Deneme,  Edebiyat,  Toplum

Yazar Olmak Üzerine

Okumayı öğrendiğim gün karar vermiştim sanki yazar olmaya…

Kitapların büyülü Dünyası, ufacık çocukken bile çok fazla barışık olmadığım yaşamdan, zorlandığım koşullardan beni bir hortum gibi ortasına çektiği andan itibaren benim kutsal mesleğim yazarlık idi ve bu tutku devamlı ertelenerek bu güne kadar sürdü geldi.
yazabildim mi? Hayır!

En iyilerin tümünü defalarca okumuş biri olmak önümdeki en büyük engel oldu.

Yazdım yırttım, yazdım karaladım, yazdım dolap köşelerine sakladım. Zira hiçbir yazdığım içime sinmedi (bir süre çalıştığım yerel gazetedeki köşe yazıları hariç, öyle berbat bir gazete idi ki ben fazla geliyordum).

Artık yaşlı bir kadınım, ertelenecek zamanım yok ve asla istediğim gibi yazacak yeteneğim olmadığının bilincindeyim.

Ama vazgeçmeye gönlüm razı değil.

Şöyle der OYA BAYDAR bir kitabının önsözünde;

Gün gelip vaktin daraldığını hissettiğinizde, anılarınız yok olmasın, bilinmez bir boşluğun bir yerlerinde yaşasın istersiniz. Sizi siz yapan o küçük şeyler yetim kalmasın diye oturup yazmaya başlarsınız.

Yazmak, insanın var olma çırpınışından başka nedir ki zaten!

Nevin Aker

 

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir