum

Cerrattepe’den Kaz Dağları’na Cengiz Holding Gerçeği

Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan, Çanakkale Belediyesi Kültür Merkezi’nde yaptığı konuşmada doğa kırımlarına karşı nasıl durulması gerektiğine ilişkin çok çarpıcı şeyler anlattı bugün. Sürekli mücadele içinde olan birisinin, bir doğa aktivistinin biraz hırçın, biraz öfkeli ve biraz da gergin olacağını düşünmüştüm açıkçası salona girerken. Hiç öyle değildi, hiç öyle olmadı. Bir olmuş insandı karşımızdaki. Mücadelenin içinde kendini eritmiş birisiydi dinlediğimiz kişi.

Anlattıklarının içinde bir sürü çarpıcı ifade vardı. Bana kalırsa, doğa kırımlarına karşı bir kitap hazırlanacaksa onun konuşması, öyle bir kitabın önsözüne alınmalı. Neşe Karahan’ın ifadeleri arasında aklıma hemen gelen şu: “Vahşi madenciliği durdurmak, doğamıza, havamıza, suyumuza ve geleceğimize sahip çıkmak için Artvin’de herkese gittik, her siyasi partiyle, her türlü yapıyla yan yana gelmeye çalıştık. Kuran kurslarından kadınların günlerine kadar hiçbir şeyi atlamadık. Kimse bu sürecin dışında kalmamalıydı bize göre, buna çok ama çok özen gösterdik.”

Buruk bir ses tonuyla ama sıcacık, “dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan” edasıyla anlattı vahşi madenciliğin karşısındaki duruşlarını. Cengiz Holding’in yanına geçenleri, onlarla işbirliği yapanları; dağına, toprağına, insanına ve kendi geleceğine ihaneti seçenleri anlatırken bile onları suçlayan bir dil kullanmadı. Konuşurken yüzüne; ağaçlara, kurda kuşa duyduğu şefkat yayılmıştı. Bir doğa anne vardı sanki karşımızda. Onun ağzından, “yaşamı savunmalı” diyen bir ses tonu yayılıyordu salona. “Direnmesek tehlikededir dağımız, taşımız; direnmesek geleceğimiz tehlikededir… Havamız, suyumuz, toprağımız tehlikedir” şeklinde özetlenebilecek bir konuşmaydı yaptığı. Bütün canlılar adına kabul etti alkışları da.

Neşe Karahan’ın Cerattepe Direnişi’ni anlatan konuşmasını çok az sayıda insan dinleyebildi. Birkaç İda Dayanışma Derneği üyesi, birkaç Çanakkaleli ve birkaç da Artvinli hemşerisi vardı koca salonda… Kaz Dağları mücadelesine Artvin’den kalkıp gelen Neşe Karahan, Çanakkale Belediyesi’nin umurunda bile olmamıştı belli ki. Cerattepe’de verilen mücadeleyi, o müthiş deneyimi umursamamıştı bile Çanakkale Belediyesi. Çanakkaleliler de bu gerçeğin dışında değildi kuşkusuz. Ama bunu mesele etmedi Neşe Karahan konuşmasında. Onlara sempatik cümlelerle içten öneriler gönderdi salondakiler aracılığıyla. Kaz Dağları mücadelesine Çanakkale Belediyesi’nin önderlik etmesi gerekir, “Ama siz anlatın onlara, onlar olmadan olmaz” dercesine söyledi önerilerini de. “Önce doğa düşmanları karşısında sakin olmamız ve sonra da bir olmamız gerektiğini” söyledi. Vicdanlarımızı korkumuzun üzerine çıkarmamızı salık verdi bizlere.

Neşe Karahan’ın özellikle bir ifadesi, eminim ki salonda bulunan tek tük Çanakkaleliler tarafından yanlış anlaşıldı: “Bütün bu hazırlıklardan, bu çalışmalardan sonra 15-20 bin kişiyle karşılarına çıktık vahşi madencilerin; kâh sahada, kâh meydanlarda… Bu kadar kalabalık, paniğe kapılmalarına yol açtı onların…”

Keşke bu ifadeyi söylerken Artvin’in nüfusunun da zaten bu kadar olduğunu söyleseydi.

Hayrettin Geçkin

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir